Uzun süreli klavye ve bilgisayar kullanımı, müzik aletleri çalmak gibi tekrarlayan hareketler, şişmanlık, diyabet ve hormonal bozukluklar Karpal Tünel Sendromu riskini artıran başlıca faktörler arasında yer alıyor. Ayrıca, el bileğindeki tümoral yapılar veya kırıklar da bu hastalığı tetikleyebiliyor.
BELİRTİLERİ GÖRMEZDEN GELMEYİN
Hastalık genellikle hafif dokunma ve basınç duyularında kayıpla başlar. Prof. Dr. Öztürk, en yaygın belirtilerin; baş parmak, işaret ve orta parmakta duyu kaybı, gece sızlama ve uyuşma gibi şikayetler olduğuna dikkat çekiyor. “Hastalar, ‘Eşyaları düşüryorum’ veya ‘Gece uyanıp ellerimi nereye koyacağımı şaşırıyorum’ gibi sorunlarla doktora başvuruyorlar” diyor.
ERKEN TANININ ÖNEMİ
Hastalığın erken evrelerinde ağrı, karıncalanma ve uyuşma gibi belirtilerle başladığını vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, “İleri evrelerde ise kas erimesi ve el becerisi kaybı yaşanabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi çok önemlidir” diyor.
NASIL ÖNLEM ALINABİLİR?
- Tekrarlayan hareketlerden kaçının.
- El ve bileklerinizi güçlendiren egzersizler yapın.
- Bilgisayar kullanımı sırasında ergonomik fare ve klavye tercih edin.
- Müzik aleti kullananlar ve diş hekimleri gibi meslek gruplarında el bileğindeki pozisyonları doğru şekilde ayarlamak önemlidir.
CERRAHİ TEDAVİ SON ÇARE OLABİLİR
Hastalığın erken evrelerinde ilaç, fizik tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilirken, ileri evrelerde cerrahi tedavi gerekebiliyor. Ameliyat sonrası iyileşme süreci hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Öztürk, “Hastalarımız ameliyat sonrası üç hafta boyunca gece ateli kullanmalı ve özel egzersizlerle el bileği hareketlerini geri kazanmaya teşvik edilmelidir” diyor.
YAŞAM KALİTESİNİZİ KORUYUN
Karpal Tünel Sendromu, modern yaşam tarzının bir sonucu olarak hızla yaygınlık kazanıyor. Ancak, erken tanı ve doğru tedavi ile bu hastalığın etkilerini minimuma indirmek mümkün. Günlük hayatta alınacak küçük önlemlerle el sağlığınızı koruyabilirsiniz.