HABER MERKEZİ

Türk Musevi Cemaati Hahambaşısı İsak Haleva’nın vefatı sadece Türk Yahudi toplumunda değil, uluslararası çapta bir planı da ortaya çıkardı. Haleva’nın yerine seçilecek kişinin kim olacağı, sadece Musevi Cemaati’nin değil, belki Türkiye’nin bile kaderini etkileyebilir.

Bu, rastgele bir tez/iddia değil. İddianın sahibi, Musevi kökenli Türk işadamı Doğan Kasadolu. Haleva’nın ölümüyle, uluslararası boyuttaki bir Yahudi hareketi olan Habat’ın (Chabat) yıllardır planladığı amaç harekete geçtiğini belirten Kasadolu, Türk Musevi Cemaati’nin küresel bir yapı tarafından ele geçirilmek istendiğini, onların bir adamının da hahambaşı seçtirilmeye çalışıldığını iddia etti.

Kasadoğlu’nun Samimi Haber’e özel olarak yaptığı açıklamalar, Türk Musevi Topluluğunun küresel bağlantıları olan bir Yahudi hareketi olan Habat tarafından ele geçirilmek üzere olduğu iddialarını güçlendiriyor. Kasadolu’nun iddiasına göre Habat, 23 yıl önce, 2002’de Mendy adlı bir hahamı Türkiye’ye gönderiyor. Adeta bir “Truva Atı” görünümlü bu plan, Haleva’nın Mendy’yi kontrol altında tutmasıyla bugüne dek sonuçsuz kalmış. Ancak Haleva’nın ölmesiyle, Habat’ın Türk Musevi Cemaati’ni ele geçirme planı için düğmeye basılmış durumda.

İsak Haleva’nın 85 yaşında vefat etmesinin ardından Samimi Haber’e konuşan Doğan Kasadolu, Hahambaşı’nın yerine henüz kimin geçeceği belli olmadığını, ancak bazı hesapların yapıldığını anlattı.

Önceki dönemlerde hahambaşılık seçimlerinin daha belirgin şekilde yapıldığını vurgulayan Kasadolu; “Türk Yahudileri popülasyon olarak çok aşağı indi. 10-15 bin civarında bile değil. Eskiden hahambaşılıktan kim gitti, kim gelecek.. bu ciddi olarak biliniyordu. Türkiye’de hahambaşılık iki kurumdan seçilirdi. Bir tanesi Laik Konsey, diğeri Dini Konsey. Şimdi genelde Dini Konsey’deki hahamlardan bir tanesi hahambaşı olur” diye konuştu.

“HABAT TÜRKİYE HAHAMBAŞILIĞI’NI İSTİYOR”

Kasadolu özellikle, ABD merkezli Habat Hareketi’nin Türkiye’deki hahambaşılık seçiminde etkili olma çabalarına dikkat çekti. Haleva’nın 2002 yılındaki seçiminde dışarıdan gelen müdahalelere vurgu yapan Kasadolu; “Habat grubu, Türkiye’nin hahambaşılarını ele geçirmeye çalışıyor” uyarısında bulundu.

Yeni hahambaşı seçimi için Dini Konsey’in beklediğini ifade eden Kasadolu, seçimlere politikanın bulaştığını ve artık hahambaşı seçimlerini halkın yapmaya başladığını belirtti. Kasadolu, dini bir lideri kesinlikle halkın seçemeyeceğini vurgulayarak; “Haleva’nın yerine gelecek şahıs belli değil. Oğlu var mesela, ‘Nafi’ o çok değerli bilgin, din bilgini bir arkadaş ama bilmiyoruz, o göreve gelir mi gelmez mi? Bir bakıma belli olmayan bir durum var ortada. Kuvvetler çarpışması diyelim” dedi.

“HABAT TEHLİKELİ BİR GRUP”

Habat’ın tehlikeli bir grup olduğunu söyleyen Kasadolu, Samimi Haber’e yaptığı açıklamayı şu şekilde sürdürdü:
“Buradaki tehlike, Habat grubu hahambaşılığı ele geçirir mi? İki sebepten dolayı bu tehlike arz ediyor. Birincisi, Habat siyasi bir grup. Hahambaşılığı ele geçirirse o zaman siyaseti bulaştırmış olacak. İkincisi, biliyorsunuz Yahudilerde iki bölüm var. Bunlar, Sefarad ve Aşkenaz’dır. Aşkenaz Yahudileri Rusya, Polonya, Çekoslovakya ve Almanya’da yaşayan Yahudilerden. Seferatlar ise Latin Yahudileridir. Türkiye ve Akdeniz bölgesinde bulunurlar. Bu nedenle Türk Yahudileri Sefarattır. İnanış olarak aynı ancak lehçe olarak farklılıkları vardır. Tabii yapısal farklılıkları da var. Şimdi bunlar buraya gelir alırlarsa bu hahambaşılığı, ki istiyorlar, bayağı bir problem olabilir. Ama şu anda net bir şey yok ortada”.

DÜNYANIN EN GÜÇLÜ TARİKATI ‘HABAT’

Habat’ın ABD’de Rus Yahudilerinden türemiş bir hareket olduğunun altını çizen Kasadolu, bütün dünyada şubeleri bulunduğuna dikkat çekti. Dünyada maddi olarak en güçlü tarikatın Habat olduğunu iddia eden Kasadolu, bütün ülkelerde lokalleri olduğunu belirtti.

Biden giderayak Türkiye'yi tehdit etti! Güney Kıbrıs'a silah talimatı Biden giderayak Türkiye'yi tehdit etti! Güney Kıbrıs'a silah talimatı

Habat’ın kimseyi Yahudi yapmakla uğraşmadığını vurgulayan Kasadolu; “Siz gidin ve ‘ben Yahudi olmak istiyorum’ derseniz yapmazlar. Mevcut Yahudileri daha böyle dindar, Ortodoks şekline getirip o şekilde motive etme peşindeler. Habat’çılar böyle. Burada yapılması gereken tabii, içimizden birinin hahambaşı seçilmesi. Normali bu. Ama tabii bilmiyoruz. Belki hatırlarsınız, iki sene önce Külliye’de bir yemek verilmişti. Birtakım hahamlar gitti oraya. Bu Habat’çılar İstanbul’da bir toplantı yapmışlar. O toplantıdan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız hepsini Külliye’ye davet etti. Muazzam bir yemek vermişti orada. Hatta ilk defa Yahudi dininin duaları Külliye’de okundu. Böyle enteresan bir şey” şeklinde konuştu.

“HABAT’IN BÜTÜN AĞIRLIĞI ABD’DE”

Kasadolu, İsrail’in bu konuda bir rol üstlenmediğinin altını çizerek, bütün ağırlığın ABD’de olduğunu söyledi. Habat’çıların Türkiye Hahambaşılığı’nı ele geçirmek istediğini hatırlatan Kasadolu, Haleva’nın geldiğinden bugüne kadar yapılan üç seçimin de dini ahlaka aykırı olduğunu savundu.
Ayrıca, hahambaşını Dini Konsey’de bulunan 7 hahamın seçmesi gerektiğini ve hahambaşı seçilme kanununun olmadığına belirten Kasadolu, şu ifadeleri kullandı:
“Nasıl ki Vatikan’ı papazlar seçiyor, bizde de yaptım oldu hikayesiyle seçim yapıldı. Her seçimde farklı yapıldı. Delegasyon seçildi. Sonra bir keresinde halk kendi direkt seçti. Azınlıklarda mesela hahambaşı seçilme kanunu yok. Nasıl seçilecek hahambaşı, öyle bir kanun yok. Sadece hahambaşı seçiyorsun. Seçtiğini de veriyorsun yukarıya. Yukarısı da Bakanlar Kurulu, karar veriyor. Diyor ki; bu adamı biz hahambaşı görevlisi olarak kabul ettik. Bu şekilde kanun çıkarıyorlar. Niye çıkarıyorlar kanunu? İşte adam kendi dini kıyafetleriyle dolaşabilsin diye. Hahambaşı kanunu var ama bakıyorsun şimdi herkes şu hoca, bu hoca cübbesiyle dolaşıyorlar. Aykırı bir şey”.

HABAT’IN TÜRKİYE HAHAMBAŞISI ‘MENDY’

Musevi İşadamı Doğan Kasadolu, 2002 hahambaşı seçimlerinden önce Habat’çı olarak ‘Mendy Chitrik’ isimli hahamın Türkiye’ye gönderildiğini söyledi.
Kasadolu, Habat’ın Türkiye temsilcisi olan Mendy’in Aşkenaz toplumuna mensup bir haham olduğunu dile getirdi. Haleva’nın bu kişiyi himayesi altına alarak Habat Hareketi’nin Türkiye’deki etkilerini sınırlandırmaya çalıştığını belirten Kasadolu, sözlerini şöyle tamamladı:

ABDULLAH GÜL’E MENDY İÇİN ÇIKIŞMIŞ!

“Haleva bunu yonttu, yol vermedi. Tabi çok ciddi problemler yaşadı burada. Çünkü bunların her türlü müthiş maddi güçleri var, her gittikleri ülkede Habat havuzu açıyorlar. Mesela Kıbrıs havuzu açtılar, her yerde açıyorlar. İşte Türkiye’de de çok istediler. Haleva bu adamı aldı. Aşkenazların bir havrası var, bu adamı oraya haham yaptı. Dolayısıyla adamın farklı yöne gitmesini engellemiş oldu. Kendi direktiflerin altına aldı. Ama bu adam her zaman burada, şu anda bile. Hatta benim evimin arkasında bu adam yer kiraladı. Bir ev ve dükkân kiralamış, orayı lokal yapmış. Üstte de dairesi var, oturuyor. Bu adamın hahambaşı olması için çaba var yurt dışında. Ama bu adam olur mu? Bir anekdot anlatayım size: Bu adamın çocukları var. 2002’de geliyor buraya ve çocuklarını okula koymak istiyor. Musevi çocuklar biliyorsun. Etiler’de bir okul, Türk olmadığı için çocukları okula almıyorlar. Abdullah Gül Amerika’da, Habat Başkanı diyor ki; ‘Abdullah, bu çocukları okula almıyorsunuz, talimat versinler’. ‘Olur’ diyor. 2002’den bahsediyoruz. Kaç sene geçmiş üstünden, belki vatandaşlık bile almışlardır”.

HABAT NEDİR?

Habat, küresel ölçekte faaliyet gösteren bir Yahudi hareketi olarak tanınıyor. Özellikle misyonerlik çalışmalarıyla bilinen bu hareket, dünyanın en büyük ve en iyi bilinen Yahudi hareketidir. Resmi merkezi ABD, New York olan bu hareket Yahudilere sosyal yardım, eğitim, Yahudi toplum merkezleri, sinagoglar, okul ve eğitim kampları gibi çeşitli hizmetler veriyor. İsrail ve ABD başta olmak üzere birçok ülkede güçlü bir ağ kurmuş olan Habat, son yıllarda Türkiye’deki etkinliklerini arttırarak özellikle İstanbul’da aktif bir şekilde faaliyet gösteriyor.

HABAT TÜRKİYE’DE NEYİ HEDEFLİYOR?

Habat, Türkiye merkezli bir Hahamlar Birliği kurmayı hedefliyor ve bu birliğin, özellikle Orta Asya ve Kafkasya’daki Yahudi cemaatlerini kapsaması bekleniyor. Ayrıca, Osmanlı döneminden kalan Yahudi vakıflarını kontrol altına almayı planlayan Habat, bu vakıfların mali kaynaklarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak Türkiye’deki etkisini arttırmayı amaçlıyor. Habat’ın nihai hedefinin ise bir ‘Yahudi Halifeliği’ kurmak olduğu iddia ediliyor. Bu projeyle Türkiye’nin Birleşmiş Milletler denetiminde bir Yahudi devletinin merkezi haline gelmesi planlanırken, bunun Türkiye’nin uluslararası hukukta azınlık hakları çerçevesinde korunmasına yol açabileceği belirtiliyor.

Editör: Elif Erbay