Yazarımız Sami Samimi bugün yine flaş bir kulis ile karşınızda. Küresel ısınmayla büyük bir bölümü sulara gömülmesi beklenen İngiltere'nin halkı için yeni bir yurt mu aranıyor? Bu yeni yurt, savaşın ateşleri içinde kıvrılan Ukrayna mı?

SAMİ SAMİMİ

Benim üç canciğer arkadaşım var; üçü de kuş. İkisini tanıdınız bu satırlardan: Çilli Martı ve Benekli Kumru.

Bugün size birini daha takdim edeyim aziz okurlarım: Tombul Leylek. 

Leb demeden leblebiyi çözen siz zeki okurlarım ilk iki dostumun konumunu, nerede olduklarını, ne yaptıklarını aşağı yukarı çözmüşsünüzdür. Tombul’dan ve onun birkaç ay önce bana uğradığında getirdiği havadisten de bugün söz edeceğim. 

Tombul Leylek

Tombul Leylek, tüm leylekler gibi mevsimlik göç yapıyor. Geçen Nisan ortalarıydı... bizim Tombul, Afrika’dan Ukrayna taraflarına yıllık göçünü yaparken sürüsüyle birlikte ülkemizde konaklamış, bana da uğrayıp uçtuğu yerlerden ilginç havadisler anlatmış; ben de bol bol not almıştım. Hayhuy içindeki son birkaç ayımda bu notları unutuvermişim. Bugün bir belgesel kanalına bakınırken küresel ısınma, suların yükselmesi, su altında kalacak topraklar filan sözleri kulağıma çalınınca, birden zihnimde elektriklenme oldu ve Tombul’un anlattıklarını anımsadım…

İngilizleri bilirsiniz, bizim Doğu toplumları gibi yumurta kapıya geldiğinde gıdaklayanlardan değiller. Ben diyeyim 50, siz deyin 100 yıl, hatta 500, 1000 yıl sonrasını düşünerek projeksiyonlar yapar, hazırlık içine girer, politikalar üretirler. Tombul’a bakılırsa, ‘Sör’ yine şaşırtmadı. 

İngiltere suya batıyor!

Küresel ısınma ve buzulların erimesine ilişkin bütün dünyada ürkütücü öngörüler yapılıyor. Öyle ki çok sayıda ülke/devlet dünya üzerinden tamamen silinebilirmiş, hatta silinecekmiş. Tahminlere göre tüm toprakları sular altında kalmayacak olsa bile, deniz, İngiltere’nin de büyük bir bölümünü yutacak. İngilizlerin yüzyıllardır yuttuğu ülkeleri, halkları, doğal kaynakları, milli servetleri düşününce, ortaya pek ironik bir durum çıkmıyor da değil; şimdi yutulma sırası onlarda! Ama şimdi konumuz tam olarak bu değil.. devam edelim. 

Daha şimdiden İngiltere’de 200 binin çok üzerinde ev, deniz yükselmesi nedeniyle sulara gömülme riski altına girmiş durumda. Yapılan en olumlu/iyi tahminlere göre ülke kıyılarının üçte biri, ortalama tahminlere göreyse topraklarının yarısı sular altında kalacak. Haliyle İngilizler en kötü olasılığa hazırlanıyor. 

Devlet katında ise raporlar havada uçuşup, toplantılar toplantıları izliyormuş; e tabii, çözüm önerileri de öyle…

Benimle konuşurken her söze “birader” diye girip, her defasında bende; “Ne oluyoruz yahu? Acaba beni de mi leylekler getirdi?” türünden iç çelişkilerime neden olsa da Tombul Leylek sağlam kaynaktır. Tombul’dan ilk duyduğumda; “Vay canına!” nidasıyla karşıladığım malumatı yavaştan aktarayım şimdi.

Büyük Britanya topraklarının üzerinde güneşin hiç batmadığını hepimize ezberlettiler, malumunuz. Büyük Britanya’nın merkezi, kalbi, özü de İngiltere toprakları. 

İngiliz halkını yerleştirecek yeni bir ülke!

Düşünün, dünyanın küresel ısınma, deniz yükselmesi gibi kavramlarla henüz tam ve yeterince tanışmadığı 1980’li yıllarda İngilizler bu konuyu masaya yatırıp, olası önlem önerilerini ele almışlar. Bravo ‘Sör’e!

Bu önlemler arasında benim en çok dikkatimi çeken ve bugünkü sıcak gelişmelerle de ilintili olan bir tanesini aktaracağım: İngilizler, ülkelerinin sular altında kalacağını hesap edince, kendilerine yeni bir ülke/toprak aramaya başlamış! 

Dahası bu arayış çerçevesinde görevli, ilgili, sorumlu elemanlarını çeşitli ülkelere gönderip araştırmalar yaptırmışlar. Diyeceksiniz ki; “Nerelere göndermişler mesela?”

Mesela Avustralya’ya, mesela Orta Asya’ya, mesela Ukrayna’ya… 

Avustralya zaten İngilizlerin atadığı ‘vali’ statüsündeki kişi tarafından kral/kraliçe adına yönetiliyor. Beklenen su istilasında ülkeleri elden giderse, İngilizlerin bu geniş topraklara, yani kendi toprağına göçmesi gayet makul gelmiş olmalı. Ancak suların Avustralya’nın da ciddi bölümünü yutacağı beklentisi, en önemlisi ise soğuk iklim insanlarının sıcak ve çöllerle kaplı bir ülkede yaşamasının zorlukları göz önüne alınarak bu seçenekten vazgeçilmiş. 

Nedense Orta Asya da makul görülmemiş. Etrafında Çin gibi, Rusya gibi, Hindistan gibi deve dişi devletlerin bulunması, bu seçeneğin potadan düşmesine etki etti mi bilemiyorum. 

Evet, Ukrayna!

İklimi ve konumu İngilizler için en uygun ülke/toprak neresi çıkmış dersiniz? Evet, Ukrayna!

İngiliz derin devleti ve istihbaratı birkaç on yıllık arayışın, ölçüp tartmanın sonunda, Rusya’nın yaklaşık 2,5 yıldır saldırısı altında bulunan, savaşın kasıp kavurduğu bir ülkede karar kılıyor. Yanlış anlama olmaması için özellikle belirteyim, bahsettiğim karar kılma, savaşın başlamasından epey zaman önce. 

Ukrayna’da bir savaşın başlatılmasını, üzerinden geçen bunca zamana rağmen Batı’nın körüklemeleriyle bir türlü bit(irile)meyişini, Rusya’nın/Putin’in durup durup; “İngiltere’yi dünyada eşi benzeri olmayan nükleer silahımızla vururuz” türünden salvolarını, İngiltere’nin de altta kalır yanı olmayan açıklamalarını bir de bu gözle okuyun ve değerlendirin derim aziz okuyucularım. 

Aklınıza gelen soruları sizin adınıza ben sorayım o zaman: Ukrayna savaşı İngiltere derin devletinin ve istihbaratının yeni bir ülke arayışının parçası olarak mı çıkarıldı? Rusya’nın ve İngiltere’nin birbirine yumruk gösterip durması sürecin/planın/oyunun bir parçası mı? 
“Bu ne saçmalık?!” diyenler de elbet çıkacaktır Tombul’un bu havadisine. Onlara bir bakış önerisi sunuyorum: Dünyada hiçbir şey ‘göründüğü’ gibi değildir!

Neyse… Bizim Tombul Leylek çok sık aramaz beni; malum Afrika’da teknolojik altyapı yetersiz, kuzey ise kargaşa içinde ve soğuk. Ancak Eylül gibi filan, dönüşünü dört gözle bekliyorum. Bakalım yeni neler anlatacak?