İnsanlara güven duyulmasını sağlayan ahlak hormonu bulundu.

ABD'li nöroekonomist Paul Zak "ahlakın molekülünü" keşfetti. Zak'a göre OKSİTOSİN hormonu güven, empati ve diğer duyarlılıklara sebep oluyor.

ABD'nin Claremont Graduate Üniversitesi'nden nöroekonomist Paul Zak'a göre oksitosin hormonu aynı zamanda "ahlak molekülü" olarak göev yapıyor. Paul Zak, "aşk hormonu" da denilen oksitosin hormonunun dengeli bir toplumun oluşmasında etkili olan güven, empati ve diğer duyarlılıklara sebep olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre, bazı insanların daha yardımsever, bazı eşlerin daha sadık ve kadınların erkeklere göre daha yumuşak olmalarının sebebi de bu hormonun seviyesine bağlı. Cinsel ilişki sırasında, hamileyken ve emziririrken salgılanma oranı artan bu hormon diğer insanlara daha fazla güven duyulmasını sağlıyor.

2001'den bu tarafa konuyla alakalı araştırmalarını sürdüren Zak, bir burun spreyi vasıtasıyla vücuttaki oksitosin hormonu seviyesini artırmanın yolunu buldu. Hormon seviyesi arttığında insanların daha yardımsever oldukları, empati kurma yeteneklerinin geliştiği görüldü. İlginçtir bu hormonun seviyesini düşürenin ise testosteron olduğu tespit edildi. Bir düğünde deney yapan Zak, duygusallığın doruğunda olan gelinin oksitosin seviyesinin yüzde 28, gelinin annesinin yüzde 24, damadın babasının yüzde 19, damadın ise yüzde 13 olduğunu hesapladı. Bu aşırı düşüş damadın testosteron seviyesindeki yüksekliğe bağlandı.

Zak, oksitosin seviyesini yükseltmenin en kolay yolunun ise günde sekiz kez sarılmak olduğunu söylüyor.

Para-finansal karar mekanizmalarında söz konusu hormonun etkili olduğu tespit edilmiş.

Paranın ve üretimin olağanüstü mobilite kazanmış olması DAVRANIŞ EKONOMİSİ ve NÖROFİNANS ağırlıklı yeni ekonominin momentumunu atıracak sebeplerdir.

Washington Mutabakatı ile birlikte 1978'den bu yana dünya ekonomisine damgasını vuran ve "Büyük Sıfırlama"ya kadar ivmesini  daha da artıracak olan küresel finans piyasası, yeni dönemin ekonomik-finansal kararları üzerinde belirleyici olacaktır.

İçinde bulunduğumuz dönem, insanlık tarihinin belki de en çok ihtiyaç duyduğu şey "Ahlak Hormonu" gibi geliyor bana.

Kovid-19 salgını ile bırakın insanların birbirine günde sekiz kez sarılmasını, "sosyal mesafe" diye bir zırva üreterek insanlar, aileler, eşler arasına fiziki mesafeler koydular.

Süper Şemitah (2016) Döngüsü'nün birinci Şemitah'ı (2023) ile ikinci Şemitah'ı (2030) arasındaki yeni dönemin ekonomisi, küresel para piyasalarının-ileri teknoloji ürünü buluşları gerçekleştiren kuruluşların - mega miktarda üretim proseslerine sahip imalat merkezlerinin/bölgelerinin birbirine entegre olduğu yapıya bürünecektir. Diğerlerinin hepsi ekonominin bir nevi alt sektörleri/unsurları olarak kalacaklardır.

Böylesine bir küresel süreçte güvenli ve sağlıklı gıda üretimi tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar önem kazanırken biyogenetik - psikoloji - nöroloji ücgeninde birey ve kitlelerin pozitif veya negatif manipüle edilmeleri kolay ve kuvvetle muhtemeldir.

Nöroekonomi üzerine oturtulan yeni bir hayat tarzı insanlığı bekleyen "kaos teorisi"nin belirleyicisi gibi görünüyor.