Özel Haber

“Oynama oğlum, bozarsın” derlerdi.. Radyonun peşinde şehir şehir

Koleksiyonerlik birçok insanın tutkuları arasında yer alıyor. Kimisinde posta pulu, kimisinde para, kimisinde oyuncak araba. Küçük parçalarla başlayan biriktirme isteği bir gün geliyor bir sevdaya dönüşüyor. Bunu yapanlardan birisi de Bülent Barman.

Abone Ol

ERCAN KÜÇÜK - HABER MERKEZİ

Malatyalı bir fırıncı ustası olan Barman, bir radyo ve saat koleksiyoneri. Başakşehir’de bir lahmacun pide salonu işleten Barman, bu sevdaya küçük yaşlarda kaptırmış kendini. Çocukken dedesinin ve amcalarının radyolarıyla oynayan Barman’a, o zamanlar ‘karışma radyoya, bozarsın’ diyerek kızarlarmış. O günlerde “ben bir gün bin tane radyo alacağım” diyen Barman bu hedefine çok da yaklaşmış aslında. Ancak bir gün işletmede çıkan yangında bu radyolardan 300’ü yanmış.

Barman eski tip radyo koleksiyonerliğini şu sözlerle anlattı:

“İlk olarak Malatya'da bir 10-15 tane topladık. İstanbul'a geldik. İstanbul'da da mezat yerlerini buldum. Antikacılarla tanıştık. Balat, Eskişehir, Kütahya, Antalya, Bursa vs. Her yerden toplamaya başladım. Aşağı yukarı 300 radyomuz vardı ilk önce. Tabi eve sığmadı. Depo tuttuk, orada da yer kalmayınca, ‘ben bunları sergileyeyim’ dedim. Burada sergiledik. Maalesef bir yangın geçirdik, yangında 300 radyo yandı. Ondan sonra tekrar almaya devam ettik. İşte böyle sergi yaptık. Şu anda 400 radyo var. Radyo, saat, gramofon var. Dedeme amcalarıma, 'Bırakmıyordunuz radyoyla oynayayım bak şimdi kaç tane radyom var’ dedim. ‘Sen deli misin, parayı hep buraya bağlıyorsun’ dediler. Ama işte seviyorum.”

Müze kurma hayali

Barman, eski radyoları o kadar seviyor ki, yıllardır yaptığı iş olan “pide-lahmacun mu, eski radyolar mı?” Sorusuna net bir cevap veremiyor. Radyoların hepsinin özelliklerini tek tek bildiğini vurgulayan Barman, “Nasıl pide lahmacunu biliyorsam onları da öyle ayrı ayrı biliyorum. Yüzde 90’ı çalışır durumda.”

Vatandaşın ilgisinden memnun olduğunu vurgulayan Barman ileride topladığı radyolardan bir müze kurmayı da planladığını söyledi:

Daha çok Kütahya’dan aldım. Kütahya’da sanki bunlar doğuyor. Kütahya’da Eskişehir’de bunlar çok var. Onlar da başka şehirlerden topluyor. Oralardan çok aldım. Beni arıyorlar, gösteriyorlar. Düşünüyorum sonra yine alıyorum. İleride devlet destek olursa hepsini bir yerde toplayıp bir müzede sergilemeyi istiyorum. Çocuklarım da seviyor. Bakımı temizliği konularında yardımcı oluyorlar.

Vatandaşın ilgisi çok güzel. Gelen fotoğraf çekiyor, video çekiyor. Satın almak isteyenler de oluyor. Ama koleksiyon olduğu için satış ya da hediye olmuyor. Hepsi dijital ortamda kayıtlı.”