Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hakim ve savcılar ile mahkemelerin sayısını arttırdıklarını belirterek "Diğer yandan ihtisas mahkemelerimizi çoğalttık ve ülkemizde vatandaşlarımızın adaletin zamanında tecellisi yönündeki beklentilerini gerçekleştirmek için büyük reformları bir bir hayata geçirdik." dedi. Bakan Bozdağ, Kozan ilçesindeki yeni adliye binasının temel atma töreninde, yeni Adliye Sarayı'nın ilçeye, hakimlere, savcılara, avukatlara hayırlı, uğurlu olmasını diledi. Adalet alanında çok ciddi eserler ve projelerin son 20 yılda hayata geçirildiğini belirten Bozdağ, ülkenin dört bir yanında daha önce hükümet konaklarının birinci katlarında, yanlarında, kahvehanelerden bozma yerlerde, evlerde ve adalet hizmetlerinin yüksekliğine, mehabetine uygun olmayan mekanlarda vatandaşların adalet hizmeti aldığını, yargı görevi yapanların adalet hizmetleri sunduğunu hatırlattı. Bozdağ, 2002'de 31 Aralık itibarıyla ülke genelinde 78 müstakil adalet sarayının olduğunu, son 20 yılda bu sayıyı 363'e çıkardıklarını ifade etti.

"Büyük reformları bir bir hayata geçirdik"

Hakim ve savcıların sayısını arttırarak vatandaşların daha hızlı adalete erişimlerini ve adaletin zamanında tecellisini temin için de ciddi adımlar attıklarını anlatan Bozdağ, şunları söyledi: "Hakim ve savcılarımızın sayısını arttırdık. Öte yandan mahkemelerimizin sayısını arttırdık. Diğer yandan ihtisas mahkemelerimizi çoğalttık ve ülkemizde vatandaşlarımızın adaletin zamanında tecellisi yönündeki beklentilerini gerçekleştirmek için büyük reformları bir bir hayata geçirdik. Adli yargıdaki mahkeme sayısı 2002'de 3 bin 581'ken biz bunu yüzde 91,3 arttırarak 6 bin 852'ye çıkardık. İdari yargı 146 tane mahkeme varken biz bunu yüzde 42'lik artışla 208'e çıkardık. Hakim ve savcı sayımız 9 bin 329'ken bugün 22 bin 756'ya çıkarmış durumdayız. Bir yandan hakim, savcı sayımızı, öte yandan mahkeme sayılarımızı arttırdık. Diğer yandan da adliyede görev yapan yardımcı personel sayımızı arttırdık. Bütün personel Adalet Bakanlığı bünyesinde 61 bin civarındayken şu anda 180 bin civarında personele erişmiş durumdayız. Hamdolsun, bugün mahkemelerimizde ne zabıt katibi ne diğer adli yardımcı personel konusunda ne de hakim ve savcı konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmaktadır. Mahkemelerimizin ihtisaslaşmış olması hakim ve savcılarımızın da ihtisaslaşmasını beraberinde getirmiş, kararlardaki isabet oranları arttığı gibi vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyeti de bundan olumlu yönde etkilenmiştir."

"Kira uyuşmazlıklarını arabulucuların uhdesine emanet edeceğiz"

Bozdağ, bu dönemde adalete erişim yanında vatandaşların yargıya düşmeden işlerini çözümlemesi için alternatif uyuşmazlık yöntemlerini hukuk sistemine kazandırmak için de ciddi adımlar attıklarını bildirdi. Bozdağ, arabuluculuğu faaliyete geçirdiklerini anımsatarak şöyle devam etti: "Artık vatandaşlarımız pek çok hukuki ihtilafta mahkemeye gitmeden arabuluculuda meseleyi halletmekte daha hızlı, daha kısa ve daha ekonomik bir yoldan menfaatini ve hakkını elde etme imkanı bulmaktadır. Ceza uyuşmazlıklarında, uzlaştırmacılığı devreye alarak orada da önemli bir mesafe kaydettik. Önümüzdeki dönemde hem arabuluculuğun kapsamını genişletecek hem de uzlaştırmacılığın kapsamını genişletecek yeni adımlar atacağız. Kira uyuşmazlıklarını inşallah yeni dönemde arabulucuların uhdesine emanet edeceğiz. Komşuluk hukukundan, kat mülkiyetinden doğan ihtilafları da önce arabulucuya, orada çözülmesi yargıya gelecek şekilde yeni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Gönlümüz arzu ediyor ki komşularımız komşuluk hukukunu gereği mahkemeye düşmeden komşuluk hukukunun hukukuna da daha saygılı bir şekilde arabulucuda sorunlarını çözsünler ve ihtilaflarını kısa sürede halletsinler. Yeni dönemde adım adım bunun kapsamını, başka ihtilafları da içine alacak şekilde genişleteceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isterim." Bozdağ, hukukta önemli reformlardan birinin de bölge adliye ve bölge idare mahkemelerinin faaliyete geçirilmesi olduğunu aktardı. Türk hukukunda tarihi niteliğe sahip büyük bir reformu 2016'da tam da FETÖ'cü darbe teşebbüsünün başarısızlıkla sonuçlanmasının arkasından o zor dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu iradeyle hayata geçirdiklerini anlatan Bozdağ, "Olmaz, yürümez' diyenlere inat bugün istinaf uygulaması Türk hukukunun yüz akı uygulamalarından biri haline gelmiştir. İnşallah 20 Eylül'de istinafın 6'ncı yılı münasebetiyle istinafı ve uygulamalarını bütün boyutlarıyla ele alan büyük bir değerlendirmeyi yapacak, aksayan yönlere yeni çözüm önerilerini hayata geçirecek, yeni adımlar atarak istinafın hukukumuzda artan gücünü tahkim edecek yeni düzenlemeleri hayata geçireceğimizi buradan ifade etmek isterim." Bozdağ, hakim ve savcıların önemli görevleri yerine getirdiğini vurgulayarak şunları kaydetti: "Hakimlerimiz savcılarımız adliyelerde dosyaları okuyup değerlendirdiği gibi biliyoruz ki pek çoğu dosyaları evlerine taşımakta, hafta sonları dahi milletimizin beklentisine doğru cevap vermek, doğru karar vermek için büyük çaba sarf etmektedirler. Bütün bunlar gerçekliğiyle ortadayken 8 milyon civarında dosya hakkında karar verilirken bunların içerisinden birkaç tane dosyayı gündem yapıp bunların üzerinden hakimlerimize, savcılarımıza hakaret eden, onları hedef gösteren, onlara saldırı yapan bütün kişileri, kurumları bir kez daha buradan kınıyorum. Büyük bir haksızlığı yaptıklarını bir kez daha Kozan'dan onların yüzlerine, vicdanlarına söylüyorum. Hangi ülkede bu kadar iş yükü altında milyonlarca dava görülür de üç tane, beş tane dava üzerinden koskoca bir adliye teşkilatı, binlerce yargı mensubu, yargı çalışanı iftiraya muhatap oldu. Böyle bir toptancılık, böyle bir ayrımcılık, böyle bir haksızlık asla kabul edilemez."

"Demokratik hukuk devletine yakışan ciddi reformlara imza attık"

Türk hukuk sisteminde yapılanlarla, Avrupa'da Amerika'da olanların masaya yatırıldığında farkın daha net görüleceğini vurgulayan Bozdağ, "Polisin müdahalesinde Amerika'da George Floyd'un başına gelen bir örnek Türkiye'de bugüne kadar yaşandı mı? Fransa'da, Almanya'da, İngiltere'de yaşananlara bakın. Onlarda olanlarla bizde olanlara bakın. Onların adı hukuksa bizde olanların adı nedir? Biz onlara göre katbekat daha hukuka uygun, daha hukukun içinde, daha hukuk hukukla beraber bir mücadeleyi, her konuda yapıyoruz. Türkiye'ye bu konuda Batı kompleksi içinde bulunup haksızca haksızlık yapanları bir kez daha buradan kınadığını ifade etmek isterim. Biz vatandaşlarımızın denetimine bütün devleti açan demokratik hukuk devletine yakışan ciddi reformlara imza attık." ifadesini kullandı. Bozdağ, kadınlar, çocuklar, engelliler, şehit yakınları, gazilerle ilgili pozitif ayrımcılık getirdiklerinin altını çizerek "Kişisel verilerin korunmasını istemeyi, anayasal bir hak olarak düzenledik. Yaşam hakkı ne kadar kıymetliyse onurlu bir birey olarak yaşamak için kişisel verilerin korunması da o kadar kıymetli bir haktır. Kişisel verilere erişmek, onların amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını denetlemek, onların yanlışı varsa düzelttirmek, olmayan bir şey varmış gibi gösterilmişse sildirmek ve bütün bu süreçleri denetlemek üzere de Kişisel Verileri Koruma Kurulunu kurduk. Kişisel verilerin hukukunu korusun, ihlal edenler varsa müeyyidelerle karşılaşsın diye sadece ceza hukukuna değil, aynı zamanda özel hukuka da hükümler koyduk." Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ""Buradan net söylüyorum; ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Adalet Bakanıyım. Kanunlara uymak ve mevzuata uygun davranmak benim birincil ve asli görevimdir. Değil 81 baro, herkes imza atsa benden kanuna aykırı bir davranış konusunda adım atmamı kimse bekleyemez." dedi. Anayasa Mahkemesini adete insan haklarını mahkemesi haline dönüştürdüklerine, böylelikle tarihi bir reforma imza attıklarını aktaran Bozdağ, şöyle konuştu: "Cumhuriyet tarihinde demokratikleşme ve hukuk devleti konusunda atılmış tarihi en ciddi reformlar hangisidir diye siyasi tartışmaların, gündelik kavgaların dışında bir değerlendirme yapıldığında son 20 yılda atılan adımların en büyük adımlar olduğunu vicdan sahibi herkes teslim edecektir. Bundan sonra da reform irademizi korumaya ve yeni adımlar atmaya devam edeceğiz. İnşallah Cumhurbaşkanı'mızın da adli yıl açılışında da ifade ettiği gibi Cumhuriyetimizin 2023'teki 100. yılına ve 2053'e doğru giderken hukuk ve yargı hizmetleri konusundaki politikalarımızı belirlemek, Cumhuriyetin 2. yüzyılına adalet alanında ülkemizi hazırlamak, adalet politikalarında Türkiye'yi örnek alınan öncü bir ülke haline getirmek için de çalışmalara başladık. Yüksek yargı başkanlarımızla, Yargıtay Başkanımız, Danıştay Başkanımız, Sayıştay Başkanımızla bir araya geldik. Bu çalışmanın usul ve esaslarını değerlendirdik. Bakanlığımızın birim amirleriyle bir araya geldik, bu konuda atılacak adımları değerlendirdik, yeni bir komisyon kurularak önümüzdeki süreçte Türkiye'yi 2. yüzyıla hazırlayacak adalet politikalarının stratejisini, hukuk ve yargı alanında yapacaklarımızı yeniden ele alacak ve inşallah dünyaya örnek olacak adalet politikalarını hayata geçirme irademizi ortaya koyacak, bunları Türkiye kamuoyu ile paylaşacağız ve takvimlendirmesini de inşallah birlikte yapacağız. Bu anlamda en önemli reformlardan birini hiç kuşkusuz savunma alanında yapacağız."

"Savunma hakkını güçlendiren adımları da yine biz atacağız"

Hukuki himaye sigortasını hayata geçirmek için Bilim Komisyonu kurduklarına dikkati çeken Bozdağ, şöyle devam etti: "Komisyonla enine boyuna değerlendirmede bulunduk. Hukuki himaye sigortasıyla avukat ve vatandaşı artık karşı karşıya getirmekten kurtaracak, ücret tartışmalarına son verecek, hukuki yardım ve adli yardım konularından darda ve zorda olan insanlarımızın imdadına koşacak yeni bir sistemi ülkemize kazandırmak konusunda kararlıyız. Bunun çalışmalarını yapıyor, dünyayı ve Türkiye'nin birikimlerini ve tecrübesini inceleyerek yeni bir adımı atacağız. Öte yandan Avukatlık Kanunuyla ilgili daha önce yaptığımız çalışmalar var, bu çalışmaların üzerine yenilerini koyacak ve barolarla birlikte çalışarak Türkiye'ye çağın ve günümüzün gereklerine uygun avukatlarımızın ve savunmanın hak ve hukukunu koruyan ve onları güçlendiren yeni bir avukatlık yasasını kazandıracağımızı da buradan ifade etmek isterim. Savunma hakkını güçlendiren adımları da yine biz atacağız. Bu noktada adli yardım ve destek konularını yeni bir anlayışla ele alan ve bunları ülkemizde vatandaşlarımızın, avukatlarımızın, hukukumuzun yararına hayata geçirecek bir çalışmayı da özellikle başlattığımızı ifade etmek isterim." Bozdağ, bütün avukatları memnun eden, vatandaşların da hukukunu koruyan dengeli bir asgari ücret tarifesini belirlediklerini ve yayınladıklarını belirterek, avukatların da bu uygulamadan memnun kalacaklarını umduklarını dile getirdi. Geçen günlerde ise baroların bir araya gelerek imza attıklarını anımsatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avukatların işi kanunlara uymak, hakimlerin ve savcıların kanunlara uygun karar vermeleri için onlara yardımcı olmak, vatandaşların hak aramalarında ve kendilerinin müdafaa etmelerinde onlara hukuki yardımda bulunmak değil mi? Kanunsuz bir talepte bulunabilirler mi? 'Kanuna aykırı davranın' diyebilirler mi ? Bir avukat diyemez. Bakın 81 baro, 'Adalet Bakanlığı kanuna, mevzuata uygun davrandı' diye bildiri yayınlıyorlar, 'CMK görevlendirmesi yapmayacaklarmış, yavaşlatacaklarmış, adım atmazlarsa 3 gün CMK'ya görevlendirme yapmayacaklarmış' gibi açıklamalar yapıyorlar. Buradan net söylüyorum; ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Adalet Bakanıyım. Kanunlara uymak ve mevzuata uygun davranmak benim birincil ve asli görevimdir. Değil 81 baro, herkes imza atsa benden kanuna aykırı bir davranış konusunda adım atmamı kimse bekleyemez. Böyle bir şey olur mu? Türkiye'de baroları siyasi mücadelenin parçası haline getirmeye kimsenin hakkı yoktur. Barolar Birliği eğer siyasi parti gibi davranır, siyasi partilerin parçası, müştemilatı veya bir kısmı gibi hareket etmeye kalkarlarsa o zaman bizden baro muamelesi beklemesinler. Biz de onlara siyasi parti gibi bakarız, kusura bakmasınlar. Herkes işini yapacak, herkes vazifesini yapacak."

"Kanuna aykırı iş yapmadık diye protesto yapacaklarmış"

Bozdağ, bazı avukatlara, 20 yılı aşkın süredir AK Parti iktidarda, iki baro başkanı döneminde olumlu çalışma imkanı doğduğunu belirterek, "Toplam 20 ziyaretleri yok. Sonra da dönüyorlar 'hükümet yapmıyor'. Niye yapmayalım biz? Şimdi adli yıl açılış konuşmasında avukatların hukukuna ilişkin yapacaklarını kim söyledi, Barolar Birliği Başkanı mı söyledi, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı mı söyledi? Niye orada söylemiyorsunuz? Söylemiyorlar. Siyasi eleştiri, siyasi eleştiri... Avukatların derdi yok mu kardeşim? Şimdi de kanuna aykırı bir iş yapmadık diye protesto yapacaklarmış. İsteğiniz kadar eylem yapın, istediğiniz kadar protesto yapın biz mevzuata uygun yapacağız ve yaptığımız düzenlemede de baroları değil avukatlarımızı ve mağdur vatandaşlarımızı düşünerek düzenlemeleri yapacağız. Baroların siyasi hesaplarına avukat meslektaşlarımızın ve hukuki yardıma ihtiyacı olan darda ve zorda olan vatandaşlarımızın kurban edilmesine asla izin vermeyiz." diye konuştu. Bu konularda vatandaşları ve avukatları bahane ederek "siyasi hesaplaşma" ruhuyla hareket edildiği takdirde yeni bir düzenleme yaparak, vatandaşın memnun olacağı, avukatların da "Allah razı olsun" diyeceği yeni bir uygulamayı hayata geçirmekte tereddüt etmeyeceklerinin altını çizen Bozdağ, "Kusura bakmasınlar. Bu memlekette eylemle hukuk yürümez." dedi. Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukuk yolunda, meşru yolda hak arama yolları kapandı mı? Adalet Bakanlığından randevu istediniz, vermedi mi? Derdinizi anlattınız, dinlemedi mi? Meramınızı söylediniz, gereği yerine gelmedi mi? Kanun imkan veriyor da dediği yapılmadı mı? Var mı öyle bir şey? Yok. Daha oturmadan, konuşmadan eylem eylem diye... Buyurun yapın eylemlerinizi. Biz yolumuza, milletimizin ve avukat meslektaşlarımızın hak ve hukukunu koruyarak devam edeceğiz. Siyasete, ideolojik kavgaya baroları alet etmenin bedelini en fazla Türkiye'de benim avukat meslektaşlarım ödedi. Sadece tabelalarda parti adı yazmıyor. Böyle şey olur mu? Meslek örgütüysek mesleğinin temsil ettiğimiz insanların hak ve hukukunu bilecek ve onları temsil edeceğiz, onları müdafaa edeceğiz. Türkiye'de sadece barolarda değil bu Tabipler Birliğinin derdi de başka. Öte yandan efendim diğer bazı birliklerin derdi de bambaşka. Kendi meslek mensuplarının haklarını, hukuklarını aramak yerine Türkiye'de siyaset yapmaya, iktidar devirmeye, kendi bildikleri ideolojilere değirmenine su taşımaya devam ediyorlar. O zaman sizi meslek mensuplarınızın hakkını kim savunuyor? Onların derdini kim dile getiriyor? Ben duymadım Tabipler Birliği kaç defa doktorların hakkını, hukukunu getiriyor?" Eleştirilerini sürdüren Bozdağ, "Zam gecikti diye protesto yapıyorlar. Doktorların başka derdi yok mu kardeşim? Neredesiniz? Yok. Ama bir terörist söz konusu olduğu zaman, bir terör eylemi söz konusu olduğu zaman herkes ayakta. Ya doktorlar söz konusu olduğu zaman siz neredesiniz? Ben bu vesileyle meslek örgütlerimizin meslek sınırları içerisinde görevlerini yapması, temsil ettikleri meslek mensuplarının hak ve hukukunu koruması, onların vazifelerinin gereği olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek. Bırakın siyaseti siyasetçiler yapsın. Sizin sevdiğiniz siyaseti yapan genel başkanlar var. Sayın Kılıçdaroğlu yapıyor, diğerleri yapıyor. Beğenmiyorsanız gidin genel başkanlığa aday olun ama bırakın meslek örgütleri, meslek örgütlerinin hak ve hukukunu koruyan adımlar atsın."

"Adalet ve kalkınma her iki alan AK Parti'mizin en iddialı alanı"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu da AK Parti iktidarının her zaman reformların öncüsü olduğunu ifade etti. En önemli reformlarının adalet alanında olduğunu dile getiren Sarıeroğlu, "Adalet ve kalkınma her iki alan AK Parti'mizin en iddialı, en güçlü, Türkiye'yi ileriye götürecek düzenlemeleri yaptığı alanlar olmuştur. Yeni hizmet binalarımızla, adalet alanında yapmış olduğumuz reformları daha ileriye götürecek, vatandaşlarımızın erişimini kolaylaştıracak şekilde hizmetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, çocukların uzattığı kağıtları imzalayarak Adana Valisi Süleyman Elban ve diğer ilgililerle yeni binanın temelini attı.