Bugün bana ayrılmış olan köşede ilk defa yazmaya başlıyorum. Ben 35 yıllık uluslararası lojistikçi olarak umuyorum ki sizi sıkmadan lojistiği anlatabilirim. Bana bu fırsatı veren değerli editörümüz Murat Bayar’a teşekkür ederim.
Lojistik denince hepimizin ilk aklına gelen, yolda gördüğümüz büyük TIR’lardır. Çoğumuzun küçükken oyuncak arabaları vardı, belki bu yüzden TIR’lar ilgimizi bu kadar çekiyor. Ancak Lojistik demek sadece TIR veya kamyonlarla yapılan taşımalar değildir. Lojistiğin kelime anlamı tedarik zinciridir. Tedarik zinciri üretim noktasından başlar, üretilen malın nihai tüketiciye ulaştığı yerde sona erer, verilen hizmetlerin tamamını kapsayan hizmetlerin bütününü Lojistik oluşturmaktadır. Ülkelerin ve insanların tüketim ihtiyaçlarına göre üretilen bu ürünlerin taşınması ise karayolu, havayolu, tren ve deniz yolu ile yapılabilmektedir. Malın değerine ve aciliyetine göre bir taşıma modu seçilmektedir.
Lojistiğin önemi özellikle Pandemide insanların evlerine kapandığında çok ama çok fazla hissedildi, dışarı çıkmasına izin verilen nadir ve en önemli sektörlerden biriydi. Pandemiden önce hayatımızda yer almayan maske, jel, çeşitli hijyenik ürünlerin, hastane medikal giyim ürünlerinin üretilip hızlıca tüketicilere ulaştırılması konusunda lojistik önemli rol oynamıştır.
06 Şubat’ ta 11 ilimizde meydana gelen talihsiz depremde bölgeye en hızlı ulaşan sektör lojistik sektörü olmuştur. Arama kurtarma için gerekli ekipmanların ve yardım malzemelerinin bölgeye ulaştırılmasında çok büyük katkısı olmuştur.
Kısaca insanların yaşaması için üretmek yetmiyor, üretilen ürünü zamanında ve güvenilir bir şekilde tüketiciye ulaştırmak gerekiyor, aksi halde üretilen ürünün hiçbir değeri kalmıyor.
Genç arkadaşlarımızın; lojistik mesleğini tercih ederek, bölgemizde lojistik mesleğinde en güçlü ülke haline gelmesini dileyerek bugünkü yazımı sonlandırmak istiyorum.