İstanbul'da toplu taşıma araçlarının gündem olmadığı gün yok gibi. Hatta dünya basınında bile gündeme geldik; Fransız basını metrobüsü iten İstanbullular'ı haberleştirdi geçen günlerde. Arızalanan ve alevlere teslim olan otobüslerden denize düşen ulaşım aracına kadar, İstanbul'un karşılaştığı tablo, Fransız basını tarafından gündeme getirildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılına özel sayılar hazırlayan Fransız basını, İstanbul'un ulaşımında yaşanan sorunları karikatürize etti.
Dünya basının günübirlik karikatürleri bir yana biz zaten bunu iliklerimize kadar yaşıyoruz. Bu aralar metrobüs yolları da çok konuşuluyor malumunuz yeni döşenen beyaz betonlardan şikayetçi olmayan yok. Öyle bir yol yapıldı ki benim diyen aracın sarsıntıya dayanması mümkün değil; iddiaya göre yanlış yapılmış ama orasını uzmanlar daha iyi bilir tabi.
Bugün sizlere değineceğim konu "biz"imle ilgili aslında "siz"inle ilgili. Toplu taşımada oturmasını kalkmasını, ayakta durmasını inmesini binmesini bilmeyen siz.
Siz yapmıyor olsanız bile koltuklarda yayıla yayıla oturan bir adam ve yanında neredeyse cama yapışan bir kadın görmüşlüğünüz olmadı mı hiç? Hiç mi rahatsız etmedi bu manzara sizi? Ya bu manzara rahatsız ettiyse bir dahaki sefere siz dikkatli oturdunuz mu? Bir de bu şekilde erkeklerden rahatsız olan kadınlardan rahatsız olanlar var ki onlar da evlere şenlik! Mecbur mu kadınlar sizin kolunuza bacağınıza yaslanmaya biraz usturuplu otursanıza.
Sadece otururken olsa iyi, toplu taşımada yürürken bile rahatsızlık verenler var. Öylesine vurdumduymaz hareket ediyorlar ki çarptıkları kişi kadın mı erkek mi umurlarında olmuyor. Bu arada her iki durumda da yanlış hareketler bunlar o ayrı.
Hijyen konusuna gelince.... "Otobüslerde neden hapşururken öksürürken dikkat etmiyorsunuz ağzınızı kapatmıyorsunuz" diyoruz bu kez de hapşurdukları elleriyle tutacaklara tutunanlar çıkıyor. Beterin beteri yani.
Diyeceğim o ki; İstanbul'daki toplu taşıma sorunu çözülsün elbette ama siz de bir kendinize gelin...