Dünkü yazımı bitirirken yarın Orta Vadeli Programı konuşacağız demiştim.
O halde kaldığımız yerden devam edelim ve yine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz neler söylemiş ona bir bakalım. İşte Cevdet Yılmaz’ın OVP ile ilgili verdiği sinyallerden ana başlıklar;
"Bir para politikasının genel çerçevesi var. Detayları tabii ki Merkez Bankasının uhdesinde. Maliye politikasının detayları var. Bütçe, bütçedeki rakamlar hepsi var OVP'de. Bir de tabii ki üçüncü ayak olarak yapısal dönüşümler var. Rekabet gücünü, verimliliği artırıcı, Türkiye'yi dünyada daha avantajlı konuma getirecek tüm değişim ve dönüşümler. Yapısal dönüşümler, vergi reformundan tutun eğitimdeki dönüşümlere, hukuk alanında özellikle ekonomiyi ilgilendiren değişikliklerden yatırım ortamını iyileştirmeye daha çok verimliliği, rekabet gücünü, ekonominin potansiyelini geliştirici her türlü köklü değişimi kapsıyor olacak."
"İstişarelerin bir kısmını bitirdik. İş dünyası, işçi kesimi, memurlar ve muhasebecilerle görüştük. Şimdi önümüzde tarım ve finans kesimiyle görüşme var. TZOB ve birlik başkanlıklarıyla bir görüşmemiz olacak. Henüz tarihini tam belirleyemedik ama kısa bir süre içerisinde Tarım ve Orman Bakanımızla birlikte görüşmeyi planlıyoruz. Finans kesimiyle olan görüşmemizi ise cuma günü İstanbul'da, İstanbul Finans Merkezi'nde yapacağız. Bankalar Birliği, kamu-özel sektör temsilcileri, banka genel müdürleri dolayısıyla finans kesimini temsil eden önemli aktörler olacak. Onların önümüzdeki 3 yıla ilişkin bakışı, beklentileri konuşulacak. Bir de TOBB ile bir organizasyon düşünüyoruz, bütün illerden başkanları davet edecekler, belki de tam gün ayıracağız. Bütün illerin, bölgelerin sorunlarını beklentilerini de almış olacağız."
UMUT HER ZAMAN VAR
Öncelikle umut verici kısımlara bakalım.
1- Nihayet herkesten görüş alınarak bir programın oluşturulacak olması umut verici. İki tane bankacı ile görüşülerek oluşturulan Orta Vadeli Programların başımıza neler açtığı ortada.
2- Yapısal reformlarda özellikle Tarım ve KOBİ’ ler alanına vurgu yapılıyor olması umut verici. Daha önce bu alanların esamesi bile okunmuyordu. Sadece kur odaklı politikalar Orta Vadeli Programmış gibi yutturulmaya çalışılıyordu.
YAPISAL REFORMLAR NEDEN ÖNEMLİ ?
Nitekim ülke ekonomisi sadece para politikaları ile yönetilmeye kalkışılınca hele ki yanlış para politikaları ile yönetilmeye kalkışılınca nasıl battığımız ortada.
O zamanlar yani bu yanlışlar yapılmaya başlandığında çok uyarmıştık. Bizim uyarmaya başladığımız 2016 yılında doğru para ve ekonomi politikaları eş güdümlü bir şekilde uygulanmaya başlamış olsaydı bugün Türkiye, Brezilya gibi bambaşka bir noktada olabilirdi.
BREZİLYA ÖRNEĞİ
Neden Brezilya gibi diyorum? Çünkü doğru ile yanlış ekonomi politikalarını en net şekilde ortaya koyuyor da ondan. Yıllarca bizimle kıyaslanan birkaç ülkeden birisiydi Brezilya. Benzer noktalarımız çok fazlaydı. Her ikimizde yanlış ekonomi politikaları ile krizden krize koşuyorduk.
2016 yılından sonra ise ayrışma başladık. Biz yanlışı onlar doğruyu tercih etti. Ve dolayısıyla onlar kalkınıp üst lige çıkarken biz amtör lige düştük. Nasıl mı?
Biz vergide adaletsizliği her geçen gün biraz daha arttırdık; onlar vergi konusunda adaleti sağlayan yapısal reformlar yaptı.
Biz Merkez Bankasında siyasi baskıyı arttırdık; onlar tamamen bağımsız bıraktı.
Biz faiz sebep enflasyon sonuç diyerek enflasyonu, kuru ve kırılgan ekonomiyi coşturduk; onlar reel para politikaları ile faizi enflasyon üzerinde gerçek bir silah olarak kullandı.
Biz yerli ve yabancı yatırımcıyı kaçıran politikalarla güvensizliğe zirve yaptırdık; onlar kurumlara ve devlete güveni arttırarak ülkelerini doğrudan yabancı sermaye cenneti haline getirdi.
SONUÇ
Brezilya son beş yılda enflasyonunu gerçek anlamda tek haneye indirerek, reel anlamda büyüyen ve güçlü ekonomisiyle sınıf atlayan bir ülke olurken; biz her geçen gün zayıflayan ekonomimizle Uganda, Mozambik, Togo ligine düştük.
Reel politikaların ve gerçekçi yapısal reformların ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anladınız mı?
SON SÖZ
Umarım Sayın Cevdet Yılmaz OVP konusunda samimidir ve umarım artık herşey yoluna girer.
Yoksa emin olun dibin dibi de var…