ELİF ERBAY/HABER MERKEZİ
Dilan ve Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu Polat ailesine yönelik "kara para aklama" suçlamasıyla süren davada, mahkemenin verdiği tahliye kararı geniş yankı uyandırdı. Tutuklu yargılanan Engin Polat, Sezgin Polat, Alper Kürşat Polat ve Ahmet Gün'ün tahliye edilmesi, özellikle sosyal medyada büyük tartışmalara neden oldu. Mahkeme, MASAK raporlarında 40 yıl hapis cezası istenen sanıkların serbest bırakılmasına karar verirken, bu durumun toplumda nasıl bir etki yarattığına dair avukat Hadi Dündar’dan önemli açıklamalar geldi. Dündar, kararın hukuki boyutunu ve kamu vicdanı üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi.
"Kamu vicdanı zedeleniyor"
Avukat Hadi Dündar, Polat ailesinin tahliye edilmesinin, kamu vicdanını derinden yaraladığını belirterek, "Bu tür dosyalarda her ne kadar hukuk tam anlamıyla salt bir hukuk olarak görülse de, kamu vicdanı her şeyden daha önemlidir burada." ifadelerini kullandı. Dündar, özellikle gençlerin bu durumu yanlış anlayarak suça yönelme tehlikesine dikkat çekti. "Gençlerin arasında, çocukların arasında nasıl bakılıyor? Eğer siz kara para aklıyorsanız, hiçbir emek sarf etmeden haksız hukuksuz bir para kazanıyorsanız, devletten vergi kaçırıyorsanız, bir yıl yatıyorsunuz ve çıkıyorsunuz. Çünkü insanların kafasındaki algı ne yazık ki bu. Bunun önüne geçilmesi için, en azından karar açıklanana kadar, mahkeme kendi kararını ortaya koyup açıklayana kadar tutması gerektiği kanaatindeyim." dedi.
Dündar, karar açıklanmadan yapılan tahliyelerin, suç işleyen kişilere ödül gibi göründüğünü belirterek, "Karar açıklanmadan çıkartmış olmaları, bir nevi bu suça insanları teşvik etme olarak görülecektir. Yani inşallah bu söylediğim şekilde olmaz." ifadelerini kullandı. Dündar, tahliyelerin bu şekilde devam etmesi halinde, kara para aklama gibi suçlara yönelen daha fazla genç görebileceğimizi vurguladı.
"Deliller karartılabilir"
Tahliye kararının önemli bir risk taşıdığını belirten Dündar, delil karartma ihtimalinin altını çizdi. "Dosya halen devam ediyor ve toplanan deliller var. Özellikle paranın kaynağının yasal olmadığı hem MASAK raporlarında hem de dosyanın içeriğinde çok rahat bir şekilde görülebiliyor. Delilleri karartma ihtimalleri çok yüksek. Bu nedenle şahısların tutuklu olması gerektiği kanaatindeyim." dedi.
Dündar, bu tür davalarda delillerin güvenliğinin sağlanmasının kritik olduğunu belirterek, sanıkların serbest kalmasının adalet sürecini baltalayabileceğini söyledi. Dündar, "Eğer dosya tamamlanmış olsaydı, şahıslar en azından bir cezayla karşı karşıya kalacaklardı. Ama mahkeme, dosya tamamlanmadan tahliye etti. Şu an şahıslar dışarıda, ve bu da delillerin güvenliği konusunda ciddi bir tehlike oluşturuyor." ifadelerini kullandı.
"Yurt dışına kaçabilirler"
Dündar, sanıkların mal varlıklarının yüksek olduğunu ve bu durumun onları yurt dışına kaçmaya teşvik edebileceğini belirtti. "Eğer yarın öbür gün yurt dışına kaçma gibi bir durum söz konusu olursa, Türkiye'de tam anlamıyla bir infiale yol açacaktır." dedi. Bu durumun kamuoyunda büyük tepki doğuracağını ve yargıya olan güvenin zedelenebileceğini ekledi.
"Caydırıcı cezalar yok"
Türkiye’nin kara para aklama konusundaki yetersiz caydırıcı cezalarına dikkat çeken Dündar, bu davanın sonucunun toplumu olumsuz etkileyeceğini söyledi. Dündar sözlerine "Türkiye'de zirve noktasına gelmiş kara parada, özellikle sosyal medyada tanınan birinin bir yıl yatıp bir yıl sonra serbest kaldığını görüyorsunuz. Şimdi ortada milyonlarca dolar var. Bu paranın alın teriyle kazanılmadığı açıkça ortada ve bu tutuklu olan şahısların bırakılması bir nevi mükafat gibi oluyor." diyerek devam etti.
Dündar, kara para aklama ve bahis gibi suçlarda caydırıcı cezaların olmamasının, bu suçların artmasına neden olduğunu belirtti. "Türkiye'nin gri listeye alınmasının sebebi de bu tür suçlara yeterince caydırıcı cezalar verilmemesi. Daha fazla insan suça bulaşmaya çalışıyor çünkü caydırıcı cezalar yok." dedi.
Toplumun adalet algısı ve medyanın rolü
Dündar, tahliyelerin toplumun adalet algısına olumsuz etkilerinden bahsederek, "Ne yazık ki medya aracılığıyla insanlar bu konudan dolayı yargıya olan güvenini kaybedecekler. Bu kararlar toplum vicdanını zedeliyor." ifadelerini kullandı. Medyanın bu tür konuları gündemde tutmasının, kamu vicdanını daha da sarsabileceğini belirtti.
"Yargılama devam ediyor"
Dündar, davanın henüz sonuçlanmadığını ve ciddi cezalar verilebileceğini belirtti. "Dosyanın sonucunda Engin Polat, Dilan Polat ve kardeşi Sıla Doğu ciddi anlamda cezalar alacaklardır. Ancak o ciddi anlamdaki cezaların önüne geçmeye çalışacaklardır. Yani delilleri karartma ihtimalleri söz konusu olabilir." diyen Dündar delilleri karartma ihtimalini vurguladı.