8 Eylül 1957 tarihinde İstanbul'da gazeteci babanın öğretmen annenin kızı olarak dünyaya geldi. Birçok alanda faaliyet göstermiş olsa da Aldinç daha çok müzik alanında tanındı. Yıllara meydan okuyan güzelliğiyle Aldinç, katıldığı YouTube programında sorulan soruları cevapladı.
Müzikle ilişkiniz nasıl başladı
"Ben hep mikrofonun önünde olmak istiyordum ama şarkıcılık değil küçükken oyuncu da olmak istiyordum. Sonra mikrofonun önünde olma arzum beni spikerlik sınavına başvurmaya yönlendirdi o sıralarda girdim kazandım. Şarkı hep içimde hep vardı. Küçüklüğümden beri şarkı söylüyordum, kendi kendime danslar ediyordum. Görünmek istiyordum, bilinmek istiyordum sonradan bu yeteneklerim olduğu keşfedilince ve bunların üzerine gidildi ve şarkıcı oldum."
Babasının şov dünyasında olmak istemediği dile getiren Aldinç,
"Babam şov dünyasında olmamı istemezdi çünkü o dönem başka gözle bakılıyordu ama daha sonradan razı oldu karşımda değil yanımda olmaya başladı."
Müzik aşkının Erol Evgin ve Ajda Pekkan'la geliştiğini söyleyen Aldinç,
"Erol Evgin ve Ajda Pekkan'ı dinleyerek müziğe adım attım. Zaten Erol Evgin'e aşık olarak büyüdüm. Hala hayranlık duyuyorum Ajda Pekkan'ı dinleyerek şarkıcı olmaya başladım. "
Kariyerinden kısaca bahseden Aldinç,
"Kariyerimdeki en önemli kırılma noktam Eurovision'a katılmak oldu. Daha sonra Ankara Gazinosunda solist altı olarak sahneye çıkmaya başladım. Bunu yapmamın sebebi kendi albümümü yapmaktı. O sıralarda farklı türlerde müziklere çok ilgi vardı. Pop müziğine kimse yatırım yapmıyordu. Düşünün yani bu bunu bugün söylesen inanılır gibi gelmez o zamanlar pop müzik diye bir şey yoktu. En büyük pişmanlığım çok mükemmelliyetçi bir insan olduğum için yaptığım bir albümü yayınlamadım şimdiki aklım olsa bu kadar ince düşünmezdim. Aynı zamanda Aysel gürel ve Barış Manço la tanıştım. Barış Manço'nun üç tane yeni şahsa özel yapılmış şarkısını söyleyen tek insanım Türkiye'de"
Gazetecilik hayatına değinen Aldinç,
"Babamın gazeteci olmasının da etkisi vardı ama Ecevit zamanında beni mitinglere yolluyorlardı. Milliyet bana teklifte bulundu ve Trabzon'a gittik. Orada ben o gözlemle yazmaya başladım ve ilk yazımı da orda yazdım. Sonra birilerinin dikkatini çektim ve Sabah gazetesinde yazmaya başladım daha sonra da Posta gazetesinde yazdım. "
Güzel kadından komedyen olmaz
"Hani hep derler ya güzel kadından komedyen olmaz kendime güzel demek gibi olmasın ama bunu yıkmış oldum Hatta aday bile gösterildim en iyi kadın yani komedyen adayı."
Çoğu insan beni tiyatrocu sanıyor
"Benim tiyatro yaptığıma inanan bir kesim var. Sarsılmaz bir inanç olarak beni tiyatrocu sanıyorlar ama hiç yapmadım.hep aynı şeyleri yapmak
sahnede de olsa bana sıkıcı geliyor. Mesela benim sahneler yarı stand up gibidir. Hep şakacı bir yanım var. Bu yüzden sahnelerim çok eğlenceli geçer. Hep aynı şeyleri, yapmak asla bana göre değil."
Armağan Çağlayan'ın en çok hangi meslekten keyif aldınız sorusu üzerine Aldinç,
"Hepsinden keyif aldım zaten keyif almayacağım şeyleri yapmadım. Şarkı söylemenin hayatımda bambaşka bir yeri var. Yazmayı da seviyorum ama şarkı söylemek kadar değil. Oyunculuk da iyi hoş ama günümüzde bir dizide oynamanın ne kadar zor bir şey olduğunu ben görüyorum arkadaşlarımdan çok büyük fedakarlık."