İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığını açıkladığı törende kendisini bulunduğu konuma taşıyan eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiç bahsetmemesine tepkilere büyüyor.
Ahde vefa, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmemek… Çok şey yazılıp söylenebilir Ekrem İmamoğlu-Kemal Kılıçdaroğlu ilişkisine dair. Bu nedenle biraz yaşanmışlıkları hatırlatmak istedim unutanlara ve unutturmak isteyenlere. Öyleyse başlıyorum.
Geçtiğimiz hafta İmamoğlu’nun ısrarla tanıtım toplantısına davet ettiği Kılıçdaroğlu’nun telefonlara çıkmadığını yazmıştık. Sonuçta Kılıçdaroğlu o tanıtım toplantısına katılmadı. Biraz geçmişe gidelim ve hatırlayalım. Kılıçdaroğlu, AKP’nin kalesini alabilmek için genç, Karadenizli, partili bir isim olan İmamoğlu’nun İstanbul adayı yapabilmek için çok emek harcadı.
İmamoğlu o dönemde “Kazanamam, olmaz” diyerek başlangıçta bu teklifi kabul etmemişti. Kılıçdaroğlu’nun parti içinde başka gönüllü adaylar olmasına karşın tepkilere rağmen İmamoğlu ismi üzerinde ısrar etmişti.
Yani İmamoğlu’nu Kılıçdaroğlu keşfetti demek yanlış olmaz.
Değişim tartışmaları CHP örgütünün de parçalara bölünmesine neden oldu. İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nu yanında istemesinin altında o barış fotoğrafını vermek istemesi yatıyordu. Amacına ulaşamayınca intikamını adını anmayarak aldı. İmamoğlu o koltuğa nasıl oturduğunu unuttu ve Kılıçdaroğlu’ndan hiç bahsetmedi.
Bu durumu bir parti büyüğüne sordum ve sözlerine “Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir” diye başlayarak şunları söyledi:
“İnsanlar yola çıktıklarını yolda buldukları ile değiştirdiklerinde bunun bir bedeli olduğunu bilmelidir. Popülist siyaset ve siyasetçiler günün koşullarına göre şekil alırlar. Bu nedenle büyük resmi kaçırırlar. Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu süre boyunca demokrasi ve adalet çerçevesinde siyaset yaptı. Bu bana yakın şu bunun adamı diye kimseyi bir yere taşımadı. Hatta bu nedenle kendi askerini yaratmadı diye çok eleştirildi. Siyasi çekişmeler olsa da kendisi bir parti büyüğü.
İmamoğlu’na müthiş bir destek verdi ve ona bu yolu açtı. İmamoğlu ise adını bile anmadı. Bu bir tercih. Mutlaka etkisi olacaktır. Zamanla göreceğiz…”
İmamoğlu bakalım hatasını anlayacak mı?