Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçirdiği kalp kapakçığı operasyonunun ardından sağlık durumu hakkında açıklama yaptı.
Bahçeli, tedavi sürecinin sonuna yaklaştığını ve iyileşme sürecine girdiğini belirterek, doktorlarına ve kendisine destek verenlere teşekkür etti.
“HIZLA İYİLEŞME SÜRECİNE GİRDİM”
MHP lideri Bahçeli, “Malumlarınız olacağı üzere her insanın başına gelebilecek bir rahatsızlık devresinden geçerek tedavi sürecimin sonuna yaklaştım ve hamd olsun hızla iyileşme sürecine girdim.” ifadelerini kullandı.
Tedavi sürecinde emeği geçen sağlık çalışanlarına teşekkür eden Bahçeli, “Tıbbın tüm imkanlarını seferber eden, ihmal ve ihtiyatsızlığı bütünüyle dışlayan, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayan muhterem doktorlarıma ve sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.” dedi.
Kendisine geçmiş olsun dileklerini iletenlere teşekkür eden Bahçeli, “Arayıp soran, dualarını esirgemeyen dava arkadaşlarıma, milletimizin her güzel insanına gönülden saygı ve sevgilerimi sunuyorum.” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
MHP lideri Bahçeli, geçtiğimiz hafta bir operasyon geçirmişti. 10 yıl önce değiştirilen kalp kapakçığında dejenerasyon tespit edilmesi üzerine yapılan operasyonun başarılı geçtiği açıklanmıştı. MHP’den yapılan açıklamada, Bahçeli’nin sağlık durumunun iyi olduğu ve kısa zamanda günlük yaşantısına döneceği ifade edilmişti.
BAHÇELİ’DEN "MHP'NİN 56'NCI YILI” MESAJI
Devlet Bahçeli, MHP'nin kuruluş yıl dönümüyle ilgili ise şunları söyledi:
"Bugün partimizin kuruluşunun 56’ncı yıl dönümüdür. Fazilet, feragat ve fedakarlık timsali camiamızla yüz yüze dertleşmeyi, geçmişi anmayı ve kuruluşumuzun aziz hatıralarını gelecek hedeflerimizle cem ederek konuşmayı çok arzu ederdim.
Hatta 56 yılın muhtı bir muhasebesiyle Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk demokrasi ve siyaset hayatındaki özgül ağırlığını, üzerinde oynanan oyunları, yapılan operasyonları, bitmeyen saldırıları, tükenmeyen ihanetleri, sipariş ve bağlantılı kopuşları dönem dönem anlatarak tarihi bir yüzleşme sayfasını aralamayı da düşünüyordum.
Allah ecelden aman verdiği müddetçe bu gayenin tecellisine er ya da geç bilcümle halinde mutlaka şahitlik edilecektir.
Hayatını davasına, vatanına ve milletine adamış bir Ülkücü olarak üstlendiğim tarihi sorumluluğun, başımın üstünde taşıdığım değer ve emanetlerin her zaman bilincinde oldum.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin 56 yılının tamamını şuurla ve gururla yaşadım. Dava ve siyaset mücadelemde hiçbir kırıklığa uğramadım, zira bunu aklımdan dahi geçirmedim.
Ülkücünün, ülküsüyle münasebeti, Merhum Galip Erdem’in ifadesiyle söyleyecek olursam, hakiki bir aşkta, sevenle sevgilinin irtibat ve ilişkisinin aynısıdır. Ülkücü akıl kutbu, ahlak kahramanıdır. Buna inanmanın yanında yaşayarak tecrübe ettim.
Kimsenin güdümüne girmeden, kimseye kötülük düşünmeden, kimsenin keyfine ve süfli emellerine eyvallah etmeden Türk milletinin var oluş haklarını savunduk, ülkülerimizin ağaracak tan yeri aydınlığıyla ülkülerimizi diri tuttuk.
Merhum İbrahim Kafesoğlu’nun müstesna tarifiyle; milliyetçiliğin, insana milli ve beşeri üstünlük sağlayan yüksek ahlakın ta zirvesinde yer alan ruh hali olduğunu gördük ve gösterdik.
Türk tarihinin derinlerinden kopup gelen kutlu ve ulvi mirası hayata ve hadiselere bakışımızın bihakkın mihveri yaptık.
Türk milletine hasbi sevgi besleyen, hakikatli mensubiyet onuruyla beslenen Milliyetçi-Ülkücü Hareket tertemiz fikriyle, pirüpak mücadelesiyle, fidan gibi evlatlarını şehitliklere emanet edişiyle, zindanları taş medreseye çevirişiyle elbette haklı bir övgünün markası ve muhatabıdır.
Dünyanın karmakarışık olduğu şu günkü zamanda, Türkiye’miz için Türk milliyetçiliği en emin, en güvenli, en güçlü aksiyon ve düşünce limanıdır."