Ercan Çankaya - Haber Merkezi 

İsrail gazetesi Haaretz'in editörü Aluf Benn, geçtiğimiz günlerde Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin, Gazze'nin kuzeyinin ilhak edilmesi ve bu bölgede İsrailliler için yerleşim yerleri kurulmasına hazırlandığını öne sürmüştü.

Benn gazetede yer alan makalesinde, İsrail'in, Gazze savaşının ikinci aşamasına girdiğini belirtmiş ve bu aşamaya ilişkin planlarını açıklamıştı.

Benn makalesinde şu ifadelere yer vermişti:

Hizbullah, İsrail’in kuzeyinde 2 bin 585 evi yıktı Hizbullah, İsrail’in kuzeyinde 2 bin 585 evi yıktı

İsrail bu aşamada, Gazze'nin kuzeyinden Netzarim Koridoruna (kuzey ile güneyi birbirinden ayıran koridor) kadar olan bölgede kontrolü sağlamaya çalışacak. Bu bölge, uluslararası muhalefetin derecesine göre kademeli olarak yerleşim ve ilhak için hazırlanacak. Bu plan uygulamaya konulursa eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı emekli General Giora Eiland'ın önerdiği gibi Gazze'nin kuzeyinde kalan Filistinliler, açlık tehdidi ve hayatlarını koruma kisvesi altında oradan çıkarılacak.

İsrail basınındaki bu iddiayı, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Murat Cingöz’e sorduk.

Hamas’ın kırmızı çizgisi Refah Sınır Kapısı

İsrail’in Gazze’deki birçok bölgeyi işgal ettiğini, en önemli meselenin ise Refah Sınır Kapısı olduğunu söyleyen Cingöz, Hamas’ın kırmızı çizgisinin Mısır’a açılan bu sınır kapısı olduğunu, ateşkes görüşmelerinin bu noktada tıkandığını belirtti.

İsrail’in mevcut durumda Gazze’nin kuzeyinde ve diğer noktalarda pek çok bölgeyi işgal ettiğini ifade eden Cingöz, bu işgallerin kalıcı olup olmayacağının belli olmadığı değerlendirmesinde bulundu.

Ateşkesin bile nasıl sağlanacağı kesin değil

Netanyahu hükümetinin Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) dahi bölgede istemediğine dair Haaretz’de çıkan habere dikkat çeken Cingöz, Netanyahu Gazze’de devam eden savaş ve katliamı iç politikada bir kazanım olarak görmeye devam ettikçe ateşkesin bile nasıl olacağının belli olmadığını söyledi.

Ateşkesin sağlanması için uluslararası kamuoyunun ciddi bir baskı uygulaması ve yaptırımlarda bulunması gerektiğini vurgulayan Cingöz, ABD’nin İran’a Rusya’ya füze sattığı gerekçesiyle daha yeni yaptırımlarda bulunurken bir yıldır Gazze’de devam eden katliama sessiz kaldığını hatırlattı.

Arap ülkelerinden kınama dışında bir tepki gelmiyor

ABD’nin bu açık katliamlara rağmen İsrail’e desteğini çekmediğini söyleyen Cingöz, öte yandan Arap ülkelerinden de kınama dışında ciddi bir tepki gelmediğini hatırlattı. 1973’teki petrol ambargosuyla Arap ülkelerinin o dönemde petrolün bir silah olarak kullanılabileceğini dünyaya gösterdiğini belirten Cingöz, bugün Gazze’deki katliama karşı o silahın kullanılmadığına dikkat çekti.

İran’ın ekonomik sorunlarına ve konvansiyonel askeri gücü geri olmasına rağmen direniş eksenindeki vekil güçleri kullanarak yapabileceğini maksimum düzeyde yaptığına işaret eden Cingöz, Hizbullah’la İsrail arasındaki çatışmaların düşük ve orta yoğunlukta devam ettiğini, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın Hizbullah’a teşekkür ettiğini belirtti.

Netanyahu’nun kalıp kalmayacağı belli değil

Netanyahu iktidarda kalmaya devam ettiği sürece savaşın devam edeceğini vurgulayan Cingöz, İsrail’in Gazze’de insansız bölgeler oluşturup oluşturmayacağını, bir ateşkesin söz konusu olup olmayacağını İsrail’deki iktidarın kimde olduğunun ve Batı’nın tutumunun belirleyeceğini söyledi.

Devam eden savaşın İsrail’de güvenlikçi politikaları son derece sertleştirdiğine dikkat çeken Cingöz, Netanyahu’ya karşı bazı protestolar ve eleştiriler olsa da “vatan haini” olarak yaftalanmak korkusuyla eleştirilerin tam anlamıyla dillendirilemediğini ve Netanyahu’nun kalıp kalamayacağı konusunda da kesin bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu söyledi.