Ankara’daki terör saldırısının ardından tuhaf açıklamalar yapan Ayşenur Arslan "Yanlış anlaşıldığım için üzgünüm" diyerek özür diledi dilemesine de olanlar oldu tabi. Özellikle sosyal medyada kimse olayın nasıl geliştiğine bakmaz algı oluşur vicdanlar kanar ve öyle kalır.
Halk TV’de ekranlara gelen Medya Mahallesi programını yapan Ayşenur Arslan, Ankara’daki terör saldırısı hakkında tepki çeken sözlere yer vermişti. Arslan, "Belki kendisini patlattı denilen kişi, terörist üzerinde ya da arabada uzaktan kumandalı patlayıcı olduğunu bilmiyordu. Çünkü o kadar manasız ki gelip hiçbir şey yapamadan ölünmez. Bana sorarsanız her şeye aykırı durup dururken kendini patlatmış. Ama esas olarak bu benim aklıma takılan şeylerden biri iddia edemem elbette. Ama bir arabanın şoförü öldürülerek neden o kadar kolaydır ki kilidiyle açacaksınız düz kontak çalıştıracaksınız bombayı şey yapıp gideceksiniz. Ankara'da bunu yapmak varken neden Kayseri'de birini öldürerek ben geliyorum bombalar sırtımızda tabanca belimizde mi, nedir yani?" demişti.
Tepki çeken sözlerin ardından Ankara’da Ayşenur Arslan için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı ve Halk TV programı kaldırdığını duyurdu ardından Ayşenur Arslan, “Çok üzgünüm yanlış anlaşıldım" dedi.
Son gelen bilgilere göre ise Ayşenur Arslan gözaltına alındı. Bu satırları yazdıktan hemen sonra da serbest kaldı zaten. Herkes koro halinde gözaltına ne gerek vardı diye konuşmaya başlar basın özgürlüğüne dem vururlar...
Bir düşünün böyle bir olay Amerika'da ya da Avrupa ülkelerinden birinde olsa ne olurdu. Hiç gerilere gitmeyeleim Fransa'dan bir örnek verelim.
Fransız gazeteci Arian Lavrilleux geçen ay "ulusal güvenlik sırlarının tehlikeye atılması" suçlamasıyla evinde gözaltına alınmıştı. Fransız yayın kuruluşu Disclose için çalışan gazeteci, Fransa’nın Mısır’a sattığı silahlarla ilgili 2021 yılında yayımlanan Mısır Belgeleri’yle (Egypt Papers) gündeme gelmişti.
Lavrilleux, Fransız araştırmacı habercilik sitesi Disclose üzerinden Kasım 2021'de yayımladığı yazılarda, Mısır ordusunun Fransız istihbaratının sağladığı bilgileri kullanarak "Sirli" adında bir operasyon düzenlediğini belirtimşti. Buna göre Mısır ordusunun, istihbarat bilgilerinden hareketle 2016-2018'de Libya sınırında kaçakçılara karşı düzenlediği operasyonlarda sivilleri bombaladığı öne sürülmüştü. Haberde, operasyonla ilgili süreçten eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve ülkenin mevcut lideri Emmanuel Macron'un da bilgisi olduğu ifade edilmişti. Buna ek olarak hükümet içinden operasyona itirazlar geldiği fakat bunların gözardı edildiğine de dikkat çekilmişti. Gazeteci bir gün sorgulanıp daha sonra serbest bırakıldı.
Sonuç olarak devlet güvenliğine dair işlenen suçlara hiç kimse kayıtsız kalmıyor medeniyetin beşiği denilen Avrupa'da da Amerika'da da böyle. Basın özgürlüğü yasalarla elbette her yerde güvence altında ama sınırsız bir özgürlük değil bu olamaz da... Her ülke kendi güvenliğini tehlikeye atan "gazetecilik faaliyetleri" ile ilgili işlem yapar. Ayşenur Arslan'ın açıklamaları gerçekten talihsiz ve toplum yarasını kanatmıştır. Hukuken suçsuz bile bulunsa bu açıklamalarının vicdani insanı ve etik olmadığını hepimiz biliyoruz. Bilmeyen var mı?