Aslında o, yazar olmayı değil, üniversite hocası olmayı aklına koymuştu.

Ama rastlantılar onun yolunu yazarlığa çıkardı.

Edebiyatla ilgisi çocuk yaşlarda, babasının kütüphanesindeki kitaplarla başlamıştı. Üniversitede edebiyat öğrenimi gördü, edebiyat öğretmeni oldu.

1917 yılında bir uzun hikâye denemesi olmuştu ama, bu türde bir iddiası yoktu.

Bir gün bir tiyatro oyunu izledikten sonra, oyunun yazarına görüşlerini söylemiş, o da bu söylediklerini yazmasını önermişti.

Yazdı ve ilgiyle karşılandı.

Böylece uzun süre tiyatro eleştiriyle adını duyurdu.

Tiyatro eleştirmenliği yaparken, kendi de oyun yazarlığına soyundu.

Oyunları da ilgiyle karşılandı.

Bu arada üniversite hocalığı hayalini çoktan rafa kaldırmıştı.

Bir gün, "İstanbul Kızı" adında bir oyun yazmış, Darülbedayi'nin edebi kuruluna vermişti.

Piyes, bir köy okulu dekorunda canlandırılmıştı.

Darülbedayi edebi kurulu buna karşı çıktı.

Lüks salonlar dururken köy okulu sıralarından dekor oluşturmak dönemin anlayışına uygun düşmüyordu.

Kurulun üyeleri kendisinin arkadaşlarıydı, ama; "Kusura bakma!" dediler.

Reşat Nuri, piyesini geri çekti; bunu bir roman biçiminde yeniden yazdı.

Romanın adını da Çalıkuşu koydu.

İKİNCİ YAZI

Koca Ragip Paşa Ve Şai̇r Haşmet'i̇n Çocukluğu3

KOCA RAGIP PAŞA VE ŞAİR HAŞMET'İN ÇOCUKLUĞU

Döneminin aydın devlet adamı ve şairi Koca Ragıp Paşa bir gün yolda giderken çok susamıştı.

Sokakta oyun oynayan çocuklardan bir tas su istedi.

Çocuklardan biri koşarak evine gitti ve hemen bir tas turşu suyu getirdi.

Koca Ragip Paşa Ve Şai̇r Haşmet'i̇n Çocukluğu2

Paşa, turşu suyunu kana kana içti; bitirince çocuğa sordu:

-Çocuğum ben su istedim, sen neden turşu suyu getirdin?

Çocuk:

- Efendim, dedi, annemin kurduğu turşuya sıçan düştü; suyu boşa gitmesin, hayrat olsun diye dağıtıyoruz. İsterseniz bir tas daha getireyim.

Bunu duyan Koca Ragıp Paşa tiksindi ve öfkelenerek elindeki tası yere çaldı.

Taşa çarpan tas kırılmıştı!

Çocuk ağlamaya başladı...

O, öyle masum masum ağlayınca Paşa yaptığından pişman oldu.

Çocuğun saçlarını okşayarak gönlünü almak istedi.

Koca Ragip Paşa Ve Şai̇r Haşmet'i̇n Çocukluğu1

-Ağlama çocuğum, ağlama...

Çocuk:

-Nasıl ağlamam efendim? O kırdığınız tas, bizim köpeğin yal kabıydı. Zavallı hayvan şimdi yemeğini nerede yiyecek?

Sonra anlaşıldı ki, çocuğun söyledikleri gerçek değil, hepsi birer şakadan ibaret...

Türkiye'de ilk kez kütüphane kurmuş olan Paşa, bu mizah yeteneği yüksek çocukla ilgilendi, onu okuttu...

O çocuk, hazırcevaplığıyla ünlü Şair Haşmet'ti.