Dış politika yazmayacaktım bir süre. 
Maalesef şartlar zorluyor. 
Hele Trump’ın “intihar girişimi” söz konusu olunca…
Mecbur kalıyorsun.
ABD’de başkan değişiminin üzerinden 1 ayı aşkın zaman geçti.
Biden ayrı bir garabetti, bitti. 
Ama Trump’ın “intihar hareketleri” dünyayı çıldırtan konuma getirdi.
Panama, Grönland adaları, Gazze konusu, Ukrayna’yı Rusya’ya satma, Rusya’yı satın alma…
AB ile ilgili tutumu. 
Daha hangi delilikler var sırada, bilmiyoruz. 

ABD DERİN YAPISI VE İHTİYAR BUNAKLAR STRATEJİSİ

ABD derin yapısı anladığım kadarı ile varlığını ihtiyar bunak kadrolar stratejisi oynayarak sürdürme taraftarı.  
Trump’ın hareketlerinin başka izahı yok.
Biden döneminin dünyayı getirdiği macera ortadaydı. Küreselcilerin oyuncağı olmuştu. 
Küreselcilerin şerrinin üstesinden Trump gelir diye sevindi dünya. 
Ama o da farklı vahşet senaryoları ve söylemleri ile çıktı karşımıza. 

CHAGOS TAKIMADALARI VAHŞETİNİ HATIRLAYALIM

Adam emlak milyarderliği tecrübesini adalar, kanallar ve tatil beldeleri parselleme politikasına döndürdü. 
Açıktan Gazze’yi işgal ederek tatil beldesine dönüştüreceğini, Gazzelileri de sürgün edeceğini açıkladı.  
Tıpkı 1965’te ABD’nin Chagos Adalarında yaptığı gibi tehlike sinyalleri var.
Trump ve ona akıl verenler Afrika’nın güneydoğusunda, Batı Hint Okyanusu’ndaki, 1965’teki Mauritius Chagos Takımadalarında ABD’nin uyguladığı insanlık dışı vahşeti örnek olarak alıyorlar. 
Bu vahşet ve tehcir olayı çok bilinmiyor. 
ABD’nin kendine stratejik bölge olarak belirlediği yerleri elde etmek için ne kadar vahşileştiğinin en son örneği aslında Chagos Takımadalarını boşaltması yöntemi. 
Bu hikayeyi müsait zamanda geniş kaleme alırız. 

TRUMP’IN “İNTİHAR DALIŞI” HAZIRLIĞI

Ama şimdi Trump’ın, Gazze’nin boşaltılması çıkışından sonra Türkiye’ye intihar gibi saldırı hazırlığı ortaya çıktı. 
Resmen Türkiye-ABD arasında gizli savaşın yaşandığı anlaşılıyor.  
Detaylarına devam edelim. 
Dikkat ederseniz, Trump göreve geldiğinden bu yana Türkiye-ABD arasında resmi ilişkiler sanki buzdolabına kaldırılmış hissi var. 
ABD adeta Türkiye dünyada yokmuş gibi stratejisi izliyor. Trump seçilene kadar Türkiye ile yatıp kalkıyordu. 
Türkiye de Biden yönetimine karşı Trump kartını kullanıyordu. 
Ama 40 günlük Trump yönetiminin dünyayı sarsan uygulamalarına rağmen Türkiye hakkında olumlu olumsuz medyaya bir hareket yok.
Oysa Trump’ın özel temsilcisinin bu zaman zarfında Türkiye’ye gelip gitmesi, selamını iletip mesajlarını getirmesi lazımdı. 
Her yere yağıp gürleyen Trump’a görevi verenler, Türkiye’ye gül demeti veya karanfil buketi göndertmemişlerdir. 
Fakat hiçbir belirti ortaya çıkmadı.
İşte tam da bu noktada haklı olduğumuzu ortaya çıkaran bilgilere ulaştık. 
Derin kulislerden elde ettiğimiz bilgiler, ABD’nin derin yapısının Trump’ı bize karşı kamikaze dronu gibi kullanma hazırlığında olduğunu gösteriyor. 
Sessizliğin nedeninin bu olduğunu öğreniyoruz.

SAVAŞ NEDENİ SAYILACAK İSTEKLER!

ABD daha 2018-2019’larda bütün unsurlarını harekete geçirerek Mersin Akkuyu Nükleer santralinin 2023’e kadar çalışmasını engelleme operasyonu yapmıştı. 
Rusya üzerinden bu amacına ulaştı. 
Bir yönetim kurulu üyesi bayan üzerinden hem de. 
O bayan şimdi kayıp. 
FETÖ’cü kripto unsurları ayrı kullandı. 
Şimdi santral açılmak üzere. 
Fakat ‘derin Amerika’ çıldırmak üzere.
Bu sefer ABD, Trump’la kabulü imkansız ve savaş nedeni olacak çok önemli iki konuda Türkiye üzerine intihar niteliğinde isteklerle geliyor.
Trump adına özel temsilci gönderilerek iki istek iletildiği bilgileri sızdı: 
Birincisi Mersin Nükleer santralinin Ruslardan devralınması isteği.
İkincisi ise Kuzey Kıbrıs’ın tıpkı Chagos Takımadaları gibi ABD üssü için (Magosa bölgesinin) hemen teslim edilmesi. 
2030’a kadar da Kuzey Kıbrıs’ın boşaltılması isteği.
Bu iki isteğin yerine getirilmemesi halinde ise tehdit içerikli yaptırımlar sıralanıyor.
Bu kapsamdaki yaptırım tehditleri şunlar:
-İnternet üstünden bankacılık sistemini kapatma.
-Türkiye’nin hava, deniz ulaşım trafiğini durdurma.
-Petrol- doğalgaz ambargosu uygulama.

SESSİZ VE GERGİN BEKLEYİŞ…

Sessizliğin perde arkasında bu istek ve tehditlere karşı kimin ne tavır alacağının bekleyişi olduğu ortada. 
Türkiye, Trump’ı intihar dronu olarak kullanan ABD’nin bu isteklerine ve tehditlerine ne kadar boyun eğer?
Blöfleri yutar mı?
Bu cevap bizi aşar. 
Ortada devlet varsa cevap ona zimmetlidir.

ABD KONUT VE ŞEHİRÇİLİK BAKANLIĞI HACK’LENDİ

Ama sosyal medya üzerinden önüme bir paylaşım düştü dün. 
“ABD Konut ve Şehircilik Bakanlığındaki ekranlar hack’lendi.
Ardından Trump’ın, dünyanın en zengin insanı Elon Musk’ın ayaklarını öptüğü, yapay zeka tarafından oluşturulan video ekrana verildi” şeklinde.
Bu paylaşım ve hack’lenme olayının arkasında ne var bilmiyorum.  
Ama Türkiye’yi, bankacılık sektörünü hack’leme, deniz ve hava ulaşımını durdurmakla tehdit eden ABD ve Trump’a, bir bakanlığının üzerinden kimin ne mesaj verdiği çok önemli. 
Bu mesajla Trump hangi kuşun eti yenir, hangisi yenmez öğrenmek zorunda kalabilir.
Tavsiyemiz, Trump’ın dolduruşa gelmemesi yönünde
Dolmuşa bindirenler, uçuruma da gönderirler.
Bizim atamız Dedem Korkut’un hikayesindeki Deli Dumrul’unu bilmezsin. 
Köprüden geçenden 1, geçmeyenden 2 akçe alalı bin yılı geçti. 
Peşinden hangi olaylar gelir? 
Sizde 50 ayrı devlet, binlerce şehir, yüzlerce ayrı millet var. 
Gerisi deliye bile söylenmez...
Kalın sağlıcakla...