Arap basını, Suudi Arabistan Savunma Bakanı Halid bin Selman'ın Washington ziyaretiyle çalkalandı.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı ABD ile Suudi rejimi için stratejik öneme sahip hassas görevlerde temsil eden Halid’in bu ziyareti öncekiler gibi sıradan görülmedi.

HALİD BİN SELMAN’NIN ABD ZİYARETİ MERCEK ALTINDA

1564987Halid bin Selman, daha önce de Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından Veliaht Prens'in yakın çevresine yaptırımlar uygulanması ve Washington'da istenmeyen kişi ilan edilmesiyle ilişkilerin tarihi bir düşüş yaşadığı dönemde bile eski Başkan Joe Biden yönetimiyle uzlaşma müzakerelerini yürütmüştü.

Bu uzlaşma, o dönemde ABD-Suudi Arabistan ve Biden ile Veliaht Prens arasında ilişkilerin çok da dostane olmayan bir şekilde olsa da normale dönmesini sağladığı düşünülüyor.

YENİ DEĞİL AMA FARKLI DİYALOGLAR

ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden başkan seçilmesiyle Suudi yönetimi ve diğer Arap rejimleri, Gazze Şeridi sakinlerini göç ettirme projeleri ve bölgenin yeniden dizaynı çabaları nedeniyle yeni bir dönemeçten geçiyor.

Bu çabaların, söz konusu rejimleri de etkisi altına alabileceğinden endişe ediliyor.

Trump, Amerika ve İsrail'in çıkarlarıyla uyumlu olduğu sürece, bu tür adımlar atmaktan çekinmiyor.

GÖRÜŞMELERE İYİ TARAFINDAN BAKMAK

Bu nedenle, Halid bin Selman'ın Washington'daki görüşmelerinin tam olarak, “Amerika'nın projelerini ülkesinin ve müttefiklerinin çıkarlarıyla uyumlu hale getirmeye çalışmak, yani rejimlerin başlarını koruyacak şekilde değişiklikler yapmak” olarak değerlendiriliyor.

Öyle ki; yaygın görüş “Bu, küçük ve kolay bir iş değil ve Washington'ın bazı hedeflerinden, daha doğrusu Tel Aviv'in Trump'tan sağlamasını istediği bazı şeylerden 'tavizler' gerektiriyor” olduğu yönünde şekillendi.

BİN SELMAN, TRUMP'A BÜYÜK TAVİZLER VERMEYE HAZIR

Halid bin Selman’ın burada sadece kardeşi adına değil, aynı endişeleri paylaşan ve geçtiğimiz cuma günü Riyad'da Trump'ın planını görüşmek üzere bir araya gelen diğer ülkeler adına da konuştuğu savunuluyor.

El-Ahbar gazetesinin aktardığı Suudi muhaliflere göre, Bin Selman, Trump'a büyük tavizler vermeye hazır.

Ayrıca, kendisi de Hamas'ın ne Gazze'de ne de başka bir yerde varlığını görmek istemiyor.

Bunu, Körfez İşbirliği Konseyi ülkesinin liderlerini, Mısır ve Ürdün'ü bir araya getiren Riyad zirvesinde dile getirdi. Ürdün Kralı II. Abdullah da bu görüşe katılırken, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ise çekimser davrandı.

PAZARLIK MASASI

3 97Her halükârda, Halid bin Selman'ın Washington ziyareti, Trump yönetimiyle pazarlık kapısının ardına kadar açıldığının bir işareti olarak değerlendirildi.

Japonya’daki orman yangını 3 gündür devam ediyor! 1 kişi hayatını kaybetti Japonya’daki orman yangını 3 gündür devam ediyor! 1 kişi hayatını kaybetti

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, bu sadece Gazze'deki durumla sınırlı değil, Lübnan ve Suriye'yi de kapsıyor.

Bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio arasındaki görüşmenin ardından yapılan açıklamada, üç ülkedeki durumun ele alındığı belirtildi.

Bu da Orta Doğu'da yeniden yapılandırılan düzende Suudi Arabistan'ın yeni rolünü güçlendiriyor.

PUTİN’İN “KAZAN KAZAN” POLİTİKASI TÜM DÜNYAYA YAYILDI

Riyad'ın yeni rolünde benimsediği politika, istenen hedeflere ulaşılmasını sağlayacak karşılıklar olmadan yardım sağlamama üzerine kurulu.

Lübnan, Suriye ve Gazze'de yaşanan saldırılar ve büyük değişimlere rağmen sadece sınırlı insani yardımın ulaşmasında görüldü. Her yardım, yerine getirilmesi gereken önemli koşullara bağlanıyor.

İktidara geri dönen Trump ise, ilk döneminde Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı Muhammed bin Zayid'in de katkısıyla Bin Selman'ın iktidara gelmesini destekleyen, yakın ilişki kurduğu gibi değil.

HERKESİN VERMESİ VE ÖDEMESİ GEREKEN BİR BEDEL VAR

6D9Ce2F2A3782E3A0A7Bc352F055CbbfFakat değişmeyen şey, Trump'ın geçen döneminde olduğu gibi Suudi Arabistan ile herhangi bir ilişki için sergilediği daha büyük bir bedel istemesi tavrı.

Arap basını bugün farklı olanınsa, meselenin İsrail'in çıkarlarıyla uyumlu bir şekilde Orta Doğu'nun yeniden çizilmesi ve Bin Selman'ın bunun tüm yükünü tek başına taşıyamaması olarak değerlendirildi.

Meselenin bir diğer boyutu da finansman konusu ki; Trump, Filistinlileri Gazze Şeridi'nden sürmeyi ve Filistin meselesinin tasfiyesini içeren bölge için hazırladığı projeleri, Suudi Arabistan liderliğindeki zengin bölge ülkelerin karşılamasını gerektiğini söyledi.  

Bu durum, yeni yönetim ile kaderi ABD'nin yapabileceklerine veya yapamayacaklarına bağlı olan Arap müttefikleri arasındaki müzakerelerin ana noktasını oluşturuyor.

Artık koruma karşılığında Amerikan çıkarlarının korunması denklemi geçerli değil.

Şimdi Amerika, bu müttefiklere, çıkarlarını kendi başına veya İsrail aracılığıyla savunduğunu, koruma ve rollerin ise çok daha ağır bedelleri olduğunu söylüyor.