Üç arkadaş oturmuş meyhanede, demleniyordu:

Şair Özdemir Asaf, Ümit Yaşar Oğuzcan ve gazeteci Özer Öztep...

Ümit Yaşar Oğuzcan

Üçünün de ortak özelliği, konuşma özürlü olmalarıydı.

Birinin dili peltek, biri kekeme, biri ‘r’ harfini ‘yumuşak g’ gibi söylüyordu...

Meyhane, Harbiye Radyoevi'nin karşısındaydı.

Oradan buradan söyleşirken, içlerinden biri; "TRT, spiker alacakmış, ilan vermiş" dedi.

Bu haber Özdemir Asaf'ın kafasında bir kıvılcım yaratmıştı, hemen:

Özdemir Asaf

"Gidip başvuğalım" dedi.

Ötekilere de cazip geldi bu öneri.

Başvuranın bir yüzü, kabul etmeyenin iki yüzü karaydı.

Üç arkadaş meyhaneden çıkıp yolun karşısındaki Radyoevi'ne yöneldiler.

Kapıdaki nöbetçi asker, durdurdu onları:

Üçü de, ‘spikerlik başvurusu için geldiklerini’ söyledi.

İçeri girdiklerinde onları bu kez bir astsubay karşıladı.

Aynı isteği yinelediler, astsubay karar veremedi; üç kafadarı Radyoevi'nin komutanı olan Binbaşı'nın karşısına çıkardı.

Özer Öztop

Meğer o gece bizimkiler meyhanede demlenirken darbe olmuş, askerler Radyoevi'ne el koymuş; spiker adaylarının haberi bile olmamış bu gelişmeden!

Binbaşı kafadarları dinlemiş, sonra da "gidiniz buradan" anlamına gelen bir küfürle kapı dışarı etmiş.

İKİNCİ YAZI

YEŞİLÇAM'IN KÖTÜLER ÇETESİ

Tarık Dursun K.'nın Yeşilçam'da yönetmenlik yaptığı yıllarda, bir akrabasına, emlakçının biri, Merter'den taksitle arsa satmıştı.

Merter Eski

Merter, o yıllarda kent dışında, gidilmesi gelinmesi güç bir yerdi.

Tarık Dursun K., akrabasının dolandırıldığını, parasının boşa gittiğini düşünüyordu...

Ama akraba Hanım, senet imzalamıştı, geriye dönüşü zordu!

Ahmet Mekin

Üstat bu durumu, yakın arkadaşı Ahmet Mekin'e danıştı; iki arkadaş kafa kafaya verip şöyle bir çözüm buldular:

Halkın nefret ettiği, baş belası, kötülükleri dillere destan arkadaşlarını alıp Merter'deki emlakçının yazıhanesini basacaklardı.

Olur mu, olurdu.

Erol Taş-1

Düşündükleri gibi yaptılar:

Ahmet Mekin, Ahmet Tarık Tekçe, Erol Taş, Kadir Savun'dan oluşan kötü adamlar çetesi soluğu Merter'de aldı.

Emlakçının yazıhanesini adeta kuşattılar.

Biri ters ters bakıyordu adama.

Biri, eli tetikteymiş, her an silahını ateşleyebilirmiş gibi rol kesiyordu.

Tarık Dursun

Tarık Dursun ile Ahmet Mekin sözle bastırıyorlardı adama.

Emlakçı bir süre direndi, ama bir gözü, bu, yüzlerinden bela okunan adamlardaydı.

Sonunda başının dertte olduğunu sezinleyerek yelkenleri indirdi; çıkarıp peşinatı ve senetleri geri verdi.

Çete üyeleri geldikleri gibi ayrıldılar oradan.

Ahmet Tarık Tekçe

Film mutlu sonla bitmişti.

Ne var ki, üstadın bu anısını anlattığı tarihlerde, Merter'de bir avuç toprak bir avuç altın değerindeydi!