Hicran Kıvanç / Haber Analiz

İngiltere’de, 3 kız çocuğunu öldüren, 8’i çocuk 10 kişiyi yaralayan saldırganın kimliği ile ilgili yalan haber, ülke geneline yayılan saldırganlığa dönüştü. Cinayetler, hristiyan bir İngilizin saldırganlığıydı. Ve evet, Elon Musk’ın dediği gibi bu bir “iç savaştı!” İddia edildiği gibi müslüman bir göçmen tarafından gerçekleşmemişti.

Hristiyan İngiliz gencin terör eylemi

Ülkede yaşayan müslümanları ve göçmenleri hedef alan aşırı sağcıların, bu yalan bilgiyi bir sosyal medya hesabından görerek sokağa çıktığı ortaya çıktı. 
İngiliz yetkililer soruşturmayı sürdürürken şiddetli  gösteriler devam etti. 
Saldırgan 18 yaşından küçük olduğu için kimliğinin açıklanmaması radikal sağcıların spekülatif paylaşımlarının daha fazla ilgi çekmesini sağladı. 
İngiliz yasalarına göre uygulanan kimlik kısıtlaması saldırganın bir hafta sonra 18 yaşına girmesiyle kalktı. 
Yetkililer, Axel Muganwa Rudakubana isimli saldırganın, Cardiff'te Ruandalı Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini açıkladı. 
Sosyal medyada iddia edildiği gibi saldırgan, Suriyeli bir müslüman değildi ancak  Ruandalı bir hıristiyan olmasıyla kimse ilgilenmedi.
Radikal sağcıların nefret sergileme yarışı sokaklarda sergilendiği sırada,  gösterilericilerin saysının artması ve diğer şehirlere yayılmasının en hızlı aracı olan sosyal medya X’in sahibi Elon Musk, İngiltere'nin bir iç savaşa sürüklenme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Musk, X'te (eski adıyla Twitter) bir sosyal medya kullanıcısının paylaştığı, kargaşanın İngiltere'ye kitlesel göç ve açık sınır politikaları nedeniyle yaşandığını öne sürdüğü kargaşayı gösteren bir videoya yorum yaparak, "İç savaş kaçınılmaz" yanıtını verdi.
Diğer AB ülkeleri gibi birkaç yıldır göçmen akınıyla boğuşan ülkede, Haziran 2023 verilerine göre net göç rakamının, Hindistan, Nijerya, Çin, Pakistan ve Ukrayna uyruklular başta olmak üzere 685.000 kişi olduğu bildirildi. 
İngiltere hükümetinden istihbaratına kadar tüm yetkilileri harekete geçiren gösteriler şu günlerde duruldu. Ancak sosyal medya platformlarının kitleleri yönlendirme ve harekete geçirme gücü tartışmaları gündemdeki yerinin üst  sıralarına tırmandı.  

Sanal alemin “dayıları”

Milyarlarca kullanıcının ücretsiz kullandığı bu uygulamalar, dünyadaki küreselleşme akımının yaygınlaşmasının mekanı, sahipleri de başrolü oldu. Bu konuda Facebook ve Instagram’ın bünyesinde olduğu Meta  ile bugün X olan eski adıyla Twitter, paylaşım çılgınlığının mekanları, Mark Zuckerberg ve Elon Musk, mekanların sahibi küresel fenomenler olarak tanındı. 
Mark Zuckerberg’in aksine Elon Musk, uluslararası konularda son yıllarda yaşanan pek çok olaya dahil oldu. Siyaset ve ticaret ilişkisinin bağımsız baş aktörü olan Musk, bugün artık devlet başkanlarını, yetkilileri açıktan hedef alacak seviyeye geldi.

Elon Musk ve müdehaleleri

Musk, ABD başkanlık seçimlerinde maddi manevi Donald Trump’ı desteklediğini açıklarken rakibi Kamala Harris’i  alaya alan, tartışmalı bir üslupla karşısına aldı. Bu arada  dünyanın birçok ülkesindeki iç karışıklıklarda parmağı olduğu suçlamalarının odağında olan Açık Toplum Vakfı ve George Soros'un oğlu Alexander Soros da Harris’e desteğini açıkladı. 
Savaş halindeki ülkelerde  tarafını belli etmekten çekinmeyen Silikon Vadisi lideri, özellikle Ukrayna ve İsraille ilgili propagandalara etki eden müdahaleleri ile sanal alemi orantısız güç kullanımının mecrası haline getirdi. 
Ukrayna savaşında, Kiev’e  Starlink uydu hizmeti sağlayan Musk, İsrail'in Gazze'deki interneti kesmesi üzerine bölgedeki uluslararası yardım kuruluşlarına Starlink hizmeti sunma teklifinde bulundu. Ancak Ukrayna ile ilgili attığı adımda Rus lider Putin ile görüşmesinin ardından SpaceX’in hizmet alanını coğrafi olarak sınırlandırdığı ortaya çıktı. Aynı şekilde, İsrail Başbakanı Netenyahu ile görüşen Musk’ın, başta bölgedeki uluslararası yardım kuruluşlarına Starlink hizmeti sunma teklifini, sivilleri doğrudan hedef alan İsrail’in onayı ile yapabileceğini açıklayarak geri adım attı. 
Venezuela’da ise seçim sonuçlarına itira ederek, "seçimlere hile karıştırıldığını" öne süren  Elon Musk'a devlet başkanı Nicolas Maduro tepki gösterdi. Maduro, "Kavga mı istiyorsun? Edelim o zaman. Elon Musk, ben hazırım" ifadeleriyle Musk’a meydan okudu. 
Musk’ın bu eylemleri, sosyal medyayı özellikle açıkça savunduğu sağ görüşün faşist yanlılarına adeta hayat vermesi eleştirilerini yükseltti.

Eskişehir’deki saldırının failleri

Önceki akşam Eskişehir’de genç bir saldırganın bir camide 5 kişiyi yaralaması ve bu saldırganlığın sosyal medya üzerinden dolaşıma girmesi, İngiltere’de yaşanan saldırgan olayının izdüşümü olarak yorumlandı.
İzleyenleri dehşete düşüren videonun ardından ülkemizde gösteriler yapılmadı ancak Türkiye’ye özgü olmayan, küresel bir faşizm örneği olarak görüldü. 
Tüm dünyada yükselen radikal sağın beslendiği sığınmacı ve göçmen nefreti, ülkemizde Suriyelilere karşı düşmanlık, Araplara karşı ırkçı söylem ve İslam karşıtlığı ile birleşti. Batıda görülen marjinal eylemlerin ülke sosyolojisine uymasa da örnekleri  az da olsa eyleme geçirildi. 
Özellikle “Batı’daki yükselişi” ile gündeme gelen “radikal sağın” siyasi sahibi de çıktı. Bugün batıda gördüğümüz çok uç örnekleri, iç siyasette argüman olarak kullanan siyasiler çoğunluğu dindar/muhafazakar halka taşıdı ve sekülerliği aşıladı. 
Özellikle seçmen yaşına gelen genç kitle sosyal medya aracılığıyla, doğru olmayan bilgilerle örgütlendi. Halihazırda sağ görüşün hakim olduğu ülke siyasetinde, radikal sağa kayma süreci hızlandı. 
Ülkemizde sık sık gündeme gelen sosyal medya yasası, Almanya ve Fransa’da 2015’ten sonra yükselen aşırı sağcı ve göçmen karşıtı hareketleri engellemenin  yolu olarak görüldü. Nefret söylemi, sahte haberler, hakaretler, tehditler, insanları suça veya şiddete teşvik eden yasadışı içeriklerle mücadeleyi hedefleyen hükümetler, yayınladıkları içerik konusunda kullanıcıları sorumlu hale getirdi.

Filistinliler iki günde bir öğün yemek yiyebiliyor Filistinliler iki günde bir öğün yemek yiyebiliyor

Sanal sistem aşırı sağa göre kurgulandı 

Küresel ve ulusal düzeyde var olan aşırılık, Musk’ın twitterı satın almasının ardından sistemsel ayarlarla diğer sosyal medya uygulamalarını da etkileyecek şekilde arttı. 
Marjinal grupların hesaplarının görünürlüğü kullanıcıya dayatılırken etkileşimin artması, yayılması ve normalleştirilmesi, Musk’ın kasım ayında İsrail Başbakanı Netenyahu ile görüşmesinin ardından Gazze’deki soykırım savaşına örtülü desteği ile  daha görünür hale gelirken aşırı sağcı liderlere de el uzatmaydı.
Ulus devletlerin başındaki liderlerin yanı sıra küresel güçlerle ilişkisini ilerleten Musk’ın, sahip olduğu serveti ve şirketlerini, hakimi olduğu kitleleri kullanarak büyütme hedefinde olduğu iddiaları yıllardır dillendirilirdi. 
Özgürlüğü “ücretsiz” satan Musk ve onun kadar göz önünde olmayan güçlerin, bugün derinden sarsılsa da uluslarası sistemin düzenlemelerinden muaf olacak gücü ele geçirme niyeti sorgulanmaya başladı.
Dünyanın en zengin iki adamı Elon Musk ve Donald Trump’ın, hala batının amiral gemisi ABD’nin yönetimi için nasıl savaştığı izletiliyor. 
Trump’ın kazandığı senaryoda, faşizmin yükseleceği endişesini paylaşan isimler, bu durumdan dönülmesinin imkansız olduğu uyarısı yapıyor.

Editör: Burçin Çelikkol