Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz gazetecilerin sorularını yanıtladı. Vergi reformuna ilişkin gelen bir soru üzerine ise Yılmaz şunları söyledi; 

"Hem işçi kesiminin hem işveren kesiminin doğrudan vergilerin artması, dolaylı vergilerin ise azalması yönünde ortak bir talebi var. Önümüzdeki dönemde, bu yönde birtakım çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu vergi sisteminin modernize edilmesi, güncellenmesi, sadeleştirilmesi anlamına geliyor"

Muhteşem bir cevap… Umarım aynı orada da samimidir.

Çünkü biliyoruz ki vergi toplamanın en kesin ve pratik yöntemlerinden birisi dolaylı vergiler. 

“Daya gitsin ÖTV ve KDV’ yi; gerisini millet düşünsün” kafası yani.
 
Aslında dolaylı vergilerin bu kadar arttırılmasının temelinde doğrudan vergileri toplanamaması yatıyor. 

YA BATIŞ YA KAÇIŞ

Bunun temel nedeni şirketleri batırma noktasına getiren aşırıcı vergi politikaları.

Devlet şirketlerin özellikle KOBİ'lerin büyük ortağı gibi. Öyle ki giderlerini gösteremedikleri gibi, gelirlerinin yarısından fazlasını vergi olarak ödemek zorunda kalıyorlar. Yapılan hesaplara göre verilerini aksatmadan ödeyen küçük ölçekli bir şirket maksimum 5-6 yılda batma noktasına geliyor. 

İşte tam da bu nedenle şirketler, KOBİ ve esnaflar batmamak için bir tercih yapmak zorunda kalıyor. Ya vergi ödeyerek batmak, ya kayıt dışına kaçmak yada tahakkuk eden vergileri görmezden gelerek ödememek. Genelde de ikinci ve üçüncü şıklar tercih ediliyor. Birinci şıkkı erken görüp başka yollara sapmak istemeyenler ise yolun başında tası tarağı toplayıp dükkanı kapatıyor.

Devlet ise vergi tahsilatı yapamadığı için iki yılda bir vergi barışına gitmek zorunda kalıyor. Barışlarda şirketler tarafından genelde zaman kazanma süreci olarak kullanılıyor. Barış ödemesi geldiğinde ise yine başa dönülüyor. Tam bir sazan sarmalı anlayacağınız. 

Bu kısır döngünün sona ermesinin tek yolu adaletli ve şirketleri ya batışa yada kaçışa zorlamayan bir vergi sisteminin belirlenmesi. 

GELELİM DOLAYLI VERGİLERE…

Devlet şirketlerden tahsil edemediği verginin acısını vatandaştan çıkarıyor. Dünyanın en adaletsiz vergilerinden birisi olan dolaylı vergilere yükleniyor da yükleniyor. Adaletsiz diyoruz çünkü dolaylı vergileri trilyoner zenginde gariban vatandaş da aynı oranlarda ödüyor. 

Diğer yandan aşırı artan KDV ve ÖTV ekstra bir enflasyon da yaratıyor. Aşırı fiyatlar ise kayıt dışı ekonomiyi de tetikliyor. Kayıt içinde kalarak işini yapmaya çalışan şirketler gelir kaybına uğrarken, devletin vergi hedefleri şaşıyor.

Anlayacağınız daha çok vergi toplamaya çalışırken bütün sistem bozuluyor.  Onun için bu işten hem şirketler, hem vatandaş hem de devlet zararlı çıkıyor. Ve onun için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın dediği gibi bu durumdan herkes şikayetçi.

Çözüm mü?

Acilen vergi sistemininin akılcı bir şekilde gözden geçirilmesi ce kolaycılıktan kaçınılması. Şirketlerin üzerindeki yüksek vergi baskısının kaldırılması. Gerekirse geçmiş borçların ana paralarıyla birlikte silinmesi. Bugüne kadar vergisini aksatmadan ödeyenlerin ise geleceğe yönelik ödüllendirilmesi.

Dolaylı vergileri ya tamamen kaldırılması yada çok düşük seviyelere getirilmesi. Çalışana net maaş yerine brüt maaş uygulamasına geçilmesi. Hem çalışan hem de şirketlerin giderlerinin tamamının vergiden düşülerek sadece net gelirden vergi alınması.

Şimdi tüm bu söylediklerimi duyanlar “yahu kardeşim bu devletin vergilerini düşürür; o zaman devlet giderlerini nasıl karşılayacak” diyebilir. 

Emin olun vergiler düşmez artar. Gelişmiş ekonomilere bakın ne demek istediğimi anlarsınız.

Yarın OVP konuşacağız… Beklerim efendim…