Siyaset kulisleri toplumun gerçeklerinden uzak farklı gündemlerle meşgul. 
Bizler de toplumun gerçeklerini ıskalayarak siyasi kulislerin esiri oluyoruz. 
Bir süredir CHP’nin kendi içinde başlayıp Türkiye gündemine mal ettiği cumhurbaşkanlığı aday tartışmaları yaşanıyor. 
Ekrem mi, Mansur mu, Özgür mü derken, üyelerin katılımı ile 23 Mart’ta gayrı resmi ön seçim tek adayla gerçekleşecek. 
İmamoğlu gayrı resmi adaylık sürecini CHP üyelerinin oyuyla başlatacak. 
Ardından hangi tartışmalar öne çıkar  bilemeyiz. 
Ama İmamoğlu siyasi gündemde kalma açısından ve gündeme yön verme bakımından çok başarılı. 
Gündemde aynı zamanda üniversite diploması tartışmaları var. 
Bu tartışmalar nereye evrilir? 
Çok önemli değil. 
Hatta bu durum İmamoğlu’na mağduriyet avantajı sağlıyor. 
Üniversite diploması şaibeli olmasa İmamoğlu’nun oluşturduğu gündemin gücünü siz düşünün!
AK Parti'nin bu ülkeye kazandırdığı dev projeleri itiraf ediyor, kabul ediyor. 
Fakat bu projelere karşı kendisinin 100 metrekarelik kent lokantalarının halktaki karşılığının daha fazla olduğunu iddia ediyor. 
Doğru mu? 
Bir açıdan doğru.  
Ve iktidarı tuş ettiği iddiasında ise... 
Haklı mı haklı maalesef.
İmamoğlu’nun itiraf ederek kabul ettiği dev projelerin 10’da birini yaptığını bir hayal edin. 
Kim tutar İmamoğlu’nu...

TAŞRA KULİSLERİNDEYİZ

Bir süredir Ankara kulislerinde değil, Anadolu kulislerinde vatandaşın arasında, yerel siyasetin içindeyiz. 
Yukarıdaki değerlendirmelere de vatandaştan süzülenlerin ışığında bakınız. 
Anlayacağınız, uzmanı olduğumuz araştırma sektöründeki tecrübemiz taşra kulislerini takiple birleşince, gelişmeleri de farklı analiz ediyorsunuz. 
Bir kere Anadolu’nun gündemi ile Ankara’nın gündemi hiç uyuşmuyor. Hatta taşra siyasetinin gündemi ile toplum gündemi dahi farklı. 

YEREL SİYASETİN DURUMU: SEN-BEN-BİZİM OĞLAN

Ne AK Parti'nin, ne de CHP’nin veya diğer partilerin teşkilatlarının toplumda karşılığı pek yok. 
Yerel siyasetçilerin toplumla yeterince teması yok ki karşılığı olsun. 
Yerel siyasetçiler toplumla bütünleşmeyi sağlayacak çalışma yöntemlerinden tamamen uzaklaşmış durumda.
'Sen - ben - bizim oğlan' yani...

BAYRAM İKRAMİYESİ HAYAL KIRIKLIĞI VE SONUÇLARI

Yerel siyasi kulislere indiğinizde, liderlerin gündemiyle paralel konular var. 
Bu durum iktidar - muhalefet ayrımı gözetmiyor. 
Oysa toplumun gündeminde ise bayram ikramiyesi var mesela. 
Ne iktidar, ne muhalefet teşkilatları emeklilere bayram ikramiyesi konusunun ciddiyetine vakıf değiller. 
Bayram ikramiyesi konusu emekli kesimin siyasi davranışlarını etkileyecek düzeyde. 
Çok büyük değişimi tetikliyor. 
Bunu vatandaşla konuştuğunuzda gözlemliyorsunuz.
Unutulmasın 31 Mart’ta seçim sonuçlarını emeklilerin maaşlarda iyileştirme umutlarının tükenmesi belirlemişti. 
Emekliler iktidara uyarı mahiyetinde ya sandığa gitmedi, ya da karşı oy kullandı. 
Bu durumu seçime 1 hafta kala Gönen’de Gündoğdu beldesinde emekli bir hanımla anket yaparken şahit olmuştum.  
“Bunlara bir ders vermeden anlamayacaklar” deyip kuruluşundan bu yana AK Parti'ye oy verdiğini, fakat yerelde vermeyerek göstereceğini vurgulamıştı. 
Son olarak bayram ikramiyesi konusunda makul düzeyde bir düzeltme beklentisi hayal kırıklılığı doğurdu.  
Gittiğimiz camide-cemaatte, kafede-kahvede, dost sohbetinde baş konulardan birinin bayram ikramiyesi olması dikkatimi çekiyor.

EMEKLİ MAAŞLARININ DÜZELECEĞİNE İNANÇ TÜKENDİ

Emekliler artık iktidarın kesinlikle emekli maaşları konusunda iyileştirme niyetinde olmadığı kanaatindeler. 
Emekli maaşlarının düzeltileceğine olan inanç tamamen tükenmiş. 
Seçmenin oy verme davranışını etkileyen en önemli konunun "kese" olduğu bilinir. 
Emekli ikramiyesi konusunun oy verme davranışını etkilediğine yönelik gözlemlerimi bu çerçevde kaydedeyim. 
Diğer taraftan, çiftçi ve köylü kesiminin gündeminde emekli ikramiyesinin yanında biber ve domates konusunun olduğunu belirteyim. 
Geçen sezon domateste facia yaşandı. 
Binlerce dönüm domates tarlada kaldı. 
O kadar uyarılmasına rağmen Tarım Bakanlığı kulağının üzerine yattı. 
Şimdi domates ekecek çiftçi sayısı geçen senenin üçte birine indi. Bu durum karşısında ellerinde bilgi olmasına rağmen Bakanlıktan bir çalışma yapıldığını duymadık. 
Anlayacağınız, toplumun gündeminde İmamoğlu’nun diplomasının şaibeli olduğu konusu magazin seviyesinde. 
Mansur Yavaş’ın aday olup olmaması umurlarında bile değil. 
Daha doğrusu cumhurbaşkanlığı seçimi gündemlerine daha girmemiş. 
Seçim beklemiyorlar.  
Ama olursa ne yapacaklarının hesabını iyi biliyorlar. 
O hesaplardan anladığımı sonraki yazılara saklayayım.
Kalın sağlıcakla...