MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

ABD’nin Grönland’a olan ilgisi tarihsel bir temele dayansa da, Trump’ın bu talebi sıra dışı bir şekilde gündeme getirmesi, meseleyi yeni bir boyuta taşıdı. Avrupa Birliği (AB), ülkeleri bu durumu kendi varlıklarına tehdit olarak görerek sert bir tepki vereceğini belirtti. Ancak uzmanlara göre, Grönland’ın ABD’ye katılma olasılığı şu an için mümkün görünmüyor.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Serkan Ünal, ABD’nin Grönland’a olan ilgisinin yeni olmadığını ancak Trump gibi sıra dışı bir figürün bu talebi çok daha sıra dışı bir şekilde gündeme getirdiğini vurguladı. Ünal, ABD’nin daha önce Alaska’yı aldığı gibi Grönland’ı da almak istediğine dikkat çekti.

Samimi Haber’e konuşan Ünal, ABD tarihini hatırlatarak; ABD daha önce Fransa’dan Louisiana’yı 1803’te, İspanya’dan Florida’yı 1819’da ve Alaska’yı da 1867’de Rusya’dan parayla satın aldığını söyledi.

“PARASINI VERİR, ALIRIZ”

Modern dönemde, özellikle CEO geçmişine sahip başkanların hâlâ ticari bir ilişki kurma düşüncelerinin çok ilginç olduğunu belirten Ünal; “Bu tarz başkanların, ‘veririz parasını, alırız’ gibi bir bakış açısına sahip olmaları çok sıra dışı. Ancak, Trump olunca bu tür sıra dışı bir yaklaşım şaşırtıcı olmuyor” diye konuştu.

Ünal, Orta Doğu ve Suriye özelinde yaptığı değerlendirmede Arap Baharı sonrasında Suriye’nin iç savaş ya da vekalet savaşları gibi sorunlarla boğuştuğunu ve bu koşullarda bir tepki verebilmesinin pek mümkün olmadığını vurguladı. Ancak Ünal’a göre, bu durum, Trump’ın Grönland konusundaki yaklaşımı için geçerli değil. 

“ABD’NİN ULUSAL KAYGILARI VAR”

Ünal, ABD’nin bu isteğinin arkasında ulusal güvenlik kaygılarının bulunduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Trump hem kendi ticari aklıyla hem de sıra dışı yaklaşımlarıyla hareket ediyor. Grönland’la ilgili talepleri, artık eski dönemlerin çok ötesinde. AB, ABD için tek başına bir tehdit oluşturmuyor. Trump, tek başına Rusya’yı tehdit olarak görüyor. ABD, Grönland’ı Rusya tehdidine karşı kullanıyor. Soğuk Savaş döneminde orada bir uzay üssü bulunuyordu ve bu üs hâlâ kullanılabiliyor. Trump, Grönland’ın ulusal güvenlik açısından sadece bir üs olarak değil, doğrudan ABD egemenliğinde olması gerektiğini savunuyor. Grönland’a sahip olmayı, sadece stratejik bir avantaj değil, Amerika’nın egemenliğini pekiştiren bir adım olarak görüyor.

“CEOKRATİK BİR YAKLAŞIM”

Ünal, Trump’ın Grönland’a karşı olan bu yaklaşımını yayılmacı bir tavır olarak tanımladı ve bu tavrın altını çizmek gerektiğini söyledi. “Trump’ın bu durumu bir şirket sahibi, büyük bir milyarder, CEO olmasından hareketle biraz ceokratik bir yaklaşım gibi görüyorum. Bir gayrimenkul anlaşmasına dönüştürmüş olması işleri hafif sürtüyor gibi görünse de aslında durum öyle değil” ifadelerini kullandı.

Ünal, Trump’ın bu sıra dışı yaklaşımının Kanada Başbakanı Trudeau istifa etmeden önce de ortaya çıktığını hatırlattı. Trump’ın, bir yemek sırasında Trudeau’ya Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasını teklif ettiğini ifade eden Ünal, şu şekilde devam etti:

“İlk bakıldığında, bu insanın yediği lokmaları boğazına durdurabilecek bir şey gibi görünebilir ya da ciddiye alınması gereksiz bir mesele olarak algılanabilir. Ancak Trump’ın sonraki adımlarına bakıldığında, bu olayın ciddi bir düşünce olduğunu fark ediyoruz. Grönland meselesi de öyle. Şaka ya da basit bir olay olarak geçiştirilemez”.

GRÖNLAND AB MESELESİ

Ünal, Grönland’ın statüsünü de ele aldı. Grönland’ın AB içinde yer almadığını ancak AB’nin serbest dolaşım hatları gibi bazı özel coğrafi düzenlemelere tabi olduğunu belirtti. Grönland’ın Danimarka’ya bağlı olduğunu hatırlatarak, AB ülkelerinin de Danimarka’yı ilgilendiren her konuda onun arkasında durduğunu ifade etti. Fransa ve Almanya’nın bu konuda yaptıkları açıklamalarla, bu durumu desteklediklerini vurgulayan Ünal; “Sonuç olarak ne Fransa ne de Almanya, Grönland’ı ABD ile Danimarka arasında bir mesele olarak göremezler” ifadesini kullandı.

“İsrail, Güney Lübnan’dan çekilmeyecek” “İsrail, Güney Lübnan’dan çekilmeyecek”

“AB ÜLKELERİ KENDİ VARLIĞINI İNKÂR EDER”

Ünal, ABD’nin Grönland’ı alma isteği üzerinden yaptığı değerlendirmede, AB ülkelerinin bu durumu kendi varlıkları açısından kabul etmelerinin imkânsız olacağına dikkat çekti. AB ülkelerinin bunu kabul ederse, kendi varlıklarını inkâr etmiş olacaklarını dile getiren Ünal, şunları söyledi: “Bu nedenle Fransa ve Almanya gibi ülkeler, Trump’ın bu işin çılgınlık boyutunda söylediğini ön plana çıkararak sert ve ciddi açıklamalarla topraklarını savunuyorlar”.

“ABD’NİN GRÖNLAND’I ALMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Ünal, bundan sonraki süreçte Fransa’nın askeri müdahale sözünü de hatırlatarak, AB’nin bu konuda kesinlikle geri adım atmayacağını belirtti. AB’nin bu işin arkasında duracağını belirten Ünal; “ABD için Grönland’ı almak ister ulusal güvenlik meselesi, isterse egemenlik meselesi olsun, şu anda mümkün görünmüyor. Trump sınırları zorlayabileceği kadar zorlayacaktır, ama AB’nin tepkisi daha sert olabilir” dedi.

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Serkan Ünal, uluslararası ilişkilerdeki ‘demokratik barış teorisi’ne de değindi. Bu teoriye göre, demokratik ülkelerin birbirleriyle savaşmadığını belirten Ünal; “Demokratik ülkelerde yöneticiler seçimle gelir, bu ülkelerde sivil toplum örgütleri güçlüdür ve halk söz sahibidir. Bu sebeple demokratik ülkeler arasında savaş olmaması, kamuoyunun etkisiyle şekillenen bir durumdur” şeklinde konuştu.

Editör: Figen Karadeniz