DHKP-C terör örgütü militanları tarafından 6 Şubat 2024 günü İstanbul Adalet Sarayı’ndaki polis noktasına düzenlenen ve 1 vatandaşın hayatını kaybettiği silahlı saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı.

Hazırlanan iddianamede, aralarında DHKP-C silahlı terör örgütünün merkez komite üyeleri olan firari şüphelileri ile olay günü etkisiz hale getirilen terörist Pınar Birkoç’un ablalarının da bulunduğu 19 şüphelinin 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, aralarında etkisiz hale getirilen teröristlerden Pınar Birkoç’un ablaları Necmiye Birkoç ile Nejla Birkoç’un da bulunduğu ve ayrıca örgütün merkez komitesinde yer alan 4 kişinin de bulunduğu toplamda 19 kişi ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı.

Polisin yüzüne biber gazı sıkmış

Hazırlanan iddianamede, olay günü DHKP-C silahlı terör örgütü mensubu Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’un, adliyenin D blok kapısına yaklaştıkları sırada görevli polis memurları tarafından uygulama yapıldığı, uygulama sırasında eylemci Birkoç'un görevli polis memurlarının yüzlerine 2-3 saniye kadar biber gazı sıktığı, bu sırada Birkoç’un arkasında bulunan Yayla'nın polis memuruna ateş ettiği, silahın ateş almaması üzerine yeniden ateş ettiği ve sağ ayağından yaraladığı anlatıldı.

Dilfiraz Karataş isimli vatandaş hayatını kaybetmişti

Polislerden birinin adliye binası istikametine diğerinin C blok istikametine doğru koşmaya başlaması üzerine her iki eylemcinin de C blok istikametine doğru koşan polis memurunun arkasından polis memurlarını hedef alarak ateş ederek koşmaya başladıklarının belirtildiği iddianamede, bu sırada Dilfiraz Karataş isimli vatandaşın eylemcilerce açılan ateş sonucu olay yerinde yaralandığı, sonrasında kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği, eylemcilerin ise C blok önündeki nöbet kulübesine doğru ateş ederek gelmesi üzerine kulübede bulunan polislerin karşılık vermesiyle etkisiz hale getirildikleri aktarıldı.

DHKP-C'nin merkez komitesi deşifre oldu

Hazırlanan iddianamede, DHKP-C terör örgütünün ‘merkez komite’ olarak adlandırılan yapı tarafından yönetildiği, örgüt yönetiminin silahlı, bombalı ve benzeri bir eylem kararı alması sürecinde örgüt sorumlularının bu süreçte rol aldığı, şüpheliler Zerrin Sarı, Fehriye Erdal, Seher Demir ve Musa Aşoğlu’nun örgütün merkez ve genel komitesi içerisinde faaliyet yürüttükleri ve bu şüpheliler hakkında yakalama kararı çıkarıldığı kaydedildi.

İddianamede, örgüt yöneticilerinin örgüt üyeleri arasında iş bölümü yapma, örgütün hedef ve amaçları doğrultusunda yapılacak eylem, gösteri yürüyüşü, propaganda faaliyetlerini yürütecek örgüt üyelerine talimat verme ve örgüt üyeleri arasında hiyerarşiyi belirleme pozisyonunda bulundukları kaydedildi.

Dhpkc2

Örgüt şemasının detayları ortaya çıktı

Örgütün şemasının da yer aldığı iddianamede, merkez komitesinde yer alan 4 şüphelinin yanı sıra, şüphelilerden Necmiye Birkoç’un örgütün sözde mahalli alan yapılanması sorumlusu, Ayten Öztürk'ün sözde Türkiye sorumlusu, Seda Şaraldı’nın sözde halkın hukuk bürosu yöneticisi, Seher Adıgüzel’in grup yorum sorumlusu, Meryem Özsöğüt’ün sözde sağlık kabini sorumlusu, Ulaş İnci’nin sözde gençlik sorumlusu olduğu da belirtildi.

Gözaltında örgütsel tavır

Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin gözaltına alınmalarıyla beraber örgütsel tavır sergiledikleri, örgüt mensuplarının gözaltında bulundukları süre içerisinde açlık grevine gitme, tüm aşamalarda direnme, imza atmama gibi uymaları gereken kuralların örgüt tarafından yazılı hale getirildiği kitapçıktaki kurallara harfiyen uydukları kaydedildi.

Kurtulmuş: "Netanyahu ve çetesi yargılanmalı" Kurtulmuş: "Netanyahu ve çetesi yargılanmalı"

Hazırlanan iddianamede, firari şüpheliler Zerrin Sarı, Seher Demir, Musa Aşoğlu, Fehriye Erdal ile şüpheliler Necmiye Birkoç, Nejla Birkoç, Ayten Öztürk, Diyar Ersoy, Elif Ersoy, Ercan Güneş, Gamze Eroğlu, Hakan İnci, Hasan Karapınar, Meryem Özsöğüt, Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı, Oktay Kelebek, Seda Şaraldı, Seher Adıgüzel ve Ulaş İnci’nin ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan ayrı ayrı 7’şer yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.