Sosyal medya kullanımı artık bir kültür. Şöhret olma şehveti sardı her yeri. Organize suç örgütleri ise bu alanı “eleman devşirme” için kullanıyor. Okumayı ve çalışmayı sevmeyen, daha çocukken akran zorbalığına başlayan 15-25 yaş arası gençler hemen tuzağa düşüyor. Fazla değil 1-2 ay içinde suç işlemeye ve bunu normalleştirmeye başlıyor.
Toplumda infial yaratan ve ciddi güvenlik kaygısı duyulmasına neden olan yeni nesil tetikçileri mercek altına almaya devam ediyoruz. İstanbul’da belli semtlerde toplanan abiler, “eleman/tetikçi” ihtiyacı için avcı gibi dolaşıyor. Halı saha çevreleri, kafeler ve okul çevreleri tam bir avlanma alanı.
Sigara ve bira ikramıyla başlayan yolculuk kısa sürede uyuşturucuya dönüyor. Genç kızlar içinse istismarla başlayıp fuhuşa giden yol açılıyor. Aile bağları zayıf olanlar tuzağa kolay düşüyor. Ailenin ekonomik durumu belli bir noktaya kadar etkili olsa bile olay “öykünme”de bitiyor.
Paylaşımlarla suça teşvik motivasyonu
Sonra sosyal medya paylaşımları başlıyor. Tetikçiliğe evrilen bu süreçte “dövme” önemli bir işaret. Yaşanan her an yeme içme sosyal medyada paylaşılıyor. En önemli detay “çetelerin” adını geçirip abilerine saygı ve sevgilerini sunmak. Hele bir de o abiler suç işleyen akranlarına sosyal medyadan yanıt verince teşviğin en büyüğü oluyor. Bu kez örgütte suç işleyerek sınıf atlama hevesi ön plana çıkıyor.
Suç dünyasını iyi bilen biri ise yeni dönemi söyle anlatıyor:
Adamlara reis diyorlar,
Hırsızlık var, çocuğa cinsel istismar var, dolandırıcılık var, kap kaç var, uyuşturucu satmak var… Böyle adamlar eskiden toplumdan aforoz edilirdi. En vahimi de kiralıklar. Kiralık katillerin eskiden suratlarına tükürülürdü şimdi uluslararası iş alıyorlar gayet de rağbetteler. Bir çoğunun siyasetçilere yakınlığı var, beraber poz vermeye bayılıyorlar. Siyasetçiler artık buna dikkat etmeli. Nerden bileyim diyemez. Artık herkes herkesi biliyor.
Adı rüşvetti artık pay oldu
Bu noktada kabadayı aleminden günümüze yaşananlara tanıklık eden “eski kulağı kesik” kaynağım anlatıyor:
Biz suç işlediğimizde gelir teslim olurduk. Tetik düşürenin ağırlığı olurdu. İşi üstlenir cezamızı yatar çıkardık. İçimizde elbet hava atan olurdu ama konuşulmazdı. Delikanlı alemini uyuşturucu bozdu. Bildiğimiz adamlar eroinden kaçardı ama 1990lı yıllardan sonra kokaine göz yumuldu.
Para büyüdü, “dağıtmasını” bilen yol aldı. Şu anda gayrı meşru aleminden para alanlar bunu rüşvet olarak görmüyor. Pay olarak bakıyor. O yüzden devlet sokak hakimiyetini kaybetti.
Bizim için sadece vuracağımız kişi hedefti. Ama şimdi yaylım ateşi açılıyor. Masumlar vuruluyor. Bunun iki nedeni var. Abileri toplumdaki korkuyu derinleştirmek istiyor. Bir diğeri tetikçiler eyleme haplanıp gidiyor. Yani o sırada şuursuz hareket ediyorlar. Maalesef herkes kurşunların hedefi olabiliyor.
Çürümüşlüğe nasıl neşter vurulacak
Yeni nesil tetikçi yazısını kaleme aldıktan sonra çok sayıda güvenlik ve yargı bürokratından telefon aldım. Hepsinin ortak ilk gözlemi sosyal medya izleme/takibinin şart olduğuydu. Toplumdaki endişe onları pozisyon almaya itiyor.
Yüksek yargıdaki bir kaynağım acil çözüm önerilerini şöyle sıraladı.
Siber suçlar sosyal medyada ciddi bir izleme yapmalı. Silah-uyuşturucu paylaşımları gençlerin suç makinesine dönüşmeden radara girmesini sağlayabilir.
Yargı bu noktada önemli. İlçe adliyelerinde ağır suç büroları olmalı. Profillere baktığımızda bu gruptakiler devamlı suç işliyor. Savcı ve hakimler artık zanlılarla ilgili kanaat sahibi olabilir. Büyük adliyeler kim kime dum duma.
Ben mesela bu tarz olaylarda “toplumsal infial” detayını hep dikkate aldım. Kamu otoritesinin sarsılmaması için genellikle tutuklama talep ettim. Polise mukavemetle öğretmene yumruk atmaya aynı gözle baktım. Bu hem aileye hem topluma mesajdır.
HSK’nın yapısı değişmeli. Avukatlar kesinlikle bu yapıda olmamalı. Yargıda yaşanan skandalların merkezinde yer almaları bunu doğruluyor. Siyaseten güçlü olanlar sistemde at oynatıyor. Sonra yargıda borsalar ortaya çıkıyor.
İki gündür toplumun yeni kangrenini içerden bilgilerle aktardım. Durum gerçekten çok vahim. Kısa vadede çözüm yok. Ama atılacak adımlar belli. Şimdiden çalışmalar başladı. Bunu bir milli güvenlik sorunu gibi ele alıp çözüm üretme çalışmaları başladı. Ama zaman kısıtlı. Daha fazla ölüm olmadan önlemleri devreye sokmak şart.