MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
Mehmet Âkif Ersoy Derneği, son Osmanlı Padişahı Vahdettin’e iade-i itibar yapılması ve Şam’da bulunan mezarının Türkiye’ye taşınması için girişim başlattı. Bu girişim çok tartışılacak gibi.
Samimi Haber’e konuşan derneğin Divan Başkanı Mücahit Sezgin Reis; “Bunun örnekleri var. Daha önce Menderes ve Osman Gazi’nin de mezarları taşındı” dedi.
Dernek, Sultan Vahdettin’e iade-i itibar yapılması için hem Türkiye’deki ilgili kurumlar hem de Suriye’deki yetkililerle iletişime geçecek.
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğradıktan ve Atatürk’ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra, 1 Kasım 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından saltanat kaldırıldı. Son Osmanlı Padişahı Vahdettin, bu gelişmenin ardından ülkeden ayrılarak Malta'ya gitmiş, daha sonra 16 Mayıs 1926’da İtalya'nın San Remo kentinde vefat etmişti. Vahdettin’in cenazesi, dönemin hükümeti tarafından Türkiye’ye kabul edilmediği için Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan Emeviye Camisi’nin avlusunda bulunan Selahaddin Eyyubi türbesinin yanına defnedilmişti.
“SULTAN VAHDETTİN’İN İADE-İ İTİBARI YAPILMALIDIR”
Derneğin Divan Başkanı Mücahit Sezgin Reis, Sultan Vahdettin’in iade-i itibarını istemelerinin kimseyle bir hesaplaşma adına olmadığını vurgulayarak, bunun bir beka meselesi olduğunu dile getirdi. Sultan Vahdettin’in devlet hazinesinden bir kuruş almadan ülkeden ayrıldığının altını çizen Reis, şöyle devam etti:
“Benim kanımca Türk milletinin bekası için, Türk milletinin birbirine düşmemesi için bunu yapmıştır. Vahdettin Han, kaderin gereği diyelim, sürgüne devletin hazinesinden bir kuruş bile almadan çekip gitmiş, maalesef maddi sefalet içinde vefat etmiştir. O günkü yönetim kendisini Türkiye'ye kabul etmediği için Şam'a defnedilmiştir. Biliyorsunuz İtalya'da vefat etmiş, Şam'da defnolmuştur. İade-i itibarı yapılmalıdır”.
Bu iade-i itibarın Enver Paşa, Adnan Menderes, Osman Gazi gibi örnekleri bulunuyor. İdam edilen Adnan Menderes’in de bu şekilde iade-i itibarı yapıldığını söyleyen Reis; “Muhsin Yazıcıoğlu'na korumalık yaptım, teşkilat başkanlığı yaptım, beraber çalıştık. Rahmetlinin de bu doğrultuda düşüncelerinin var olduğunu biliyorum. İnşallah devletimiz bu talebimizi yerine getirecektir. İade-i itibarı yapılmalıdır” diye konuştu.
“VAHDETTİN'E YAPILAN SALDIRILAR İFTİRADIR”
Reis, Sultan Vahdettin’e atılan iftiraları reddederek, kesinlikle hain olmadığını vurguladı. Reis, sözlerini şöyle sürdürdü: “Osmanlı'nın askerleridir, Osmanlı İmparatorluğu'nun askerleridir. Sultan Vahdettin kesinlikle hain değildir. Maalesef içimize giren Siyonizm bu iftiraları yapıyor. Ben inanıyorum ki, Mustafa Kemal de uzun yaşasaydı bu durum farklı olabilirdi. Vahdettin'e yapılan saldırılar iftiradır, kesinlikle hain değildir. Eğer hain olsaydı, İngilizlerle iş birliği yapar, sefalet içinde yaşamazdı. Açlıkla ve sefaletle boğuştu, sürgünde vefat etti”.diye konuştu.
“VAHDETTİN’İN NAAŞI EYÜP SULTAN’A TAŞINSIN”
Reis, Mehmet Âkif Ersoy Derneği’nin 26 Aralık’ta yapılan genel kurulunda, Sultan Vahdettin’in naaşının Şam’dan İstanbul Eyüp Sultan Camii’ne taşınması yönündeki önerinin toplantı tutanaklarına geçtiğini ifade etti. Ayrıca, bu talebin yazılı dilekçelerle ilgili kurumlara iletileceğini belirtti. Tarihe olan borcun ödenmesi gerektiğini vurgulayan Reis, Vahdettin’in sürgün yıllarında yaşadığı sıkıntılara da dikkat çekerek, bu süreçte toplumsal duyarlılık oluşturulmasının da hedeflendiğini dile getirdi.
“İADE-İ İTİBARIN ÖRNEKLERİ VAR”
Reis, Vahdettin’in mezarının taşınmasının mümkün olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabi biliyorsunuz Menderes'i darbe yapıp gaddarca, haince, alçakça idam ettiler. Sonra da idam ettikleri yere defnettiler. Zannediyorum ona cenaze namazı bile kılınmadı. Rahmetli Özal iktidar olunca Menderes'i defnedildiği Yassıada’dan, Fatih'e getirip defnetti, nakletti. Bunun örnekleri vardır. Vahdettin Han'ın dedesi Osman Gazi de Orhan Gazi'ye vasiyet etti. ‘Oğlum ben vefat edeceğim ama beni Bilecik'e defnetsen bile buradan çıkartıp Bursa'ya, Tophane'ye defnedeceksin’ diye. Bunlar var yani, örnekleri vardır. Zaten bu sembolik bir şeydir ama olmalıdır. Çünkü İstanbul'dan sürüldü. O gün zulüm yapıldı kendilerine. Burada biz kimseyle hesaplaşmak, kimseyi kötülemek niyetinde değiliz ama insanlığa, İslamiyet’e ve Türklüğe bu kadar hizmet eden bir neslin son padişahı, son İslam halifesi, 115. İslam halifesi Vahdettin'in kesinlikle iade-i itibarı yapılmalıdır. Tabii buna devlet yetkilileri karar verecek ama bizim talebimiz budur. Ben inanıyorum ki rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu hayatta olsaydı o da bu işi gelinen şu ortamda gündeme getirecekti”.
“TÜRKİYE VE SURİYE HÜKÜMETLERİNE BAŞVURACAĞIZ”
Bu süreç içerisinde hem Türkiye’de hem de Suriye’de yetkili kurumlara dilekçeler göndereceklerini belirten Mehmet Âkif Ersoy Derneği Divan Başkanı Mücahit Sezgin Reis, sonuç alamadıkları takdirde mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Derneğin bağlı olduğu Kağıthane Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü'nden de destek talep ettiklerini ifade eden Reis şu şekilde konuştu:
“Biz, bu süreçte içimizde doktor, avukat ve tarihçi gibi arkadaşlarımızla bir divan toplantısı yaptık. Ben de bu işin ehliyim. İlk adım olarak, derneğimiz vakıflaşıyor. Bununla ilgili olarak Kültür Bakanlığı'na, Cumhurbaşkanlığı'na, Dışişleri Bakanlığı'na ve yeni kurulan Suriye Hükümeti Dışişleri Bakanlığı'na dilekçeler göndereceğiz. Taleplerimizi ileteceğiz ve süreci takip edeceğiz. Bu süreci başlattık ve inşallah kısa zamanda talebimiz yerine getirilir. Eğer çözülmezse de mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün arkadaşlarla yaptığımız görüşmede, bu talebimizi ayrım yapmadan tüm partilere ulaştırma kararı aldık. Son olarak, ben divan başkanı olarak şunu söylemek isterim; bu fikirlerin öncüsü Muhsin Yazıcıoğlu'nu seven arkadaşlarımızdan ve akademisyenlerden destek alacağız. Bu düşünceler, Muhsin Başkan’ın fikirlerinin yansımasıdır ve onun gölgesini üzerimizde taşıyoruz”.