HABER MERKEZİ
Elif Erbay
Türkiye ve Yunanistan arasında uzun yıllardır süregelen birçok anlaşmazlık bulunuyor. Ege Denizi'ndeki çekişmeler, 90'lı ve 2000'li yıllarda sıkça yaşanan askeri gerginliklerin bir sembolüydü. Ancak, son dönemde bu tür gerginliklerin sıfıra indiği ve iki ülke arasında daha sakin bir dönemin başladığı gözlemleniyor. Sohtaoğlu, bu durumun bölge için önemli bir adım olduğunu belirtiyor. "Türk F-16 savaş uçaklarıyla Yunan savaş uçaklarının sürekli birbirini kovaladığı, birbirlerini ittirerek "it dalaşı" tabiriyle savaş uçaklarının rekabeti artık yaşanmıyor bu sıfıra inmiş durumda," diyerek bölgediki iyileşmeyi vurguladı.
Askeri Gerginliğin Azalması ve İşbirliği Olanakları
Yerapetritis'in açıklamaları, Ege Denizi'nde yaşanabilecek askeri çatışmaların önlenmesi için önemli bir mesaj taşıyor. Türkiye ve Yunanistan arasında askeri gerginliğin azaltılması, bölgedeki istikrar için kritik öneme sahip. Sohtaoğlu, iki ülkenin askeri gerginliği rafa kaldırma konusunda kararlı olduğunu ifade ediyor. Yaşanacak bir gerginliğin sonuçlarının iki tarafında farkında olduğunu belirten Sohtaoğlu, "Savaş uçaklarının rekabetinin durması o bölge için önemli bir adım. Fakat tabii burada büyük mesele, İsrail saldırganlığı gibi bölgenin ateş çemberi olduğu bir yerde benzeri bir gerginliğin Ege'de kolayca çatışmaya dökülebileceğinin Yunanistan'da farkında. Çünkü Ukrayna meselesinde olduğu gibi, saman alevi şeklinde yayılır. Yunanistan'ın da arkasında duran dış güçler var. Amerika Birleşik Devletleri gibi, Fransa gibi ve Avrupa Birliği gibi. Bir şekilde Türkiye'ye saldırmaya ya da gerginlik yaratmaya çalışan ülkeler bunlar. Türkiye'nin de arkasında bazı ülkeler var. Yani bu, Ege Denizi'nde bambaşka bir deniz savaşına yol açar. Bunun önlenmesi için Dışişleri Bakanı, Yunan iç siyasetine bence bir mesaj vermiş." diyerek bu durumu açıklıyor.
Bunun yanı sıra, Ege Denizi'ndeki doğalgaz yataklarının kullanımı konusunda işbirliği yapılabileceği ihtimali de gündemde. Sohtaoğlu, hukuki kurallara tamamen bağlı kalmadan, iki ülkenin ortak projeler geliştirebileceğini ve bu durumunun her iki ülkenin de lehine işleyeceğini belirtiyor. "Belki de bu görüşmelerden Ege Denizi'ndeki doğalgaz yataklarının kullanımı konusunda ortak bir proje geliştirilebilir. Yani illa da her şeyin hukuki kurallara uygun olması gerekmiyor. Bu anlamda bazı şeyler gözardı edilebilir ve ortak bir Yunanistan'la Ege Denizi'nde doğalgaz ya da diğer karbon kaynaklarının araştırılması, çıkartılması konusunda ileride belki işbirliği yapılabilir," diyerek bu olasılığı dile getiriyor.
Azınlık Hakları ve Karşılıklı Adımlar
Türkiye'nin Yunanistan'daki Müslüman azınlıklara yönelik talepleri ve eleştirileri ile Yunanistan'ın Heybeliada Ruhban Okulu'nun statüsüne ilişkin beklentileri de iki ülke arasındaki diyalog sürecinde ele alınabilecek konular arasında. Sohtaoğlu, "Atina ve Ankara'nın karşılıklı adımlar atarak, bu konularda da ilerleme kaydedebileceği öngörülüyor. Örneğin Türkiye'nin Müslüman azınlıklara yönelik bazı eleştirileri ve talepleri vardı. Muhtemelen Atina bu konuda bir adım atacak. Ankara da Heybeliada Ruhban Okulu'nun statüsünün bir şekilde hukuka uygun bir şekilde düzenlenerek yeniden açılmasını gündeme getirecek diye düşünüyorum," diyerek olası adımlar üzerinde durdu.
Türkiye ve Yunanistan arasındaki askeri gerginliğin azaltılması ve diyalog sürecinin devam etmesi, bölgedeki istikrar ve işbirliği açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın yaptığı açıklama da bu süreçte Yunanistan iç siyasetine bir uyarı niteliğinde.
Geçmişten gelen tüm sorunların çözülmesi mümkün olmasa da, iki ülkenin ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliği yapması ve diyalog yoluyla sorunları ele alması, gelecek nesiller için umut verici bir adım.
Sohtaoğlu, "Bu sebepten dolayı da önümüzdeki süreçte daha da bir yumuşama olacaktır," diyerek sürecin devam edeceğini vurguladı.