MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
Pınar Gültekin’in vahşice öldürülmesinin ardından, Yargıtay’ın fail Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını bozması büyük tepkiyle karşılandı. Cinayetin işleniş biçimi ve sonrasındaki eylemler, toplumsal algıyı daha da pekiştiren bir etki yarattı.
Bu tür davaların kadın cinayetlerine karşı duyulan öfkeyi arttırdığı dikkat çekerken, Yargıtay kararının hukuki açıdan tartışma yarattığı görülüyor.
“YARGITAY’LA AYNI FİKİRDE DEĞİLİM”
Hukukçu Pınar Hacıbektaşoğlu, 21 Temmuz 2020’de vahşice öldürülen Pınar Gültekin cinayetinde, Yargıtay’ın fail Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını bozmasını Samimi Haber’e değerlendirdi.
"DOSYANIN DETAYLARINA HAKİMİM”
Yargıtay’ın, karar verirken son derece titiz bir inceleme yaptığına inandığını ifade eden Hacıbektaşoğlu, ancak bu karara katılmadığını vurguladı. Ayrıca, dosyanın detaylarına hakim bir hukukçu olduğunu dile getirerek; “Öncelikle Yargıtay’la aynı fikirde değilim. Ancak, benim bu konuda Yargıtay'la ayrı düşünüyor olmam, Yargıtay’ın kadına yönelik şiddet algısına olumsuz bir yaklaşım içinde olduğunu da düşünmüyorum” diye konuştu.
Hacıbektaşoğlu, bu kararın Türkiye’deki kadın problemleri, kadın sorunları, kadınlara yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin önemsenmediği anlamına gelmediğini de belirtti. Pınar Gültekin’in cinayetinin canavarca hisle işlenmiş bir kasten öldürme olduğunu düşündüğünü söyledi. Ayrıca, fail Cemal Metin Avcı’nın, Pınar Gültekin’i öldürmeden önce onu bağ evine çağırmasının, cinayetin tasarlanarak işlendiğini ve failin Gültekin’in varlığından rahatsız olduğunu gösterdiğini de vurguladı.
“…BOĞARAK ÖLDÜRME CANAVARCA HİS”
Hacıbektaşoğlu, canavarca hisle öldürme eylemi hakkında yaptığı değerlendirmede, bir insanı boğarak öldürmenin başlı başına canavarca bir hisle yapılan bir eylem olduğunu belirtti. Bu tür bir eylemin, daha önce Narin Güran’ın cinayetinde aynı şekilde işlenmiş olduğunu hatırlatan Hacıbektaşoğlu, hukukçular olarak bu durumu doğru bulduklarını ifade etti.
Ancak, Pınar Gültekin cinayetinde de boğma eyleminin canavarca hisle işlendiğini düşündüğünü vurgulayan Hacıbektaşoğlu, toplumun benzin dökülmesi ve cesedin betonla kapatılması gibi unsurlar nedeniyle kafasının karıştığını ifade etti. Hacıbektaşoğlu, bu kafa karışıklığına şu sözlerle açıklık getirdi:
“Benzin dökülmüş olması, sonra betonla çimento dökülerek üstünün kapatılmış olması, bu canavarca hisle yapılmış bir eylem değil midir, noktasında toplumun bir kafa karışıklığı var. Orada şu canavarca his dediğimiz eylem bu eylem değil. Bu eylem artık ölüm gerçekleşmiş bir durumdan sonra, mevtaya yönelik, yani bir cesede yönelik bir eylem olduğundan dolayı Yargıtay bu bölümle ilgili canavarca his olmadı demiş olabilir. Bu konuda bir haklılık olabilir. Ancak, Yargıtay'ın yanıldığı nokta, tasarlayarak öldürme eyleminin gerçekleştiği, daha sonrasında da boğma eyleminin canavarca hisle olduğu konusunda Yargıtay’la aynı fikirde değiliz”.
“TOPLUMDAKİ ADALET DUYGUSU ZEDELENİR”
Hacıbektaşoğlu, kadına yönelik cinayetlerdeki vahşet seviyesine dikkat çekerek; “Tabii ki bu karar toplumdaki adalet duygusunu zedeler. Kadına yönelik bu kadar vahşice işlenen cinayetlerin içinde, Özgecan Aslan cinayetinden sonra belki en canavarca yöntem olarak bakıldığında, canavarca hisle işlenen cinayetlerin tam merkezinde yer alan bir cinayet, Pınar Gültekin cinayetiydi” dedi.
Hacıbektaşoğlu, bir genç kızın öldürülmesinin ardından bu kadar teknik bir konuyu toplumun anlamasının imkansız olduğunu belirterek; “Şu an ben anlatırken Yargıtay ayrı anlatıyor, ben ayrı değerlendiriyorum. Yaklaşımlarımız hukuk temelinde çok farklı” ifadelerini kullandı.
“YARGITAY MÜEBBET VERMELİYDİ”
Ayrıca, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet sonrası faillerin tahliye edilmesinin toplumda oluşturduğu algıya da değinen Hacıbektaşoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Bu dava tek başına bu algıyı çok daha pekiştirecek. Ama dediğim gibi ben beton ve mazot konusunun zaten öldürmeden sonraki eylemin devamında olan cesede yönelik olduğunu ben de düşünüyorum. Ancak bu kısmı değil, diğer kısmıyla Yargıtay yine müebbet ağırlaştırılmış hapis vermeliydi”.