Jandarma Genel Komutanlığı terfi ve tayin kararları açıklandı ama geride konuşulmayan "gizli emeklilik" kararları tortusu kaldı. Emekli edilenler sessiz kalınca yaşananlar unutulmaya yüz tuttu. Ancak kulislerde komuta kademesindeki iki yapının etkinliği konuşuluyor. Belki de asıl konuşulması gereken 75 albayın birden emekli edilmesi. Hem de aralarında henüz geçen yıl terfi ettirilenler varken...

15 Temmuz FETÖ Cuntası kalkışmasının yaşandığı gece gözler Genelkurmay Başkanlığı binasındaydı. Darbe girişimi başarısız olup herkes sıvışmaya başlayınca Genelkurmay Başkanlığı binasında aramalar başladı. İlginçtir yapılan aramalarda Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün kasasında birbirinden önemli belgelerin aslı ve kopyaları çıktı.

Belgelerden biri Jandarma Genel Komutanlığı'ndaki FETÖ yapılanmasını ihbar eden iki sayfalık bir nottu. Evrak, dönemin 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in parafıyla 30 Ocak 2015'te Jandarma Genel Komutanı'na, "İnceleyin/araştırın/Tetkik edin/Sonra bana arzedin" notuyla yollanmıştı.

Bir el devreye girip durdurdu

Buraya kadar yaşananlar olağan akış içinde seyretmiş görünüyor. Bu belge ele geçtikten sonra akıbetini araştırmaya başladım. Çünkü adı geçenlerden çoğu FETÖ Cuntası kalkışmasında aktif rol almış, "infazlara katılmış/Polisler için vur emri" vermişti. Haber kaynaklarım beni geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Güven Şağban'a yönlendirdi. Kendisi o dönemde FETÖ ile mücadele eden isimler arasındaydı. Hatta 15 Temmuz gecesi infaz edilmek istenmiş, silahın tutukluk yapması nedeniyle hayatta kalmıştı.

Kendisi bana, "Evet bu evrakı ben gördüm. Araştırma yapmak istedik. Ama o dönem işlem yaptırılmadı. Sonra o evrakı siz hatırlatana kadar bir daha görmedim" dedi. Yani bir el devreye girip müdahil olmuştu. Bu şartlarda artık ona ulaşmak imkansız. Eğer o soruşturma yapılmış olsaydı belki de FETÖ Cuntası kalkışmasında Jandarma bu kadar aktif olmayacaktı. Yayınladığım belgelerde bir soruşturmacının aldığı notlar bunun en büyük delili.

İltisaklı kurumlardan bilgi alma geleneği

Biliyorsunuz hayatımızda "güvenlik soruşturması" diye bir kavram var. Bu satırların sahibi de geçmişte güvenlik soruşturmalarından geçti. En azından işe girişlerde. Ama kamu bürokrasisinde terfilerde "iltisaklı kurumlardan bilgi alma" kültürü yer etti. Yani bir atamada MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne "ilgili kişinin" durumu soruluyor. Amaç suç ve terör örgütleriyle iltisakı olup olmadığına bakmak. Son yıllarda ailenin cemaat ve tarikat bağlantıları da bu kapsama alındı.

Jandarmada emekliye sevkedilen 75 albay ve generallerin genelinin Atatürk milliyetçisi olduğu, bir cemaat ya da tarikat iltisakının olmadığı ifade ediliyor. Kulislerde terfilerdeki kıstaslar tartışılıyor. Bu noktada planlama yapılırken "iltisaklı kurumlardan gelen" bilgilerin dikkate alınıp alınmadığı merak konusu. Hatta daha da ötesi "iltisaklı kurumların notlarının" Cumhurbaşkanına arz edilip edilmediği de tartışılıyor. 

İlerde neler yaşanır bilinmez ama sürecin bir numaralı ismi artık İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya olarak görünüyor. Belki kendisi çıkıp açıklama yaparak tartışmaları bitirir.