Dün vicdanları kanatan bir görüntü yansıdı sosyal medyaya. Afyonkarahisar'da, bir ilkokuldaki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında kaydedilen bir görüntüydü. Öğrencilerin gösterisinde bir öğrenci öğretmeni tarafından gösteriyi yapan öğrencilerin olduğu gruptan çıkarılıyordu. 10 yaşlarında bir çocuk. Kenara alındı o gösteride herkesin içinde. 

Okulun bahçesi her bayram olduğu gibi hınca hınç dolu minik yüreklerde bir heyecan bir heyecan... Veliler ellerinde telefon o anları kaydediyor ve bir bakıyorsunuz sizin çocuğunuz kenarda... Hem çocuk olarak düşünün hem anne... Ne hissedersiniz?

Sonradan öğreniyoruz ki çocuk bir de disleksi. Bir tür öğrenme dikkat eksikliği zorluğu yaşıyor. Ve herkesin içinde öğretmeni onu alıp kenara koyuyor gösteride... Sanki bir eşya gibi. 

Anne gösteriden sonra gidip sorduğunda öğretmene neden yaptığını, sınıf öğretmeni  Ş.Ş., çocuğun dikkat eksikliği olduğunu ve gösteriyi yapamadığını bu yüzden onu sınıftan ayırdığını söylüyor.

Annenin şikayetiyle soruşturma başlatılmış ama nafile tabi o çocuğun o annenin kalbinde açılan yaraları hangi soruşturma kapatabilir ki... Sonra da öğretmenler için yeterlilik sınavına falan hayır diyorlar. Bu görüntüler o kadar zorunlu olduğunu ortaya koydu ki yeterlilik sınavının. Bazı insanlar gerçekten öğretmenlik yapmamalı.

Ne olurdu yani o çocuk da dahil olsaydı gösteriye ve yapamasaydı ne olurdu! Elinden geldiğince yapsaydı ya da... Ne olurdu biri anlatabilir mi? Atomu mu parçalıyordu diğer öğrenciler... Bu mu Cumhuriyet ruhu bu mu Atatürk'in izinden giden öğretmen öğrenci tablosu... Çok yanlış anlamış her şeyi yazık.

Şu görüntüleri izleyip kanı beynine sıçramayacak kimse yoktur. Yazıklar olsun senin gibi öğretmene...