Teröristbaşının PKK’nın lağvedilmesi çağrısı hakikaten nedir?
Bu gelişmeyi nasıl okumalıyız? 
Bu aşamaya gelene kadar neler yaşandı? 
PKK’yı oluşturan güçler, dağıtılmasına ne kadar müsaade eder? 
Sorular sorular...
PKK kendini lağvederse mesela son 15 yıldır birlikte hareket ettiği, artık adları anılmayan diğer sol terör örgütleri ne olacak? 
Onlar da kendilerini lağvedecek mi?
İzlerini kaybettiren bu terör örgütleri ne yapacak?
Tabii hepsinden önemlisi, PKK hakikaten ne yapacak? 
Örgüt lağvedilecek mi? 
Veya ne olarak devam edecek?
Şu an binlerce silahlı kadro, 10 binlerce terör rantından beslenen yapı bu dağılmaya razı olacak mı? 
Terör ekonomisinin rantından vaz geçilecek mi?
Birçok sorunun doğru cevabı, PKK’nın ne hedefle, hangi güç odakları tarafından, hangi şartlarda kurulduğu bilinmeden verilemez. 
Bununla beraber bu güç odaklarına karşı Türk devletinin, başından beri hangi karşı strateji ile hareket ettiği ve hangi tedbirleri alarak bugünlere getirdiğinin iyi bilinmesi de gerekiyor.

PKK, ABD MERKEZLİ KURULMUŞTUR

Öncelikle PKK ve uzantıları doğrudan Evanjelist misyoner hareketinin her şeyi ile organize ederek kurduğu, 100 yılı aşan bir temele dayanan terör örgütüdür. 
Bunu kenara not edelim. 
Yoksa işin aslını kaçırırız. 
Bu hareket direkt ABD Boston merkezli bir aklın yönetiminde ve hedefindedir. 
Tıpkı Ermeni terör örgütü ASALA ve Taşnak terör örgütleri gibi. 
Bu nedenle Evanjelist misyoner yapısının 1818’lerde Osmanlı topraklarına gelerek başlattığı faaliyetlerin hedefleri bilinmezse, bugünkü CIA-PKK-MOSSAD ve İsrail bağlantılarını dahi anlamakta çok zorlanırız. 
Bu yapının 200 yılı aşan Ermeniler ve sonrasında Kürtler üzerindeki çalışmalarının sonuçlarıdır PKK.  
Türkiye-ABD arasında devlet krizine neden olan Rahip Brunson olayının perde arkası da budur.
Evanjelist misyoner hareketi ve onun organizasyonu PKK olayının bugünkü Ortadoğu coğrafyası üzerinde yaşanan bütün olay ve gelişmelerle yakından ilgisi vardır.
Tüm bunlara karşı Türkiye’nin, kuruluşuna engel olamadığı PKK terör örgütüne karşı nasıl bir strateji izleyerek bugüne kadar hedeflerini gerçekleştirmesinin önüne geçtiğini pek bilmeyiz. 
Gelinen noktada bunu da bilmeden yanlış analiz ederiz.

PKK’YI KİM KURDU, KİMLER KULLANDI?

PKK’nın dış güçlerce kurulduğunu herkes biliyor. 
Kimisi ABD, kimisi MOSSAD, kimisi İngiltere, Fransa, Almanya, kimisi Suriye, kimisi Rusya’nın kullandığını söyleyebilir. 
Hatta NATO’nun dahi kullandığını Gara operasyonlarında çok iyi gördük.

TÜRKİYE, PKK’YA NASIL SIZDI?

Ama Türkiye’nin nasıl bir yol izleyerek PKK’ya sızdığı, yönlendirdiği, zaman zamanda kullandığı çok az bilinen gerçeklerdir. 
Türkiye’nin PKK konusundaki baştan itibaren en önemli başarısı, onun ideolojik bir terör örgütü olarak algılanması başarısıdır. 
Eğer bu örgüt sol marjinal ideoloji dışında bir anlayış ve yönteme bürünmüş olsaydı, bölgesel destek bulmasının önüne geçme imkanı kalmazdı. 
Bölge insanının muhafazakar özelliği PKK’nın tutunmasını önlemiştir. 
Buna karşı içimizdeki kripto unsurların 1990’larda terörle mücadele adı altında köylü kesime uyguladığı baskıyı fark edemeyip, maalesef bugünkü siyasal desteğin alt yapısını oluşturmasını önleyemedi.
Türkiye PKK terörünü zamanla sınırlarının dışına çıkarmayı başararak, böylelikle geliştirdiği stratejik derinlikle Ortadoğu’da etkin rol almada kullandı.
Bugün dahi PKK’nın uzantıları PYD-YPG’nin Suriye’de varlığı, Türkiye’nin bölgesel dizaynda aktif davranmasını gerektirmektedir.
Geldiğimiz noktada MHP Liderinin başlattığı çağrı ile gelinen aşamada Teröristbaşı üzerinden PKK’nın lağvedilmesi girişimi hangi sonuçları doğuracak?
Sonuçları inşallah hesaplanmıştır.
Ama görünen o ki, 1999’da ABD’nin kucağımıza atom bombası gibi bıraktığı terörist başını asamamıştık. 
ABD hakikaten asmamızı istemişti. 
Belki ABD’nin oyununu bozduk asmayarak. 
Asmış olsaydık, bugün PKK’nın nereye evrilmiş olduğunu kestirmek zordu. 
Eğer asmış olsaydık, geldiğimiz noktada konuştuğumuz gibi PKK’nın lağvedilmesi imkanını yakalayabilir miydik? 
Teröristbaşını asmayıp besleyerek, onun PKK örgütünün kuruluşundan bugüne kontrolünü elimizde bulundurabildik belki.
Son hamle ile birlikte Teröristbaşının asılmamasının diyeti olarak, örgütün lağvedilmesi sağlanırsa başarı sağlanmış okur mu?

ABD’NİN HAMLESİ NE OLACAK?

Hepsinden önemlisi şimdi Evanjelist hareketin ürünü PKK’nın lağvedilmesi hamlesine karşılık, ABD-MOSSAD ve diğer işbirlikçilerinin karşı hamleleri ne olacak? 
Evanjelistlerin kontrolündeki hem siyasi figürler hem silahlı gruplar bundan sonra nasıl hareket edecek?
PKK’nın lağvedilmesine yönelik çağrı, şimdi birçok gerekçelerle eleştirilip itibarsızlaştırılmak istenecektir. 
Haklı gerekçeler sunularak bazı milliyetçi gruplar harekete geçirilip duygusal algılar kullanılacaktır. 
Bu gelişmeden rahatsız olup PKK’nın lağvedilmesini istemeyen çevreler, akla gelmeyecek yöntemlere girişecekler. 
Tüm bu gelişmeleri ve bütün soruların cevaplarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Şimdilik sağlıcakla kalın...