Bugünlerde en çok konuşulan konulardan birisi Apo’nun İmralı’dan alınarak Ankara’da ev hapsine çıkarılması…
Üstelik bunun yolunu Türkiye’de milliyetçi kesimin ana damarını tutan bir partinin genel başkanı yapıyor. 
Niyet iyi olabilir… 
Buna itirazımız yok. 
Ancak bu iyi niyetin çözüm sürecinde hiçbir işe yaramadığı açıkça görüldü. 
Apo ne yaptı da ev hapsine çıkarılmayı hak etti? Önce bunu sormak lazım. 
Ya da tersinden bakalım. Apo’nun, işlediği tüm cürümlerin üzerine millete ne türden bir iyilik yapmalı ki bunu hak etsin. 
Ya da çok büyük bir iyilik yapsa dahi işlediği tüm günahları örtebilir mi? 
Canına kıyılmış en az 50.000 sivil ve güvenlik görevlisinin aziz hatıraları ortadayken Apo ne türden bir iyilik yapmalı ki bütün olan biteni unutalım!
Mesela örgüte hadi silahları bırakın dese ne olacak? 
Bırakacaklar mı? 
Apo’nun siyasi Kürt meselesindeki ağırlığı nedir? 
PKK zaten sınırlarımız içinde büyük oranda etkisiz hale getirildi. 
Şu an PYD-PKK daha çok sınır dışında aktif. 
Üstelik bir vekalet savaşının maşası olarak hemen sınırlarımızın dibinde faaliyet gösteriyorlar. 
Patronları ABD ve İsrail!
ABD maşası haline gelmiş bir PYD/PKK artık siyaseten işi bitmiş bir terör örgütü liderinin çağrısını dikkate alır mı? 
Ben söyleyeyim almazlar! 

Bu defa mesele başka!

Mesele şu: Şu an Suriye fiilen parçalanmış vaziyette. Adı konulmamış bir şekilde Suriye diye bir devlet artık de facto olarak bölgede yok. 
Suriye’nin ikiye üçe resmi olarak bölünmesi an meselesi. 
Bu süreci ABD destekliyor. Rusya her ne kadar bu parçalanmaya karşı olsa da Ukrayna ile yürüttüğü düşük yoğunluklu savaş dolayısıyla kafasını kaldırıp inisiyatif alacak durumda değil. 
Rusya’nın birkaç savaş uçağı ile muhaliflerin üzerine bomba yağdırdığına bakmayın. 
Rusya kendi başının derdine düşmüş vaziyette. Çünkü Ukrayna ile aralarındaki gerginliğin bir kutbu batı alemi. Orada kıvılcım büyürse savaşa ABD ve Avrupa da dahil olacak.
ABD ise şu an ellerini ovuşturuyor. 
ABD’nin emrindeki mezopotomya eşekleri PYD saflarında vekalet savaşlarında başarılı olursa, ABD Rusya etkisindeki Suriye’de bir adım ileri gidebilecek. 

Peki Türkiye buna fırsat verir mi?

Vermeyeceği açık. 
Bu yüzden Türkiye muhalifleri destekliyor ve hemen sınırlarının dibinde ABD-İsrail uydusu bir devletçiğin kurulmaması için ön alıyor. 
İsrail’in beklentisi ise şu: Vâdedilmiş toprakları ele geçirmenin en iyi yolu bölgede önce minik devletçikler kurmak sonrasında bunları konsolide ederek hedefine ulaşmak!
İsrail bizzat cepheye çıkarak yayılmacı ve işgalci bir tavırla Kuzeye çıkamaz. 
Çıkarsa karşısında direkt olarak Türkiye’yi bulur. 
Bu yüzden ABD desteği ile kendisine yol açmaya çalışıyor. 
Aslında olan biten şu: 1917 Balfour deklarasyonu ile nasıl ki İsrail bölgeye yerleşti, şimdi de ABD desteği ile Türkiye’ye komşu olacak topraklara doğru hamle yapıyor. 
Ama bunu direkt olarak Türkiye’yi karşısına alarak yapmak istemiyor. Vekalet savaşları ile işi çözmeye çalışıyor. 

İsrail neden Kürtlerin sırtını sıvazlıyor?

Dikkatinizi çekmiştir muhakkak, bilhassa bölgede ve Avrupa’da yaşayan siyasal Kürtçüler PKK/PYD taraftarları İsrail ile ciddi bir yakınlaşma içindeler. 
Sosyal medyadan ve haber kanallarından gördüğümüz tablo şu: Kürtler İsrail’in yeni müttefiki olarak bölgede rol üstlenmeye çalışıyor. 
Bu tavrın kendilerine yarar getireceğini zannediyorlar ama yanılıyorlar.
Siyonistler kendileri dışında kimseyi ebedi müttefik olarak kabul etmezler. Birileri ile işbirliği yapıyorlarsa muhakkak kendi çıkarlarına hizmet ettirmek için bunu yaparlar. 
Kürtlere biçilen rol tam da bu. Şimdilik İsrail’in çıkarlarına hizmet etsinler daha sonra kullanılmış bir peçete gibi savurup atarız! 
Sonunda ne olur? 
Kürtler bölgede yalnızlaşır, istediklerini alamazlar, bugünkünden daha kötü bir duruma düşerler. 
Kürt entelijansiyası bunu okuyamayacak kadar kör durumda şu an. 
Koskoca bir halkın kaderini zalim Siyonistlerin kucağına atarak büyük bir hata yapıyorlar. 
Bunun bedelini belki de birkaç nesil ödeyecek. 
Yazık…
Biraz tarih okumak lazım. Biraz araştırmak lazım. İdeolojileri iyi bilmek lazım. 
Siyonizm’le aynı yatağa girenin sonu ancak ve ancak “genelev” olur. 
Türk filmlerinde bol bol örneği işlenen tema şudur: Anadolu’dan gelen masum kız bir namussuz kadın tüccarınca aldatılarak kirletilir. Daha sonra masum kız pavyonlara genelevlere düşer… 
ABD ve İsrail’in koynuna giren ayrılıkçı Kürtlerin sonu ne olur? 
İşte o Türk filmindeki kızın sonu gibi olur. 
Allah Kürt halkına böyle bir son hazırlayanlara fırsat vermesin. 
Sıradan insanların bu zalimlerin ipine sarılarak terör örgütlerine, uluslararası menfaat çetelerine, Siyonist çevrelere yem olmasına gönlümüz razı olmaz. 
Ancak görüyoruz ki halihazırda uyanmamışlar. İsrail’e göz kırpan kanaat önderlerinin, örgüt liderlerinin peşine takılmaktan geri durmuyorlar. 
Teammüden terör örgütünün kucağına kendisini bile bile atanların sonu belli de, aldatılan kandırılan sıradan inanları nasıl yolundan döndüreceğiz bunun çarelerini düşünmek lazım.