Yaklaşık 23 yıldır Türkiye ile İngiltere arasında köprü olduk, iki ülkenin ihracatını taşıyoruz! Yaklaşık 20 sene önce, İskoçya'dan İstanbul'a gelecek bir yük ile ilgili İngiltere'deki ofisimize müşterimizden sipariş geldi.
Cuma günü öğlen saatlerinde yüklü tırımız, şoförümüz Hasan Çam yönetiminde (firmamızdan emekli olup ayrıldı yolu hep açık olsun) yola çıktı. 

SEN MİSİN 10 GÜNLÜK YOLU 3 GÜNDE GİDEN? 
Normal şartlarda, bugün uygulanan yol yürüme kuralları ve ülkeler arasındaki sınır kapılardaki yoğunluğa göre en erken gelebileceği süre 8 gün olarak kabul ediliyor. Araya hafta sonu girince, ortalama 10 günü bulmaktadır. 
Müşterimizin ise aracın hızlı gelmesi gibi bir talebi yoktu!
Buna karşın, şoförümüzün acil bir işine bağlı olarak, 10 günlük yolu, 3,5 günde alarak, (pazartesi sabahı) İstanbul'a ulaştırmıştı!

3 KAT HIZLI ULAŞAN YÜK, OYUNLARI BOZDU!
Aracın beklenenden neredeyse 3 kat daha hızlı gelmesi, hem bizi, hem de müşterimizi şoke etti. 
Yükün, hızlı gelmesine, müşterimiz teşekkür ettiyse de, bizimle çalışmayı bıraktı. 
Bu garip durumun nedenini araştırmaya başladık. 
İngiltere'deki müşterinin ihracat müdürünü aradık ve ne olduğunu anlamaya çalıştık. İhracat müdürü "Bizden yana bir sorun yok, ancak Türkiye'deki ithalat müdürü (ikisi de aynı firma çalışanı) sizinle çalışmak istemiyor!" dedi. 
"Siz randevu alın, gidin kendisini ikna edin" dedi. 
Randevu almaya çalışsak da, Türkiye'deki ithalat müdürü Nuh diyor, peygamber demiyordu. 
En sonunda hatırlı birinin ricası ile randevu aldık. 
Görüşmede bize ithalat müdürü bu yüklerin taşımacısına kendilerinin değil,  İngiltere'nin karar verdiğini hem söyledi, hem gösterdi!..
Ve  memnuniyet belirten İngiltere'deki ihracat müdüründen gelen e-postayı gösterdi. Mesajda bir daha bizim firma ile çalışmaması için talimat yollamıştı. 
Sonradan öğrendik ki, müşterinin ihracat departmanı 1 ay önce sevk etmesi gereken yükü unutmuş ve yapılan son yüklemeden önce İngiltere'deki ofisimizi telaşla arayıp, yolda kalan bir yük olup olmadığını sormuş. Olmadığı yanıtını alınca, "Yola bakın, devrilen kaybolan bir aracınız var mı" diye de sormuş! 
Olmadığını öğrenmiş.
Ve kendi unutkanlığını, lojistik firmasının gecikmesi yalanı ile kapatmaya karar vermiş!
Akabinde unutulan yükü, yine planlandığı üzere bizim firmaya vermiş, normal bir zamanlama ile ve 10 gün sonra gelse, "Lojistik firma 40 günde getirdi!" diyerek konuyu rahatça kapatabileceğini öngörmüş. 
Fakat, TIR 3 günlük rekor sürede gelip de bu konu hızla duyulunca, yalan da söyleyememiş. Hatayı üstlenmek zorunda kalmış!
Yani, bir ay önce iletilmesi gereken yükü, konuşulan bir rekorla gerçekleştirdiğimiz için işimizden olmuştuk!..
Maalesef bazen hayatta, görevinizi beklenenden daha iyi performansla gerçeklediğinizde,  iş kaybına uğrayabilirsiniz. 
Bununla birlikte, Batı'da söylendiği gibi,  doğruluk en iyi politikadır, bir gün sarsılsanız bile, her senaryoda ayakta kalırsınız!
Konuyu, bir akrep hikayesi ile bağlıyorum:  

DOĞRUNUZDA ISRAR EDİN, BIRAKIN YANLIŞ DEĞİŞSİN!
Derviş: Suya düşen akrebi kurtarmak üzere, elini uzatınca akrep sokar!
Derviş tekrar dener, akrep yine sokar, 
Bunu görenler dayanamaz ve dervişe: "İyilik yapmak istediğin halde, sana zarar verene daha ne diye yardım edersin, bre derviş?"  diye sorarlar.  Dervişin cevabı manidardir: 
"Akrebin doğasında sokmak, benim ise yaratılanı sevmek, merhamet etmek var!
O doğasının gereğini yapıyor diye, ben niye değişeyim?"