Hafta sonu AK Parti 8. Olağan Kongresi var. 
Kongre normalde Nisan aylarındaydı. 
Erkene çekildi. 
Çeyrek asır oldu kurulalı. 
Türkiye’de, kurulduğu gün iktidar olan bir parti aslında. 
Aynı durumda, 1930’da Atatürk’ün, bütün masraflarını karşılayarak kurdurduğu Serbest Fırka vardı. 
Serbest Fırka da kurulduğu gün iktidar olacak potansiyeldeydi. 
Yaşatılmadı. 
Mustafa Kemal’in güçlü iradesi yetmedi. 
Onu orada tutan güç galip geldi ve ihanetle suçlanmaktan kurtulmak için kapatmak zorunda kaldı. 

HEM MUHALEFETİ HEM İKTİDARI İYİ OYNAMAK

Ama AK Parti, kuruluşunun ardından ilk seçimde iktidar olmayı başardı. 
Ve 23 yıldır kesintisiz iktidarını sürdürüyor. 
Sırrı nedir? 
Hem muhalefeti hem iktidarı iyi oynaması...
AK Parti’de her seçim döneminde, her kongre arifesinde Erdoğan’ın büyük bir değişim ve yenileşme yapacağı iddiaları ortaya atılır. 
Hatta tüm bu iddiaları destekleyen çalışmalardan haberdar da oluruz. 
Sonuçta dağ fare doğurur ve hayal kırıklıkları yaşanır. 

METAL VE MENTAL YORGUNLUK

Nisan 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ardından Erdoğan AK Parti’de metal yorgunluğundan dem vurmuştu. 
O günlerde bizler de metal ve mental yorgunluk diye ilave yapmıştık. 
Hatta; “Reis, partiyi kapat, yenden aç” çağrısında bulunmuştum. 
Gündem olmuştu. 
Ama yeniden genel başkan olduğu kongre, değişim ve dönüşümü karşılamaya yetmemişti.
Çünkü üç-beş il teşkilatı üç-beş MKYK üyesinin isminin değişimi çözüm olmadı. 
O gündür bugündür AK Parti hep gündeme değişim getiriyor. 
Fakat “yalancı çoban” hikayesine dönüşüyor… 
Eğer bir gün gerçekten büyük bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirirse buna inanan çıkmayacak diye korkuyorum. 

KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM BEKLEMEYİN

Kısaca özetlediğim bu nedenlerle AK Parti’nin hafta sonu yapılacak kongresinde değişim ve dönüşüm algısını imkansız görüyorum. 
Değişim ve dönüşümün, bazı bakanların görevden alınıp küsmesinler diye partiye monte edilmesi, bazı parti yöneticilerinin bakanlığa kaydırılması, bazı genç isimlere yer verilmesinden ibaret kalacağını tahmin etmek zor değil. 
Öyle görünüyor ki, Türkiye’de halkın dışında farklı dengelere çok fazla önem verilince o dengelerin temsilcilerinin çerçevesinin dışına çıkmak imkansız oluyor.  
Halkın beklentilerini karşılayacak proje ve programlar bir dahaki seçim ve kongrelere kalıyor.
Erdoğan’ın paçasını çeken bu dengeler arasında tercihten öte bir değişim imkanı bulunması zorlaşır.
Sonuçta hafta sonu yapılacak AK Parti 8. Olağan Kongresi öncesi Bakanlar Kurulu ve parti yönetiminde olağanüstü düzeyde bir değişim beklemeyin. 
Eğer beklentiye girerseniz hayal kırıklığınızı garantiliyorum. 

KULİSLERDE NELER KONUŞULUYOR?

Kulislere de yansıyan bilgilere göre, gelecek dönem yürütmede yer almayacak genel başkan yardımcıları eğer bakan, bakan yardımcısı yapılmayacaksa, en azından MKYK’da devam eder. Birkaç bakan görevi bırakacak ise MKYK’ya dahil edilir. 
Genel başkan vekillerinden biri kabineye çekilir. 
Genel başkan yardımcılarından bir-ikisinin de bakanlığa çekilme ihtimali konuşuluyor. 
Bu günlerde seçim kaybetmiş bazı büyükşehir belediye başkanları yırtınarak bakanlık, bakan yardımcılığı, MKYK gibi konumları zorluyor. 
Bunların cesaretleri nereden geliyor? 
Erdoğan’ın, seçim kaybeden bazı isimleri geçmiş dönemde ödüllendirir derecede görevlendirmesi galiba…
Her şeyden önemlisi, bu kongre ile birlikte AK Parti’nin gerçek genlerine dönebilme kabiliyeti.
Eğer bu gerçekleşmezse ekonominin istikrarsızlığının gölgesinde kalacak her şey. 
Tabanda belirsizlik zirve yapacak. 
Yılların yıpranmışlığı hissedilecek. 
Tabanın birliği için yapılmakta olan çok yanlış projeler bitişi hızlandıracak. 
Bizden söylemesi...
Kalın sağlıcakla…