CHP yerel seçimler sonrası asıl başarının kime ait olduğunu bir türlü paylaşamıyor. Parti içindeki güç dengeleri arasında kurultay sonrasında başlayan küçük çekişmelerin ardından soğuk savaş dönemi başladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında asıl lider kim tartışması yakında su yüzüne çıkar… Özel belediyelere için bir ‘kayyım’ mekanizması hazırlığı içinde, İmamoğlu ise yabancı basına yaptığı değerlendirmelerle İstanbul ile sınırlı bir lider olmadığını göze sokmaya çalışıyor…
CHP’nin yeni yönetimi yerel seçim sonuçlarının başarısının tadını çıkarıyor. Ama başarı kime ve hangi etkenlere bağlı olarak elde edildiği başka bir tartışmayı beraberinde getiriyor.
Gelin CHP’nin milletvekilleri ile yapılan kapalı toplantının ardından yine basına kapalı yapılan belediye başkanları ve il başkanları toplantılarının yansımalarına bakalım…
Herkes başarıyı kendi hanesine yazmayı sever. Özel hafta sonu belediye başkanları ve il başkanları ile yaptığı toplantıda bu durumun önüne geçmeye çalışan açıklamalar yaptı. Başarının bir zafer olmadığını, çok faktörlü bir başarı olduğunu anlattı.
Kapalı toplantıda ise “Belediye başkanlarının genel siyasete karışmasını istemiyorum, örgüt belediye işlerine belediye başkanı da örgütün işlerine karışmayacak” diyerek herkese bir sınır çizmeye çalıştı. Daha da ileri giderek kibar bir dille yeni seçilmiş belediye başkanlarına genel merkezin haberi olmadan adım atmayın talimatı verildi.
Yani Özel belediyelere kayyum atıyor diyebiliriz. Nasıl mı? Eski belediye başkanlarının ve parti büyüklerinin oluşturduğu bir komisyon ile belediyelerin projeleri, çalışmalarını kontrol altına alan bir komisyon kurulacak. Belediye başkanlarının milletvekili belirlemekten, partinin aldığı kararlara kadar etkin olmasının önüne geçilmek isteniyor. Daha kurumsal bir CHP olacağız açıklamalarının altında yatan da bu…
Peki sizce bu talimatlar İmamoğlu’nu ne kadar bağlar…. Cumhurbaşkanlığı adaylığı yolunda karşısına geçen her şeyi ezip geçme hırsı gözle görülür bir halde olan İmamoğlu kendisine talimat verilmesine izin verecek mi? Bence kesinlikle hayır. Çalıştay boyunca İmamoğlu’nun genel merkezin katlarını gezerek herkesle selamlaştığı, ‘bir isteğiniz var mı’ diyerek kapı araladığı belirtiliyor. Hatta “Özel yanında sönük kalıyor” yorumları yapılıyor. İmamoğlu’nun liderliğinden etkilenen isimler “Özel’e talimatları Ekrem bey veriyor, Özel’i istediği zaman gönderir” yorumlarını yapıyorlar.
Soğuk savaş dedik… Bu savaş cumhurbaşkanı adayanın kim olacağı sorunsalı… Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş yerel seçimde kırdığı rekorla iddialı bir isim olmasına rağmen CHP ile bağlarının zayıf olması görmezden gelinmesine neden oluyor. Çünkü CHP’nin kendi içinde genel başkan olduğu için ‘doğal aday’ Özel ve İmamoğlu var.
Özel, özellikle seçimden alınan başarı ile liderliğe oynamaya devam ediyor. Artık ben de varım diyor. Yeni nesil siyaset vurgusu yapıyor, imaj çalışması yürütüyor. Ve şu mesajı veriyor, “Cumhurbaşkanı adayını milletvekilleri belirleyecek, partinin kurulları belirleyecek.”
Burada iş yine gelip CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kime destek vereceği sorununa düğümlenmiş durumda. Eski gücü kalmasa da hala bir hakemlik gücü bulunuyor Kılıçdaroğlu’nun… Sonuçta şu anda kimse dillendirmese de CHP’yi sağa açan isim Kılıçdaroğlu oldu ve bu seçim sağ oylar sayesinde kazanıldı.
Önceden ‘parti sağa kaydırıyor sola açılmalıyız’ diyen isimler şimdi sağdan gelen oyların tadını çıkarıyor. Değiştiler! Yani yaşanacak bir olayla rüzgarın yine değişmeyeceğinin garantisi yok.
Rüzgar şu an tüzük değişikliğine doğru esiyor. CHP 9 Eylül’de tüzük kurultayını yapmayı planlıyor. Nasıl bir tüzük karşımıza çıkacak bakacağız. Verilen ön seçim sözleri tutulacak mı?
Cumhurbaşkanı adayının 120 milletvekilinin imzasını toplaması ya da 100 bin imza toplaması gerekiyor. Ancak ilk aşama olan partinin Cumhurbaşkanı adayını belirleme yöntemi ne olacak? Bu sorular bir kenara soğuk savaş rüzgarlarının gittikçe soğuk eseceğini söylemek için müneccim olmaya gerek yok.