MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
Gönüllü itfaiyecilik, toplumsal dayanışmanın ve afetlere hazırlığın önemli bir parçası konumunda bulunuyor.
Profesyonel itfaiyecilerle aynı eğitim ve donanıma sahip gönüllüler, yangınla mücadelede toplumun güvenliğine büyük katkı sağlıyor. Ancak, bu kritik hizmetin etkinliği için yasal statülerinin netleştirilmesi ve daha fazla destek sağlanması gerektiği ifade ediliyor.
Gönüllü itfaiyeciliğin, günümüzde yeni yeni yaygınlaşan ve henüz hak ettiği değeri tam olarak kazanamamış bir organizasyon modeli olduğunu Samimi Haber’e anlatan Sivil Savunma Uzmanı Öğretim Görevlisi Murat Ercan; “Kamuoyunda genellikle özel bir halk hareketi olarak algılanan gönüllü itfaiyecilik, aslında gönüllülük esasına dayalı bir hizmettir. Bu hizmet, devlet tarafından organize edilmektedir ve gönüllü itfaiyeciler, toplumun her kesiminden gelen, profesyonel itfaiyecilerle aynı eğitim, beceri ve disipline sahip bireylerdir” dedi.
“BİR ÜCRET ALMIYORLAR”
Gönüllü itfaiyecilerin, meslekleri itfaiyecilik olmayan ve bu işten herhangi bir ücret kazanmayan bireylerden oluştuğunu ifade eden Ercan, profesyonel itfaiyecilerin yetersiz kaldığı bölgelerde, yangın riski yüksek alanlarda hızlı ve etkin müdahalelerde bulunduğuna dikkat çekti. Ercan, gönüllü itfaiyecilerin, sorumluluk bilinci ve disiplinle hareket ederek profesyonel itfaiyecilerle aynı standartlarda eğitim aldığını ve ekipman kullandığını vurguladı.
Gönüllü itfaiyecilerin, mesleklerinde profesyonel itfaiyecilerle aynı donanım ve özelliklere sahip olduklarını ve görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiklerini dile getiren Ercan şu ifadeleri kullandı: “Gönüllü itfaiyeciler, sadece yangınla mücadele eden bireyler değil, aynı zamanda toplumun her kesiminden gelen, din, dil ve ırk farkı gözetmeksizin eşit hizmet sunarak toplumsal yaşamın ve dayanışmanın önemli bir parçası olurlar. Ülkeye duydukları bağlılıkla, sorumluluk bilinciyle toplumsal aktif üyeler olarak görevlerini yerine getirirler”.
GÖNÜLLÜ İTFAİYECİ OLMA ŞARTLARI
Gönüllü itfaiyeciliğin yalnızca kriz anlarında değil, aynı zamanda toplumsal afetlere karşı daha dayanıklı hale getirilmesinde büyük rol oynadığını vurgulayan Ercan, gönüllü itfaiyeci olma şartlarına da değinerek; “Gönüllü itfaiyeci olabilmek için yaş sınırı, sağlık durumu, eğitim seviyesi, sorumluluk ve güvenlik bilinci, sürücü belgesi, yerel ihtiyaçlar ve şartların dikkate alınması gerekir” şeklinde konuştu.
Ercan, ülkemizin bulunduğu coğrafi konumu da hatırlatarak, toplum olarak doğal afetlere hazır olmaya dikkat çekti. Müdahale edip, kurtarmayı, öğrenmeyi vurgulayarak, gönüllü itfaiyecilerin nasıl olunabileceğinden de bahseden Ercan, şu şekilde devam etti:
“Gönüllü itfaiyecilik, sosyal refah sağlama ve afetlerle mücadelede önemli bir destek aralığıdır. Bu hizmet, eğitim süreci, ekipman ve malzeme desteği, acil durumlara katılım, toplumsal bilinç, iş birliği ve koordinasyon gibi temel unsurları içerir”.
TÜRKİYE’DE 7.315 GÖNÜLLÜ İTFAİYECİ VAR
Ülkemizde gönüllü itfaiyeciliğin birçok şehirde uygulandığına dikkat çeken Ercan; “Gönüllü itfaiyecilik kapsamında İstanbul, Kocaeli, Bursa, Ankara gibi birçok şehrimiz profesyonel şekilde başvuranlardan kriterleri tutanları eğitip, ekipman ve donanımsal olarak eksikliklerini giderip sorumluluk alanlarına yönlendirmesini yapmaktadır. Orman yangınları ile ilgili bakanlık, afet için Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), şehir yangınları için belediyeler gönüllülerden oluşan bir yapı kurmaya çalıştıkları da bilinen bir gerçektir. Ama bu durum birçok olayda çok ayrılıkçı yapıyı da karşımıza çıkarmakta. Örneğin, Orman yangınlarında AFAD ile (OGM) Orman Genel Müdürlüğü arasında gönüllülerde eğitim yetkinliği çatışmasını da sahada gözler önüne sermektedir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de gönüllü itfaiyecilerin değiştiği günlük en güncel resmi verilerin 2021 yılına ait olduğunu ifade eden Ercan, AFAD’ın 2021 yılında yayımladığı bir sunumu paylaştı. AFAD verilerine göre, Türkiye genelinde 21 il ve 2 ilçe belediyesi bünyesinde toplam 7.315 gönüllü itfaiyeci görev yapıyor.
“ALINMASI GEREKEN KARARLAR VAR”
Ercan, gönüllü itfaiyeciliğin daha etkin hale gelmesi için kanuni düzenlemelerle desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Ercan, şu an itibariyle itfaiye hizmeti yürüten profesyonel itfaiyecilerin bile mesleki statülerinin netleşmediğine, görev başında hayatını kaybedenlerin şehit olarak kabul edilmediğine dikkat çekti. Bu durumun, gönüllü itfaiyecilerin olası kazalar ve ölümlerinde yaşanacak maddi ve manevi zararın tazmin edilmesi gibi konularda belirsizlik yarattığını belirtti. Ercan, bu tür durumların bir an önce netliğe kavuşturulması gerektiğini vurguladı.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Ercan, Türkiye’deki kurumlar arasındaki yetki karmaşasının ortadan kaldırılmasını ve bir ortak platform kurulmasını önerdi. Ayrıca, bu platformda, Sivil Savunma İtfaiyeciliği Ön Lisans Programları, belediyeler, Sağlık Bakanlığı, kolluk kuvvetleri, AFAD, OGM, Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), İl Özel İdareleri gibi kurumların da yer alacağı bir konsorsiyum aracılığıyla, yerel düzeyde halkın eğitilmesi ve gerekli araç-gereçlerin sağlanarak gönüllü itfaiyecilerin görevlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Gönüllü itfaiyeciliğin karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin insan kaynağı değil, eğitim ve donanım maliyetleri olduğunu belirten Ercan, bu sorunun ortak bir yapı ile daha kolay ve etkili bir şekilde çözülebileceğini ifade etti.