Dön dünya
Sen döndükçe devran dönsün... 
Bir gün gelecek; güneş doğacak ama bazılarımız o güneşin aydınlığını hiç göremeyecek
Bir gün gelecek; her gün girdiğimiz evlerden çıkacağız ve bir daha dönemeyeceğiz 
Büyük bir zaman dilimi içinde zamansız kalacağız anlar
Niye o zaman bunca hırs, kavga, telaş, kızgınlık... 
Kendimize mi yoksa bizi yönetenlere mi?

Son günlerde neler olduğuna batıkça şaşırmalar devam ediyor benliğimizde 
Ortalıkta anadan üryan dolaşanlar.
Hiç sebep yokken birbirine şiddet uygulayanlar.
Sokak hayvanlarına eziyet edenler.
Kadına çocuğa tecavüz edip öldürenler
Vicdana ruha aykırı tüm bu yaşadıklarımız 
Siz ne dersiniz?

Gün batımı, şehrin beton binaları arasından geçerken, insanın varlığına dair izler taşıyan siluetler ortaya çıkarır.
Sokaklar, caddeler, ve meydanlar, bu devr-i devranın sahnesi olur. 
Sahnede kimi zaman sevgiler mutluluklar varken artık çoğu zaman acılarla kederler karşımıza çıkıyor.
İnsanın silueti, şehirlerimizi ve yaşam tarzlarımızı anlatan sanki birer öykü gibi...
Karmaşık siluetler,  acıların yoksunlukların biraz da umutların ve güzelliklerin yansımasıyla doludur.
Kentin karmaşasının içinde, insanlar birbirlerine karışır
Bazen hızla ilerlerler, bazen de anın tadını çıkarırlar bu devr-i devranın içinde

Silueti İnsan, insanın kendi iç dünyasını yansıtan bir aynadan başka nedir ki?
Her insanın bir hikayesi var ve bu hikayeler, şehirlerimizin renklerini oluşturan parçalar
Devr-i devranın içinde insanın silueti, şehirlerimizin ve yaşam tarzlarımızın bir yansımaları.
Yaşamın güzelliklerini ve zorluklarını içinde barındıran silüetler.
İnsanın silueti, bu mücadeleyi anlatan bir hikaye olmaya devam edecek.
Taki şehirlerimizi daha sürdürülebilir, kapsayıcı ve daha mutlu bir yer haline getireceğimiz zamanlara kadar.
Mutluluklara açılsın kapılar silüetlerimizin dinginliğinde.
Sevgiyle ve şansla kalın...