Önce şu tespitleri yapalım:

Medya dediğimiz aygıt, sosyal medyasıyla, gazetesiyle, televizyonuyla, internet medyasıyla tam anlamıyla tarafsız ve objektif değildir.

Her medya kanalının arkasında muhakkak bir sermaye, siyaset grubu vardır. Bu mecralarda bir zihniyet ya da bir ideolojiye muhakkak hizmet ediliyordur.

Medyanın tarafsızlığı, yansız oluşu bir şehir efsanesidir. Bu efsaneyi medya pazarlama unsurları genellikle reklam spotu olarak kullanırlar.

Türk medyası da öyledir. Objektivite aranacak bir durum yoktur ortada. Siyaset ve sermaye Türkiye’de medyanın belirleyici unsurlarıdır.

Diğer taraftan dördüncü kuvvet olarak medya bu iki gücü ya destekler ya da karşısına alır. Tabi ne tarafta durduklarına bağlı olarak.  

İktidarın medyası olabileceği gibi muhalefetin medyası da olur. Belli bir sermaye çevresini destekleyen medya grubu söz konusu olabileceği gibi belli bir sermaye grubuna savaş açan medya da vakidir.

Ayrıca medya dediğimiz alan özellikle de sosyal medya mecraları manipulatif alanlardır ve istihbarat şebekeleri tarafından hem takip edilirler hem de bu mecraları bir operasyon alanı olarak kullanırlar.

Mesela ABD menşeli pek çok sosyal medya kanalı esasında CİA’nın kontrolündedir. Bu 2010’lıu yıllardan sonra anlaşılmış bir gerçekliktir.

MANİPULASYON NASIL YAPILIYOR?

Bilhassa istihbarat şebekeleri sosyal medya kanalları üzerinden belli bilgileri yayarak bu mecraları kullanan insanların kanaat, bilgi ve tutumlarını yönlendirir.

Özellikle X bu anlamda çok verimli bir ortamdır. Bot hesaplar, kendi adına yazmayan rumuzlu hesaplar ya da belli servislere hizmet eden çeşitli etki ajanları üzerinden çeşitli bilgiler sahaya sürülür.

İnanlar hassasiyet sahalarına göre bu bilgiler hakkında çeşitli yorumlar yaparlar. Ancak bu yorumları yaparken haberin ya da bilginin ne kadar doğru olduğu çoğu zaman araştırılmaz, sorgulanmaz. Çeşitli hesaplar tarafından yayılan görüntülerin ne zaman, nerede, hangi şartlar altında çekildiği masaya yatırılmaz. Hele hele sosyal medyada artık kanaat önderi haline gelmiş fenomenler yayma sürecinde etkin rol almışlarsa yayılan bilginin doğruluğu şüphe götürmez bir hakikat haline gelir/getirilir.

Irak’ta IŞİD tarafından yayınlanan, servis edilen görüntülerin-kafa kesme görüntüleri-esasında sahada değil, kurgulanmış bir ortamda çekildiği ortaya çıkmıştı. Çeken kişilerin de daha sonra kimlikleri faş oldu.

Bu tür manipulatif, yalan dolu, hakikati yansıtmayan kurgular sıkça sosyal medyada rastladığımız durumlar.

X HESAPLARINDAN YAYILAN MANİPULATİF SURİYE HABERLERİ

Bugünlerde olduğu gibi, geçmişte de Suriye’de olup bitenlerle ilgili birileri tarafından bir yığın bilgi yayıldı sosyal medyada.

Ancak bunların pek çoğunun imalat bilgiler ve haberler olduğu ortaya çıktı.

Bugünlerde de bilhassa x hesaplarında bir bilgi yayılıyor.

Ana tema şu: “Suriye’de Aleviler katlediliyor”.

Tabi bu haber yayılır yayılmaz hemen heştekler açıldı, video görüntüleri yayınlanmaya başladı. İnsanlar belli hesapları da paylaşımlarının altına ekleyerek işi köpürttükçe köpürttüler.

Çeşitli şiddet görüntüleri saçıldı ortalığa…

Ama anlaşıldı ki bu görüntülerin çoğu aslında bu konuyla ilgili değil.

Esed’in Şebbihalarının yeni rejimden öc almak, suyu bulandırmak için ortalığa saçtıkları görüntüler.

Görüntlerde şiddet uygulayan taraf yeni rejim unsurları olarak gösteriliyor. Şiddete uğrayanlar ise sıradan masum Aleviler!

Her şeyden önce bütün bu manipülasyonun arkasında İran’ın bulunduğuna dair ciddi şüpheler var. Bu bir…

İkincisi evet rejim güçleri sahada çeşitli kişileri etkisiz hale getiriyor ya da yakalıyorlar. Bu doğru. Ancak bu yakalanıp şiddete uğrayanlar esasında daha evvel Esed döneminde sivil halka zulmeden, tecavüz eden namussuzlar! Sıradan Alevi vatandaşlar değiller!

ÖNCE DOĞRULAMA, SONRA YORUM ANALİZ

Şimdi bu bazı x hesaplarında Türkiye’den bazı şahısların yaptıkları paylaşımları görünce bendeniz dahi irkildim.

Dedim olamaz böyle bir şey olmaması lazım. Bir Sünni olarak durumdan rahatsız oldum. Alevi olsun Sünni olsun, Türk, Kürt, Arap, Hristiyan ne olursa olsun prensip olarak sivil halkın zulüm görmesi kabul edilemez bir durum.

Hemen bölgeden haberdar olan bazı Alevi dostlarımı aradım. Kendilerine durumu sordum. Aldığım cevap şu yönde: “Hocam berbat bir manipülasyon yapılıyor, orada Alevi katliamı gibi bir durum söz konusu değil.”

Hatta önümüzdeki günlerde Suriye’ye bir ziyarette bulunulacak hadise yerinde doğrulanacak.

Peki dedim o zaman koparılan kıyamet neyin nesi?

Dediler ki bir deli bir kuyuya bir taş atıyor kırk akıllı çıkaramıyor!

Durum aynen bu!

Şimdi Sabahat Akkiraz’ından, Orhan Aydın’ına, CHP çevrelerinden sosyalist-Marksist yazarlara kadar herkes x hesaplarından “Aleviler katlediliyor” söylemi yayılıyor.

Ya bunların aklı başında değil ya da bilerek belli politik çevrelere şirin gözükmek adına bunu yapıyorlar. Ama çok tehlikeli bir provakasyona imza attıklarından bihaber durumdalar.

Çünkü orta vadede bu provokasyonun Türkiye içinde de tesirleri olacaktır.

Alevi görünümlü bazı hesaplar şimdiden Maraş, Madımak vs. olayları üzerinden işi kaşımaya başladılar.

Aklı başında herkes biliyordu ki bu olayların ikisi de yabancı servisler tarafından tezgahlanmıştı. Maalesef içimizdeki bazı beyinsizler de bu işe alet olmadılar değil.

Şimdi Türkiye’yi geçmiş dönemin kirli tezgahları içine çekmek isteyen birileri yeni oyunlar kurma derdindeler.

Aslında Alevilik filan da kimsenin umurunda değil.

Dertleri Türkiye’nin toplumsal fay hatlarıyla oynamak.

SİYASAL ALEVİLİK VAR MI, YOK MU?

Sosyal medya üzerinden yayılan bu kara propaganda şimdiden toplumu ikiye böldü. Bir taraf Esed yanlısı ve inanılması güç biçimde Esed’in yaptığı pislikleri görmezden gelerek mezhepçilik görüntüsü altında kendi ideolojisine hizmet ediyor.

Öbür taraf ise bu kesime karşı siyasal Alevilik söylemini yükselterek saldırıya geçiyor.

İkisi de yanlış. Çünkü Aleviler bir bütün değil Türkiye’de…

İslam ana çizgisinden kaçmak için Alevi kültürüne yaslanan komünist, dinsiz, Muhammed’siz, Ali’siz Alevilik tasarımı peşinde olan tipler var…

Ermeni kimliğini gizleyerek Türk’e ve Müslümana düşmanlık yapmak için yola çıkmış, kendisini Alevi kimliği altında gizleyen hainler var…

Alevilik umurunda olmayıp Marksist Leninist ideolojisini Alevilik kimliği üzerinden sola yaslayan tipler var…

Sıradan kendi işinde gücünde, Anadolu irfanına yaslanmış, örgütlerle, ideolojilerle işi olmayan Türkmen Alevileri var…

PKK’nın kucağına düşmüş, düşürülmüş, Kürt Alevileri var…

Var oğlu var…

Sünnilerde yok mu aynı tablo?

Saymakla bitmez…

Ancak siyasal Alevilik dediğimiz şeyin şöyle bir röntgenini çekecek olursak, kendisini seküler tarafta tanımlayan, sol kimlikli, inançla ibadetle işi olmayan, politik olarak genellikle CHP’nin, kısmen Marksist-Leninist çizgideki komünist partilerin yanında duran, totaliter rejimleri desteklemekte beis görmeyen bir güruh…

Var mı var!

Ancak sıradan Türkmen Anadolu Alevisinin böyle bir derdi yok. Hatta aklı başında Aleviler politikleşmekten nefret ediyorlar. Kendilerinin bir ideoloji ya da partiye angaje edilmesinden rahatsızlık duyuyorlar.

Geçen bir Alevi dostum dedi ki, 1950’lerde, 60’larda Aleviler Menderes’in yanındaydılar!

Daha sonra bu iş biraz CHP’ye kaymışsa da aslında sıradan Aleviler politik alandan uzak durmanın inançları ve gelenekleri açısından doğru olacağını düşünüyor. 

ALEVİLİK SEKÜLERİZE EDİLİYOR, İÇİ BOŞALTILIYOR!

Alevilik hem teoride hem de pratikte bütünüyle sekülerize edilmek suretiyle sol örgütlerin etki alanı haline getirilmek isteniyor.

Bu yapılırken bazı tarihsel olaylar referans alınarak aslında Aleviliğin sola yakın olduğu filan iddia ediliyor. Alevilik, Türkiye’de bir başkaldırı, isyan hareketi olarak dizayn edilmeye çalışılıyor.

Oysa ki mesele çok basit. Alevisi de Sünnisi de eğer bir iktidarı beğenmiyorsa gider sandığa gerekli cezayı keser.

Neyse lafı uzatmayalım bu konuda söyleyebileceğimiz şeyler şunlar:

1-Suriye’de Alevi katliamı yok! Haberler tamamıyla uydurma, manipülasyon…

2-Türkiye’de Alevilik üzerinden bir çatışma zemini hazırlanıyor, buna dikkat! Oyuna gelmemek lazım.

3-Bu zamana kadar Esed binlerce Suriyeli insanı öldürürken sesleri çıkmayan insanlar şimdi kıyameti koparıyor, tam bir rezillik! Vicdanınız o zaman neredeydi?

3-İdeolojk körlük insanı insanlıktan çıkarıyor. Bizdeki solcu, kemalist sanat-sepet tayfası, yazar, çizer, gazeteci tayfası alçak, namussuz, işkenceci, tecavüzcü Esed’i yıllarca sosyalizm adına desteklediler. İnsanlıktan çıktıklarını garantilediler.  Zerre fikri namusları yok.

4-Suriye’deki meseleye mezhepçilik ve ideoloji üzerinden bakmak çok yanlış. İnsan ortak paydasında birleşmek lazım ama bizim esdçilerde nerde o vicdan! Yani sünni doğu Guta’da katledilirken sesini çıkarma, üç beş yalan haber üzerinden Aleviler katlediliyor diye kıyameti kopar! Olacak iş değil bu tutum namussuzluktur! Aman Alevi ölmesin ama sünninin canı cehenneme öyle mi?

5-Ne Alevi ne Sünni öldürülmesin. Herkes barış ve huzur içinde yeni dönemde yerini alsın temennimiz bu.

6-Ayrıca bir başka ayıp da şurada: Suriye halkının özgürleşme sürecinde aktif olan MSO güçlerine cihatçı terörist yaftası yapıştırırken Esed’in tecavüzcü askerlerine sahip çıkanlar biraz insanlıklarını sorgulasınlar. Bu ahlaksızca bir tutumdur. Cihatçılar tu kaka, Esed’in zalim sürüsü baş tacı öyle mi?

Zihniyetiniz batsın!