Özel Haber

Bir Asgari ücretlinin bir ayı: "Acınası durumdayız"

Asgari ücretteki artışın pazarlıkları kıran kırana süredursun, bir asgari ücretlinin yaşam savaşı, hele de İstanbul’da yaşayan bir asgari ücretlinin ayakta kalma mücadelesi Samimi Haber’in radarına girdi. Milyonlarca asgari ücretliden biri olan Irmak Karatoprak, geçim için verdiği mücadeleyi, 1 ayda ne “mucizeler” gerçekleştirdiğini anlattı.

Abone Ol

MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Türkiye'de asgari ücretle geçinmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Artan kira maliyetleri, gıda fiyatlarındaki fahiş artış ve temel ihtiyaçların karşılanmasındaki zorluklar, asgari ücretliyi ekonomik açıdan büyük bir baskı altına alıyor. Asgari ücretle çalışanlar, bu zor koşullar altında geçinebilmek için adeta binbir takla atıyor.

Bu asgari ücretlilerden biri de, geçinemeyen ancak “geçiniyormuş gibi yapan” Irmak Karatoprak. Özel bir firmada ofis asistanlığı yapıyor. 

Samimi Haber'e 1 ayını nasıl geçirdiğini anlatan ve ay sonunu getirebilmek için ne “mucizeler” gerçekleştirdiğini anlatan Karatoprak, asgari ücretle yaşamanın, kimilerinin sandığının aksine oldukça zorlayıcı bir durum olduğunu dile getirdi. Karatoprak; “Asgari ücretle bir ay geçinmek hükümet ve işverenlere göre kolay gibi gözükse de mevcut enflasyon sıkıntısı ve artan fahiş fiyatlardan dolayı oldukça zor ve yorucu. Lüks yaşamı bir kenara bırakın temel düzeyde ihtiyaçlarımızı bile karşılayamıyoruz” diye konuştu.

İnsanların en temel hakkı olan barınma hakkının, asgari ücretle karşılamanın çok zor olduğunu vurgulayan Karatoprak, artan ev kiralarının bunun en önemli neden olduğuna dikkat çekti. 

Ayrıca, hanede tek çalışanın olması bu ve bunun gibi masrafları karşılaması neredeyse imkansızlaştığını ifade eden Karatoprak; “Asgari ücretin yetersizliğinden dolayı evde yaşayan herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü yaşam şartları ve geçinme günümüzde çok daha zorlaştı” şeklinde konuştu.

“ACINASI DURUMDAYIZ”

Karatoprak, artan ev kiralarının, kimi zaman asgari ücretin dahi üstünde olduğunu belirtti. Temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda kendisi gibi çevresinde de zorlanan insanların olduğunun altını çizen Karatoprak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir diğer temel ihtiyacımız beslenme ve bunu şu an artan maliyetlerden dolayı Türkiye’de karşılamak gitgide zorlaşıyor. Ne eve yeteri kadar gıda alınabiliyor ne de alınan gıdanın fiyatı takip edilebiliyor. Fiyatlar o kadar çabuk ve sürekli değişkenlik gösteriyor ki artık fiyat algımızı da yitirmiş durumdayız. Şu an bir ekmek fiyatı 12 TL yani un ve sudan oluşan en temel beslenme ihtiyacımız bile 12 TL ve bunu normal karşılıyoruz aslında hiç de normal olmayan hatta acınası bir durumdayız”. 

“HAYATIM BU DÖNGÜDE DÖNÜYOR”

Bir aylık emeğinin karşılığını asgari ücrete verdiğini vurgulayan Karatoprak, geride bıraktığı 1 ayı nasıl “atlatabildiğini” şöyle anlatıyor:

“Benim şu an ödediğim kira 8 bin TL, o da eski kiracıyım diye. Asgari ücretten geriye 9 bin lira kalıyor. Bununla da işte bir ay geçinmek zorunda kalıyoruz. Yeme – içme, faturalar ve sosyal aktiviteler hep bu kısmın içinde kalıyor. Kış geldi fatura giderleri arttı. Su, elektrik, telefon, internet, ısınma derken ayda iki bin lira da öyle gidiyor. Bakın daha hiçbir şey yapmadan elimde kalan 7 bin lira oldu. Aylık yemek masrafım hâlen daha duruyor. Ortalama 3 bin lira da gıdaya veriyorum. Elimde kalan parayla da artık sosyalleşme olur, giyinme olur, ne yapabilirsem. Zaten giyinme ateş pahası ona hiç yaklaşamıyoruz. Bir ayakkabı 2-3 bin lira olmuş var mı böyle bir şey. Çok şaşkınım. Bakın bu şekilde anlatabiliyorum size. Hayatım bu döngüde dönüyor. Bunlardan bunalıyorum zaman zaman kendime bir alan yaratıp bir şeyler yapmak istiyorum. O da parayla, ekstra masraf olduğu için vazgeçmeme sebep oluyor. Her ay düzenli harcamalarım böyle. Birkaç gün işe gidemezsem benim için çok sıkıntı olacak”.

“HER AY EVE GELEN MİSAFİR”

Ay boyunca barınma ve beslenme derdini düşünerek zor bir şekilde bunları hallettiklerini ifade eden Karatoprak, daha sonra başka bir sorunla uğraştığını söyledi. Her ay evine gelen ‘Misafir’ olarak nitelendirdiği faturaların sürekli bir zam süzgecinden geçmesinin kendisini zorladığını belirten Karatoprak; “Barınma ve beslenmeyi ay boyunca zor ve yorucu da olsa bir şekilde hallettikten sonra bu sefer de ortaya faturalar çıkıyor. Onları nasıl ödeyeceğiz, hangi parayla ödeyeceğiz diye kara kara düşünür duruma geldik. Halbuki ısınma en temel haklarımızdan birisidir” ifadelerini kullandı. 


“EV EKONOMİSİNİN KÖTÜ OLMASI PSİKOLOJİMİZİ DE ETKİLİYOR”

Karatoprak, Türkiye’de asgari ücretle geçinmenin zorluklarını ve bunun sosyalleşmeye engel olduğunu, bu nedenle günlük aktivitelerden geri kaldığını belirtti. Ayrıca, bu durumun insanlarla olan ikili ilişkilerini de olumsuz etkilediğini ifade etti. Artan maliyetler nedeniyle her yapacağı şeyi hesaplamak zorunda kaldığını vurgulayan Karatoprak, bunun psikolojik olarak kendisini olumsuz etkilediğini söyleyerek; “Asgari ücretle geçinmek sadece maddi düzeyde bizi yıpratmıyor psikolojik anlamda da çok yoruyor. Cepte kiradan ve beslenmeden dolayı para kalmayınca dışarı çıkıp bir kahve içmek veya biraz gezmek bile söz konusu olamıyor. Bu sefer de ulaşıma harcanan maliyet zorluyor bizleri. Haliyle de sosyalleşemeyince yalnızlaşıp psikolojik olarak daha da kötü duruma giriyoruz” diye ifade etti. 

“İNSANLARIN YAŞAMA SEVİNCİ KALMAMIŞ”

Öte yandan, bunların dışında hayatımızda bulunan ek masraflara da dikkat çeken Irmak Karatoprak, şunları söyledi: 

“Evet. Bunlara masraf diyorum. Aslında söylemek istediğim örneğin çocuğunuzun olması, bu insana ek masraf çıkarıyor. Benim çocuğum yok. Böyle bir sıkıntım şu an için yok. Ancak, çocuğu olan insanlar var. Bunlar için mama veya bez masrafı oluyor. Biraz daha ilerlersek çocuğun okul masrafları oluyor. Bunlar aile ekonomisini, bütçesini zorlayan ekstra faktörler olarak oluyor. Ülkemizde her şey çok pahalı olduğu için yetişemiyoruz. Bugün kime gitseniz böyle diyecektir. Çevremdeki birçok insan bu durumda. İnsanların yaşama sevinci kalmamış. Çıkıp sokağa toplu taşımaya bakıyorsun herkes gergin, herkes mutsuz bunun en büyük nedeni para. Çünkü kafalarda bir sürü soru işareti var. Ben mesela birkaç ihtiyacım var her gün düşünüyorum acaba ne zaman alabileceğim diye. Çünkü sıra ona gelmiyor. Diğer insanlar da bu şekilde. İnsana sadece negatif ve olumsuzluk, mutsuzluk basıyor. Özellikle dikkat ettim pandemiden sonra bakın asgari ücrete gelen her zamdan sonra insanların fırsatçılığı fazlasıyla artmış durumda. Asgari ücrete zam geldi. Ev sahibi hemen zam yapıyor. Fırıncı, marketçi, kasap hemen zam yapıyor. İnsan bir vicdan der ama o da yok. Üstelik bu zamlar da fahiş şekilde. Normal olsa gerçekten normal karşılayacağım ama o da değil. Bu konu bu şekilde nereye varacak düzelecek mi bilmiyorum. Umarım düzelir. Çünkü birçok insan buna bakıyor. Ülke olarak çok zengin değiliz maalesef”.