Özel Haber

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz: “Milletin derdi başka, bunların derdi başka”

TBMM yeni yasama dönemine normalleşme tartışmaları ve İsrail’in saldırıları gölgesinde giriyor. İktidar yeni anayasa çalışmalarını tamamlayıp Meclis'ten geçirmeye çalışırken, İyi Parti yeni genel başkan Müsavat Dervişoğlu liderliğinde yeniden toparlanmaya çalışıyor.

Abone Ol

ERCAN KÜÇÜK - HABER MERKEZİ

Yeni yasama dönemi normalleşme tartışmaları altında başladı. CHP ve MHP Genel Başkanlarının karşılıklı diyalogları ve CHP’nin Cumhurbaşkanını ayakta karşılaması ve yeni çözüm süreci iddiaları gündem oldu. İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, gündeme ilişkin Samimi Haber’e özel açıklamalarda bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Dem Parti’ye yönelik mesajları yeni çözüm sürecinin başlangıcı olarak anılmaya başlandı. İYİ Parti milletvekili Rıdvan Uz, geçmişte milletin derdinin başka olduğunu belirtti. Bahçeli’nin Dem Parti ile ilgili geçmişte kullandığı sözleri hatırlatan Uz şunları söyledi:

“Aslında cevap vermek istemediğim bir soru. Kuyuya bir taş atılır, herkes peşine takılır. Sonra Türkiye’deki gerçek gündem unutulur. Gerçek gündem nedir? Ekonomi. Nedir? Emeklinin 12.500 liralık maaşı. Nedir? Çocuğun okul masrafı, eğitimdeki adaletsizlik. Tarımdaki sıkıntılar. Domates, biber, karpuz, buğday… Bu sene ekilen hiçbir ürünün para etmemesi. Milletin asıl derdi bunlar iken gündemi değiştirmek adına yapılan hamleler. Dün “Derhal kapatılsın, Anayasa Mahkemesi bu şer odağını, bu terörist yuvasını kapatsın” denilen partinin ertesi gün elini sıkıyorsanız bunun izahı yoktur. Aklı ve mantıken bir karşılığı da yoktur. Dolayısıyla bunun tek çıkarımı şudur: Milletin derdi başka, bunların derdi başka. Normalleşme anlamında bütün partileri bir havuza toplama telaşı var. Muhalefeti dizayn etme çalışmaları var. Biz buna karşı mücadele ediyoruz ve bu havuza İyi Parti’nin girmemesi gerektiğini savunuyoruz.”

“22 yıllık bu kurumsuzlaştırma hareketi”

Son dönemde uluslararası suç örgütlerinin Türkiye’de yakalanması çokça konuşulmaya başlandı. Muhalefet iktidarı Türkiye’yi suç örgütü cenneti haline getirmekle eleştiriyor. Rıdvan Uz, 22 yıllık Ak Parti iktidarında kurumların kurumsuzlaştırıldığını bu nedenle ülkenin yok geçen hanına döndüğünü söyledi. Uz şöyle konuştu:

“22 yıllık bir iktidar var. Bu 22 yıllık iktidarın bütün kurumları  kurumsuzlaştırdığını görüyoruz. kurumsallıktan uzaklaştırdığını görüyoruz. Ülkenin yol geçen hanı haline gelmesi normal. Neden normal? Şimdi Avrupa Birliği fonlarıyla mayınlı arazileri temizledik, o araziden bugün 10 buçuk milyona yakın Suriyeli ülkemize girdi. Tespit edilen. Bu 10.5 milyonun %56’sı ilkokul mezunu bile değil, okuma yazma bilmiyor. Geri kalanlar da ilkokul mezunu. Böyle bir kitlenin her hamurda yoğrulabileceğini ön görmek lazım.

Eğer böyle bir potansiyel varsa, bu potansiyelin yasa dışı işlerde kullanılabileceğini öngörmek gerekir. Terör örgütlerinin, yasa dışı bahis çetelerinin ve ülkeye eroin sokup bunları ortaokula kadar düşmüş yapıya getirmelerinin tek sebebi var. 22 yıllık bu kurumsuzlaştırma hareketi. Bunun sebebini merak ediyoruz. Eğer mesele Cumhuriyet ile hesaplaşmak ise, bunun yolu bu değil. Çünkü o Cumhuriyet sayesinde bugün Cumhurbaşkanı da Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturabiliyor. Bunu anlamak ve idrak etmek gerekiyor. Burada çıkış noktası: Sebebi kendileri olan, sonra da “Biz bu işi temizliyoruz” deyip alkış bekleyen bir yapıyı Türk milleti artık bu coğrafya kabul etmiyor ve etmeyecek.”

Rıdvan Uz, sığınmacılar konusunda İYİ Parti’nin yaptığı çalışmaları da hatırlattı. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun Danıştay’a yaptığı para karşılığı edinilen vatandaşlıkların iptali başvurusunu değerlendiren Uz şunları söyledi:

“Biz, sadece göndermekle ilgili değil, sonrasıyla da ilgili bir çalışma yaptık. Göç politikalarından sorumlu, o dönemde Tolga Akalın Bey vardı ve çok ciddi bir çalışma yürüttü. Sadece geri göndermekle ilgili değil, sonrasında da ne yapılacağıyla ilgili bir plan hazırlandı. Bütün siyasi partilerin katılımıyla yapılan bu çalışmada, Suriye Devlet Başkanı Esad'ın kabul etmesine dayalı bir çözüm önerisi vardı. Kabul etmediği takdirde ne yapılacağını da planladık. Çok geniş bir çalışma oldu.

Dolayısıyla bu bağlamda en doğru çalışma yapılmakta. Ama vatandaşlık verilen insanların çok ciddi sıkıntıları çıktı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da seçim sonrasında çok sayıda sahte nüfus cüzdanı ortaya çıktı. Sahte nüfus cüzdanları basılarak bu insanların oy kullanıp kullanmadığına dair endişeler arttı. Bu işin bir sistematiği olmalı. Avrupa’da, oraya işçi olarak gelen ya da sanatkâr olan insanlar bir deneme sürecinden geçiyor ve belli bir yıldan sonra denemelerden sonra vatandaşlık hakkı veriyor. Bizde de olması gereken budur. İş bilenleri ihtiyaçlara göre, Türkiye’ye kabul edilmeleri gerekiyor. Ev alarak, parayla vatandaşlık alıyorlar. Ve çoğu kirli para. Bizim itirazımız buna. Türkiye’de yatırım yapmak isteyen iş adamlarının önünü açmamız gerektiğine inanıyoruz. Ama dediğimiz şartlarda, 500 binleri bulan vatandaşlık verilmesi doğru bir sistem değil. Sonrasında bu insanların aileleri ve çocukları da sisteme dahil edildiğinde, bu coğrafyanın yapısını değiştirecek bir durum ortaya çıkıyor. İyi Parti, bu konuda itirazlarını dile getirerek somut adımlar attı. Yargının, görevini ciddi anlamda yapan savcı ve hâkimlerin olduğuna inanıyoruz. Burada bir ölçü ve kriter konulacağı kanaatini taşıyoruz.”

Sosyal medyada kimlik numarası uygulaması

Sosyal medya uygulamalarının kapatılması da gündemde yer alıyor. Geçtiğimiz aylarda 
İnstagram’ın engellenmesinin ardından şimdi de Discord uygulaması engellendi. Uz, engellemelerin çözüm olmadığını belirtti:

“Trafikte bir kaza oldu diye bütün araçları trafiğe çıkarmayalım demek doğru bir mantık değil. Sorunu çözmek zorundayız. Sosyal medya platformlarına girişte TC kimlik kartı be size ait şifreler doğru kullanıldığında ve farklı hesap açılmasının önüne geçildiğinde birçok sorunun da önüne geçilmiş olur. Ama hükümet bu sorunu çözmek yerine büyütüyor, halkın gözüne sokuyor ve sonra da “Bakın biz çözüyoruz” diyerek algı yönetimi yapıyor. Buna aldanmamak lazım. Her şeyin bir çözümü var.

O zaman trollük bitmez mi?

Biter. Bu troller sayesinde bayağı ekmek yiyorlar. Dolayısıyla ahlaklı bir toplum, ayakta duran bir devlet. Adaletin tesisi olmadıkça, devletin dini adalet olmadıkça, bu tür yöntemlerle devleti yönetmeye çalışmaları artık genç nesille birlikte son bulacak.”

İYİ Parti’nin yolu

Sürekli parti içi tartışmalarla gündeme gelen İYİ Parti’de Nisan ayında yapılan kongrede yeni genel başkan Müsavat Dervişoğlu seçildi. Partideki değişikliği ve partiye yansımalarını sorduğumuz Uz, yapılması gerekenleri şu sözlerle anlattı:

“Ben milletvekili ölçeğinde cevap verebilirim. Partimizin seçilmiş bir genel başkanı, bir divanı ve genel idare kurulu var. Bizim arzumuz, milletin dertleriyle hemhal olan bir yapıyı tekrar oluşturmak, ilk çıktığımız umudu tekrar verebilmek. Bunun da belli başlı şifreleri var. Nisanda sonraki süreçte partimiz önce ilçe ve beldelerde illerde eksikliklerini gidermek için çalışmalar yapıyor. Bir kuruluş günümüz var. Bununla ilgili genel başkanımızın da açıkladığı gibi yeni katılımların olacağını düşünüyoruz. Normalleşme hikayesinden dolayı yine toplumun kafasının karışık olduğunun farkındayız. İYİ Parti’ye büyük görev düşüyor.”

“Güçlü ve yönetilebilir bir yapı olduğunuzda size kim ne müdahale ederse etsin bir anlamı olmaz. Elbette ki siyaset yapıyorsunuz ve zayıf göründüğünüzde kanca atan çok olur. Kuruluş felsefesine olan inanç, cumhuriyete olan inançlar bu işi bir kadro hareketiyle ve insanlara ne yapacağınızı anlatarak aşabileceğiniz bir unsurdur. Elbette yapılıyor ve yapılmaya da devam edecektir.
Ama bu yapılıyor diye bizler bu işten vazgeçmemeliyiz. Hastalık var diye doktora gitmemezlik yapamayız. Trafikte kaza oluyor diye arabayı trafiğe çıkarmamazlık yapmadığımız gibi.  Bu bağlamda da yolumuza bakmak zorundayız. İnanmış bir kadro hareketiyle ve inanmış teşkilatlarla topluma bunu doğru analiz edip aktardığınızda bu karşılık bulur. Artık öyle bir Türkiye’de yaşıyoruzki hem televizyon hem sosyal medya vasıtasıyla herkesin ne yaptığını çok iyi gören bir gençlik var kimseyi de kandıramıyorsunuz. O yüzden eğilmesi gereken konu, Türkiye’nin kaybettiği yılları geri kazanmanın yolu için gençlere eğilmekten geçiyor. Bunu başarabilirsek sırtımız yere gelmez.”

“Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyacı yok”

Yeni dönemde yeni anayasa tartışmaları da gündeme gelecek. AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın bu konudaki çalışmalarında son aşamaya gelindiği belirtiliyor. Peki İYİ Parti yen anayasa tartışmalarında nasıl bir tavır takınacak? Uz bu soruya verdiği cevapta Genel Başkan Dervişoğlu’nun sözlerini hatırlattı:

“Genel başkanımıza bir soru sorulduğunda, yeni anayasa ile ilgili Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendilerine, yani İYİ Parti’ye gelemeyeceğini söyledi. Bu konuda samimi buluyoruz. İyi Parti düzeltilmesi gereken onca problem varken anayasa tartışmalarıyla milletin dertlerinin başka platformlara çekilmesine karşı. Türkiye'nin şu an için yeni bir anayasaya ihtiyacı yok. Öncelikli olan milletin dertleridir. Hükümetin de derdi bu olmalıdır. Bu derdi çözemeyecekseniz anayasadır, Instagram'dır, bayrağın yarıya indirilmesidir gibi suni gündemlerle milletin derdini unuttururlar. Bu bağlamda yeni bir anayasa tartışmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Türkiye'nin şu anda yeni bir anayasaya ihtiyacı yok, milletin dertlerine çözüm bulmak gerekiyor.”

‘1984’ hatırlatması

Uz’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in hedefinde Türkiye’nin de olduğun a yönelik sözlerini de sorduk. Uz bu konuda verdiği cevapta George Orwell’ın 1984 kitabını hatırlattı. Halkın savaş tehdidiyle yönetilmek istendiğini vurgulayan Uz şunları söyledi:

İsrail’e ticaret durduruldu dedikten sonra, 88 tane büyük yük gemisiyle İsrail'e malzeme taşınıyor. Van Münit dedikten sora yapılan anlaşmaların ardından olduğu gibi İsrail’le müthiş bir ticaret yapılması hadisesi var. Burada samimi olmak lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 5000 yıllık bir tarihinin ayak izlerine baktığında endişeye mahal bir durum yoktur. Koskoca Türkiye, bir İsrail’den korkmaz. Milliyetçilik, küçük düşmanlar yaratarak değil, devletin güçlü ve adil olmasıyla mümkündür. Elbette İsrail’in projelerine karşı uyanık olmak zorundayız. Ancak 85 milyonluk Türkiye, İsrail’den korkacak durumda değildir. İnsanları savaş tehdidiyle korkutarak yönetme. Benim bu söylemde tek gördüğüm bu. Yok 2.5 saat sonra bizim kapımıza dayanırmış. Gibi söylemlerle insanların 3. Dünya savaşıyla korkutulması yönetmenin kolay şeklidir. Dolayısıyla Orwell’ın 1984 kitabını okumalarını herkese tavsiye ederim. Aynı süreç burda da devam ediyor.ama unuttukları bir şey var. Bu büyük millet savaştan korkmaz.”

“İktidar kadar muhalefet de suçlu”

2024 yerel seçimlerinden CHP ilk parti çıkmasına rağmen hala muhalefete karşı bir güvensizlik söz konusu. Uz, bu konuda muhalefetin de hataları olduğuna vurguladı. Numan Kurtulmuş, Süleyman Soylu ve Devlet Bahçeli’nin geçmişte iktidara yaptığı sert eleştirileri hatırlatan Uz şunları söyledi:
“Kesinlikle muhalefetin de bu konuda hataları var. Kendi partim başta olmak üzere, muhalefet de bu durumu iyi görmeli ve doğru analiz etmeli. Millet açısından da muhalefetin bu noktada %72 inandırıcılığının kalmamasının sebeplerinden alt alta koyduğumuzda bir dönem bir dönem Harun gibi geldiler, Karun oldular diyen Numan Kurtulmuş ve Has Partisi vardı, ne oldu? Normalleşme yoktu, gittiniz sağ koltuğunun altına girdiniz. Ardından Süleyman Soylu vardı, Demokrat Parti'deyken söylemediği söz kalmamıştı, o da gitti sol kolunun altına girdi. Yani millet bu süreci gördü. Amerika’ya da kaçsan ensenden tutup getireceğiz diyen Devlet Bahçeli bardı. O da bu çarkın içine girdi. Milletin gözünde gelinen noktada insanlar muhalafete olan inancını da iktidara olan inancı kadar kaybettiği için bu sonuç ortaya çıkabiliyor.

Muhalefetin yapması gereken asıl mesele şu: Sizi yılan sokmuş. Siz de bu yılanı intikam almak için kovalıyorsunuz. Sokan yılanla uğraşmaktan ziyade, önce kendimizi tedavi etmeliyiz. Toplumu tedavi etmek zorundayız. Biz bunu yapacağız diyebilmemiz lazım. Gençler, çiftçiler, emekliler için ne yapacağımızı anlatmamız ve bunların algısına düşmememiz lazım. Önceliğimiz bu coğrafyada yaşayan insanların ortak dertleri kederleri, adaletsizliği, eşitsizliği çözebilmek adına projeleri anlatmamız olmalıdır. Bunu başardığımız noktada muhalefet yine halk nezdinde kabul görecektir. İktidar kadar bugün muhalefetin de suçlu olduğunu söyleyebiliriz.”

Teknofest ve Selçuk Bayraktar

TBMM Sanayi, Ticaret ve Teknoloji komisyonu üyesi de olan Rıdvan Uz son olarak komisyonla beraber Teknofest’e katıldı. Uz, Teknofest gözlemlerini ve Selçuk Bayraktar’ın siyasete gireceği iddialarını Samimi Haber’edeğerlendirdi:

“Orada bütün üniversitelerin hatta bazı teknik liselerin yapmış olduğu çalışmaları orada yarıştırmak ve bununla ilgili toplumu bilgilendirmek adına güzel  bir çalışma. Orada şunu gördüm: gençler heyecanlı. Yaptıkları işi sunuyorlar yarışıyorlar. Bir dahaki seneye nasıl üst modelini üretebiliriz? Ya da daha nasıl bir katkı sunabiliriz derdindeler. Bu gençliği bir araya getirmenin en büyük ana unsuru. Burada yapılması gereken eksikleri de gördük. O da şu: yeterince üniversitelerin bu konuda bu gençleri daha çok desteklemedi gerektiğini düşünüyoruz. Gencinize güvenirseniz bir sonuç alabilirsiniz. Bütün bunların yapılmasın doğru bulmakla beraber Sn. Selçuk Bayraktar’ın siyasetle ilgili noktada bir çalışmasına şahit olmadım görmedim. Eğer orada faydalı olduğu düşünülüyorsa orada devam etmelidir kanaatindeyim. Çünkü artık Türk siyasetinde ben Sn. Tayyip Erdoğan’ın bu noktada yol açacağını da düşünmüyorum.”