6 Şubat saat 04:17’de 11 ilimiz depremle uyandı. Bu büyük depremde bazı vatandaşlarımız maalesef uyanamadı ve yıkılan binaların altından sağ çıkamadılar. Bir çoğumuz; ailesini, akrabasını, dostunu, komşusunu kaybetti. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet kalanlara başsağlığı diliyorum. 6 Şubat depreminde inanılmaz bir trajedi yaşadık. Kaybettiğimiz canlarımızın yanı sıra evlerimizi, işyerlerimizi de kaybettik. Umarım bundan gerekli dersleri çıkarabiliriz.
Deprem bölgesinde yeniden inşa edeceğimiz binaları Türkiye’nin deprem kuşağında olduğu gerçeğini unutmadan Japonya'da olduğu gibi depreme dayanıklı şekilde yapmalıyız.
6 Şubat depreminin hemen akabinde; Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşlarımız nasıl yardımcı olabilirim, diye yarıştı. Gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında tanıdık – tanımadık herkes depremzedeler için yardım grupları oluşturdu. Oluşturulan bütün bu gruplar tarafından toplanan ihtiyaç malzemeleri lojistikçiler aracılığı ile depremzedeler ulaştırıldı.
Şunu da unutmamak gerekir ki, yardımları götürebilmek için, iyi bir lojistik altyapısı ve bunu ulaştırmak için yolların açık olması gerekir. Depremin ilk günlerinde yolların bir kısmı kapalı olsa da zamanla açıldı. Halktan gelen yardımlar hızlıca depolarda toplanıp TIR, kamyon, gemi ve benzeri araçlarla deprem bölgesine sevk edildi.
Deprem bölgesine yardımları ulaştırmak çok önemli ama bu yardımların dağıtılması da bir diğer önemli lojistik faaliyeti oluşturuyor. Yani çok acil desteğe muhtaç olan vatandaşlarımızın tespiti ve yardımların doğru adreslere sevki konusu çok önemli. Bu konuda da sivil toplum kuruluşlarımızın önemli katkısı oldu. Ancak yine de koordine olmadan gönderilen yardımların bir kısmı telef oldu.
Deprem gerçeği maalesef sona ermedi. Maalesef ülkemizin birçok yerleşim noktası deprem kuşağında yer alıyor. Türkiye’nin en fazla nüfusa sahip şehri İstanbul’da bu kuşakta yer alıyor. Bilim insanları yıllardır İstanbul’da büyük bir depremin olacağını söylüyor. Olası İstanbul depreminde yardımların ihtiyaç sahibi depremzedelere ulaştırılması gerçekten kolay olmayacak. Neden mi? Normal zamanlarda çok yoğun bir trafik yaşayan bir noktadan bir noktaya gitmenin çok ama çok zaman aldığı İstanbul’da deprem sonrası nasıl bir ulaşım sorunu olur düşünmek bile istemiyorum. İstanbul’da deprem sonrası oluşabilecek ulaşım sorununun bir an önce çözülmesi gerekiyor. Ayrıca yardımların dağıtımının çok daha iyi koordine edilmesi lazım. 6 Şubat depremi bize bu gerçeği gösterdi. Yani afet lojistiği planının sadece İstanbul’da değil, deprem olması muhtemel her iller için yapılması gerekiyor. Afet lojistiğinde malzemelerin depremzedelere ulaştırması kadar, dağıtımı ve depolanması da çok önemli.
Öte yandan İstanbul’daki binalarımızı ve altyapımızı deprem gerçeğine uygun hale getirmeliyiz. Bir de şöyle bir gerçek var ki: Türkiye'nin ekonomisinin kalbi İstanbul'da atıyor ve deprem bölgesine en çok yardımı yollayan illerin başında geliyor. Peki İstanbul'da deprem olursa, yardım nasıl sağlanacak?
Kalın sağlıcakla