Siyonizm sanıldığı gibi sadece Filistin topraklarına göz dikmiş, bölgesel bir ideoloji değildir.

Bütün insanlığın baş belası bir ideolojidir.

Siyasi ve ekonomik amaçları dünyanın belirli bir bölgesi ile mukayyet değil.

Siyonizm’in en temel siyasi gayesi İsrail’i kurmaktı. Kurdu da nitekim…

Ancak bunun arkası ve önü var.

İsrail terör organizasyonu kendisini modern dünya nezdinde bir devlet olarak yutturana kadar ne hamleler yaptı?

Terör organizasyonu kolpa devletçik kurulduktan sonra neler oldu?

İşin bu taraflarına da bakmak lazım.

Bakmak lazım ki gerçekler bir bir ortaya çıksın.

SÖMÜRGECİLİK VE KOLONİZASYONLA BAŞLADILAR!

İsrail kurulmadan evvel kendilerine vaadedildiğine inandıkları topraklarda İngilizlerin yardımıyla bir koloni kurdular.

İsrail terör organizasyonu tam da kendisine yakışanı yaptı ve kolonizasyonla işe başladı.

Kolonizasyon nedir?

Sömürgeciliğin modern çağdaki karşılığıdır.

Tevrat, Torah vs metinler Siyonizm’in dini motivasyonunu oluştururken, sömürgecilik, ırkçılık ve emperyalizm Siyonizm’in temel seküler değerleri haline geldi.

Esasında Siyonizm ırkçı, pozitivist ve seküler bir aydınlanma çağı sonrası ideolojidir…

Ama bu arada dindar Yahudileri de tavlamak ve kutsal metinlerden de bu sapkın ideolojiyi kurmak/ yaymak için bazı işaretler gerekiyordu.

İşin o kısmını da hallettiler…

Terör organizasyonu olarak çalıştılar, kolpa devletçik kurulana kadar.

TERÖR ÇETELERİ HER ZAMAN VARDI; DEVLET OLMADAN ÖNCE DE!

Haganah, İrgun gibi çeteler bölgede Filistinlilere yıllarca kan kusturdu.

İnsanlar yerlerinden, yurtlarından canlarından edildiler.

Theodor Herzl o günleri göremediyse de kolpa devletçik en nihayetinde 1948 yılında İngilizlerin de desteği ile Ortadoğu’nun kalbine bir hançer gibi saplanıverdi…

Ne acıdır ki bu kolpacı, zalim terör organizasyonunu bir devlet olarak tanıyan ilk ülkelerden birisi de biz olduk…

Bu detay Müslüman Türk milleti için çok ama çok önemli bir detaydır.

Neden İran, Suriye, Irak, Suud, Mısır vs. değil de ilk tanıyan devletlerden birisi biz olduk?

Bu sorunun cevabını başka bir zamana ve akıllarda soru işareti bırakarak yazıya devam edelim.

İsrail denilen illet terör organizasyonu kurulduktan sora da Siyonistler rahat durmadılar.

Kendilerini bölgeye kolayca yerleştiren İngiltere esasında elinde güçlü finansal silahlar bulunan Yahudi tüccarların baş sığınağı idi o dönemlerde…

ÇAĞDAŞ! YAHUDİ-İNGİLİZ MEDENİYETİ!”

Rahmetli Teoman Duralı hocanın deyimiyle “Çağdaş-İngiliz Yahudi Medeniyeti” modern anlamda bir devletçik sahibi oluverdi Kudüs ve çevresinde.

Bu hem batılı emperyalistlerin işine geldi hem de Yahudilerin…

Ortadoğu’da batılı bir devletin kurulması ABD ve İngiliz çıkarlarının tatmini için gelecek süreçte gerekliydi.

Öte yandan oradan oraya, buradan şuraya her daim sürülen Yahudiler de kendilerine bir yurt temin etmiş oluyorlardı.

İsrail terör organizasyonu kurulduktan sonra rahat durmadı elbette…

Sistematik terör faaliyetleri devam etti.

Katliamlar, sürgünler, yurtsuzlaştırma, terör ve şiddet Filistin halkının kaderi oldu.

İsrail Mısır’la savaştı, Lübnan’la savaştı…

İsrail terör organizasyonu yüzünden bölge kan gölüne döndü.

Ve şimdi Gazze…

Sistematik soykırım devam ediyor…

Ama bu defa sağlam kayaya çarptılar…

HAMAS!

Anneleri, babaları İsrail terör organizasyonu tarafından şehit edilmiş Filistin’in yiğit çocukları İsrail’in karşısına çıktılar aslanlar gibi…

HAMAS, ÇİŞİNİ TUTAMAYAN ASKER MÜSVEDDELERİNE DİZ ÇÖKTÜRDÜ!

İsrail’in çişini tutamayan asker müsveddeleri kara mücadelesinde HAMAS önünde diz çöktüler…

Dünyanın son kutsal direniş kalesi olan Gazze’nin yiğit çocukları inançları, toprakları ve ırzları için kıyasıya mücadele ettiler…

Ve İsrail denilen şımarık çocuk HAMAS karşısında resmen diz çöktü, ateşkes kararı almak zorunda kaldı.

Çünkü yüzlerce İsrail askeri geberip gitti, sistematik soykırım süreci devam ederken…

İç kamuoyu Netanyahu hükümetini istifaya çağıracak kadar alevlendi…

Çünkü kendi çocuklarının gözleri önünde telef olmasına dayanamadılar…

Ama HAMAS diz çökmedi, mücadeleye devam etti.

Peki İsrail ne yaptı?

Kara mücadelesinde göğüs göğüse mücadelede altına kaçırma aşamasına gelince vicdansızca şehirlerin üzerine bombalar yağdırdı!

Namus, insanlık, haysiyet, şeref, savaş hukuku gibi kavramların yanından geçemeyecek İsrail alçakça ancak insanların üzerine bombalar yağdırıverdi!

SOYKIRIMIN FİNANSMANI NEREDEN GELİYOR?

Şimdi kritik mesele şu: İsrail bütün bunları yaparken bu işin finansörü kimdi?

Öyle ya bit kadar İsrail’in böyle uzun süreli bir savaşı sürgit kılacak eti ne budu ne?

Tabii ki ABD bu süreçte boş durmadı, İsrail’i sürekli destekledi.

Ama esas mesele şu: ABD ve emperyalist devletler dışında bu derenin suyu nereden geliyor?

Kritik mesele tam da bu!

Cevap:

Yahudi-Siyonist sermayenin küresel şirketleri!

Kim fonladı bunları?

Bütün insanlık ailesi desem abartmış olur muyum?

Bence olmam…

Dünyanın her yerinde Siyonist şebekenin ürünleri çatır çatır satılıyor, çatır çatır bütün insanlık ailesi tarafından tüketiliyor.

Ürün deyince aklımıza sadece kola, hamburger gelmemeli…

TV, medya, bankacılık, sinema, sanat, deterjan, ilaç, giysi, içecek, her türlü gıda, kozmetik, say sayabildiğin kadar…

Aslında İsrail terör organizasyonunu bütün insanlık alemi kendi elleriyle finanse etti!

Biz Türkler de dahil yıllarca bu şirketlerin ürünlerini alarak Filistin’e sıkılan her mermiye, atılan her bombaya ortak olduk!

BİZ DE SUÇLUYUZ…

Adamlar bildiğin bizi sağlam kandırdılar.

Yerel reklam ağları, yerli figürler üzerinden ceplerimizdeki parayı kendi emelleri için hortumladılar!

Biz de hokur hokur uyuduk!

Neymiş efendim ticaretin ideolojisi, ırkı, dini olmazmış!

Bu da bir Siyonist yutturmacası!

Biz de zokayı yedik!

Tam da bu yüzden boykot çok önemli!

Sadece Müslüman dünyanın değil, bütün insanlık aleminin bu boykota iştirak etmesi gerekiyor.

Çünkü Siyonizm’in en güçlü kolu finans ve ticaret!

Bunların bu damarı kesilmedikçe yeryüzünün her yerinde azgınlık yapmaya devam edecekler.

Ta ki tek devlet projelerine ulaşana kadar!

Ta ki yeryüzünde sadece kendilerinin tam anlamıyla hükümran oldukları bir yeni dünya düzeni kurulana kadar…

Ama gel gör ki bütün insanlık alemi hala hokur hokur uyuyor.

Uyandırmamız lazım…

Daha çok yazmamız, çizmemiz, anlatmamız lazım..

Yabancı dilde çok sayıda ulusa erişecek kitaplar, makaleler yazmalıyız…

Haber ağları oluşturmalıyız…

Sadece Gazze’deki soykırımı anlatmak için değil…

SİYONİZM KARŞISINDA BÜTÜN İNSANLIK YEKVÜCUT OLMALI!

Siyonizm’in küresel bir ideoloji olduğunu, kurmak istedikleri şeytani düzene erişinceye kadar rahat durmayacaklarını anlatmamız lazım!

Kendi ellerimizle, emeklerimizle kazandığımız paraların önemli bir kısmının bu şeytani düzene sermaye olduğunu insanlık ailesine anlatmak lazım!

İsrail denilen belanın sadece Ortadoğu bölgesinin başının belası olmadığını, bütün insanlık alemi için bela olduğunu küresel düzeyde anlatmamız lazım, işlememiz lazım.

Yoksa bu gidiş hayra alamet değil…

Adamlar Gazze’de yaptıkları zulmü başka bölgelere de taşıyacaklar.

Kendilerine biat etmek istemeyen, diz çökmek istemeyen herkesi hedef tahtasına koyacaklar.

Yakın zamanda Trump İsrail’e bir akıl verdi…

Gazzelilerin başka ülkelere sürülmeleriyle ilgili…

Knesset yani İsrail parlamentosundan Dini Siyonizm Partisi lideri hemencecik bu fikrin üzerine atladı…

Bakın “baş şeytan” nasıl sırtını sıvazlıyor bu pisliklerin!

Bir batılı politikacı çıktı ve dedi ki, İsrail ordusuna Nobel ödülü vermemiz lazım!

Ses nerelerden geliyor duyuyorsunuz değil mi?

Ne türden bir akıl tutulması içindeler?!

Başka bir mesele de şu: Trump Türkiye’ye bir şey dayatmaya çalışıyor bugünlerde…

Neymiş efendim Trump ABD askerini Suriye’den çekecekmiş!

Neyin karşılığında?

TRUMP TÜRKİYE’YE ŞANTAJ YAPIYOR!

Türkiye’den isteği şu: İsrail ile ilişkileri normalleştirin!

Bunun Türkçesi şu: Filistin davasından vaz geçin, İsrail ile diplomatik ilişkileri başlatın, ticarete devam edin, soykırımı görmezden gelin, hiçbir şey olmamış gibi yolunuza devam edin!

Buna tehdit ve şantaj denir!

Diyor ki ey Türkiye aklını başına al yoksa ABD olarak PKK-PYD’yi desteklemeye devam ederiz, bölgedeki varlığımızı size bir sıkıntı olarak hissettirmeye devam ederiz!

Tam da PKK’nın silah bırakma çağrılarının yapıldığı, teröristle pazarlığın devam ettiği bugünlerde bizimkiler bu teklife ne diyecekler merak ediyorum.

Bu çok kritik bir konu…

Ne yani şimdi biz İsrail ile eski günlere dönsek İsrail bölgedeki emellerinden vaz mı geçecek?

Ya da küresel planda Türk gücünün önünün kesilmesi için sahaya sürdüğü projelerden vaz mı geçecek?

Hani dedik ya Siyonizm küresel bir ideoloji ve küresel bir sorun!

Her şeyi unutup İsraillilerle tekrar kucaklaşmış olsak, terör belası tam anlamlıyla sona mı ermiş olacak!

Allah’tan temennim o ki Türkiye, Filistin’de sular durulduktan sonra eski günlere geri dönmüş olmasın!

Hiçbir şey olmamış gibi herşeyin üzerine bir sünger çekerek İsrail’le yakınlaşacak Türkiye’nin ne bölgede ne de dünyada zerre kadar itibarı kalmaz!

ANLATAMAZSINIZ!

Bu durumu abilik rolüne soyunduğunuz Arap dünyasına, İslam dünyasına asla anlatamazsınız!

Balkanlara, Kafkaslara anlatamazsınız!

Meloni’lere, İoane Balerra’lara anlatamazsınız! 

Çünkü batı âlemi yavaş yavaş uyanıyor ve Türkiye’yi bu uyanışta kilit ülke olarak görüyor!

Batının vicdan sahibi politikacıları İsrail ve Siyonizm’in ne türden bir bela olduğunu kavramaya başladı bile…

Tam da bu yüzden Türkiye İsrail ile olan mesafesini şimdi olduğu gibi ilelebet korumalı ve düşman devlet statüsüne yerleştirmeli.

Çünkü İsrail’in Türkiye üzerindeki emelleri bunu gerektiriyor…

İsrail rahat durmayacak.

Bölgeyi kana boyamaya devam edecek!

Ve İsrail asla ve kat’a Ortodoks Yahudilerin istediği gibi Siyonizm’den arınmış bir siyasete kavuşmayacak…

Çünkü patronlar katı böyle istiyor…

Bilateral komisyon böyle istiyor, Bilderberg çevresi böyle istiyor…

ABD’deki şahin Yahudiler ve Evanjelistler böyle istiyor…

Evanjelik politikacılarla Siyonizm şu an aynı yatakta yatıyor…

Buradaki birliktelikten insanlığın başına daha büyük belalar açılırsa hiç ama hiç şaşırmayalım…

Dünyayı yangın yerine çevirmeye devam edecekler…

Bizden söylemesi…

Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Çağdaş İngiliz Yahudi Medeniyeti

Not: Rahmetli Prof. Dr. Şaban Teoman Duralı Hocanın “Çağdaş İngiliz Yahudi Medeniyeti” isimli kitabı muhakkak okunmalı!