ABD dış politikasının üzerindeki etkisiyle bilinen Foreign Affairs’te yayımlanan “Amerikan Gücünün Çeken Temelleri” başlıklı makalesi, ülkenin eğitimdeki zaafiyetinin istihbarata da yansıdığı görüşüne yer veriyor.

Rusya, İngiliz diplomatların akreditasyonlarını iptal etti Rusya, İngiliz diplomatların akreditasyonlarını iptal etti

Amy Zegart imzasını taşıyan makalede, ABD’li istihbaratçıların Rusya’nın Ukrayna’da kesin bir zafere ulaşacağından emin olduğunu ve hatta Kiev'deki ABD büyükelçiliğini tahliye ederek müthiş bir yanılgıya düştükleri belirtiliyor.

Hükümet koltuğunu CEO'lara bırakıyor

Bir ulusun gücünün bilgiye dayandığı belirtilirken, dış politikada teknoloji odaklı özel şirketlerin giderek daha fazla söz sahibi olduklarına dikkat çekiliyor.

Makalede “ABD özel sektörünün çıkarları her zaman ulusal hedeflerle uyumlu değil.” ifadeleriyle ABD dış politikasının yaşadığı ikilem ortaya konuluyor.

Bu çıkmazda Tesla ve Space X CEO’su Elon Musk üzerinden verilen örnekte ise şunlar belirtiliyor:

Amerikalı CEO'lar, Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in sahip olduğu sıklıkta Çinli lider Xi Jinping ile yüz yüze görüşüyor. Ve Ukrayna'da savaş patlak verdiğinde, işa damı milyarderi Elon Musk, Ukrayna ordusunun sahip olduğu Starlink uydu ağını kullanarak nerede ve ne zaman iletişim kurabileceğine tek başına karar verdi.

ABD gücünü kaybediyor

Öte yandan makalede, ABD’nin dış politika araçlarının işlevini kaybettiği ve eskisi kadar dünya siyasetini şekillendiremediği ifade edildi:

ABD'li politika yapıcılar yabancı düşmanları ve müttefikleri etkilemek için sert ve yumuşak güç araçları kullandılar. ABD çıkarlarını sert güçle ilerletmek için askeri güç inşa ettiler ve bunu arkadaşlarını korumak ve düşmanları tehdit etmek veya yenmek için kullandılar. Yumuşak güçle ABD değerlerini paylaştılar ve başkalarını davalarına çektiler. Hem sert hem de yumuşak güç hala önemli, ancak bir ülkenin başarısını bir zamanlar olduğu gibi belirlemedikleri için ABD bilgi gücünü genişletmek için çalışmalı - ülkenin dönüşümsel teknoloji üretme kapasitesini artırarak ulusal çıkarları ilerletmelidir.

Yazıda dikkat çeken bir diğer nokta ise ABD’deki eğitim sisteminde yaşanan kriz. ABD’li öğrencilerin dünya standartlarından geri kaldığı belirtilen makalede şu ifadeler yer alıyor:

Amerikan K-12 eğitimi krizde. Bugün öğrenciler yeterlilik testlerinde on yıllardır sahip olduklarından daha kötü puan alıyor ve yurtdışındaki akranlarının gerisinde kalıyorlar.

2022 Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı sonuçlarında ABD’li öğrencilerin Vietnam’ın bile gerisinde kalarak 34. sıraya yerleşmesi, eğitimdeki krizin belgesi niteliğinde. Ancak Washington yönetiminin gelecekte göçmen ve yabancı öğrencilere güvendiği kaydediliyor.

Editör: Ömer Göyce