Deprem

Anadolu faylarının dili... Ne zaman kırıldı, ne zaman kırılabilir?

Türkiye, üç büyük fay zonu ve yüzlerce ikincil fayla tam bir deprem ülkesi. Yüzlerce aktif fay, geçmişte ürettiği sayısız korkunç depremin dışında, hiç bitmeyen deprem tehlikeleri oluşturmayı sürdürüyor. Türkiye’nin deprem geçmişi ve fayların kırılma aralığına bakarak ne oranda tehdit altında olduğumuzu anlamak mümkün. İşte faylarımız, kırılma tarihleri ve olasılıklar…

Abone Ol

MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Türkiye Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu fay hatları üzerinde bulunuyor. Bu ana faylar dışında birçok ikincil fay da, sürekli bir deprem tehdidi altında yaşamamıza neden oluyor.

Depremler, tarihsel olarak ülkenin pek çok bölgesinde büyük yıkımlara yol açmış, bu tehlike günümüzde de devam ediyor. Türkiye’nin deprem gerçeği ile yüzleşmesi gerektiğini vurgulanırken, bu fay hatlarının oluşturduğu riskler dikkat çekiyor.

Samimi Haber okurları için kaleme aldığımız bu haberimizde, Türkiye’nin deprem geçmişine ve ülkemizin derin yaralar açan aktif fay hatlarına ışık tutuyoruz. 6 Şubat depremlerinin acısını halen hissederken uzmanların uyarılarının önemini bir kez daha göz önünde tutulması gerekiyor.

BATI ANADOLU FAYI: RİSKİN ADI EGE

Türkiye’nin deprem riski taşıyan bölgelerinden başında Batı Anadolu geliyor. Bu bölge, birçok aktif fay hattına ev sahipliği yaparak, özellikle büyükşehirlerdeki nüfusu tehdit ediyor. Batı Anadolu Fay Hattı, Türkiye’nin en önemli aktif fay hatlarından birini oluşturuyor ve bölgedeki deprem riskini artırıyor.

Batı Anadolu Fay Hattı, İzmir’in doğusunda yer alan Seferihisar açıklarından başlayarak, batıya doğru uzanıyor. Bu hattın en dikkat çeken özelliklerinden biri, sıklıkla küçük ve orta büyüklükteki depremleri tetikliyor. Bölgedeki fay hatlarının, özellikle İzmir ve çevresindeki şehirlerde büyük yıkımlara neden olma potansiyeli bulunduruyor.

SON DEPREM 5 YIL ÖNCEYDİ

Öte yandan, 2020 yılında Seferihisar açıklarında meydana gelen ve Bayraklı’da büyük yıkıma yol açan depremi görüyoruz. Uzmanlar, kent merkezinden geçen fay hatlarının 7.3 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini belirtiyor. 

Batı Anadolu Fay Hattı üzerinde özellikle dikkat çeken faylar arasında İzmir Fayı, Tuzla Fayı, Çeşme Fayı, Menemen Fayı ve Küçük Menderes Fayı yer alıyor. Bu faylar, bölgedeki büyük şehirlerin yakınında olduğu için bir deprem riski, milyonlarca insanı doğrudan etkileyebiliyor.

İzmir, tarihsel olarak birçok yıkıcı deprem yaşamış bir şehir olarak dikkat çekiyor. Bunlardan bazıları:
•    1688: İzmir Fayı’nın en son 6.8 büyüklüğünde bir deprem ürettiği yıl.
•    1992: Tuzla Fayı, 6.0 büyüklüğünde bir deprem üretti.
•    1883: Çeşme Fayı 6.8 büyüklüğünde kırıldı.
•    2003 ve 2005: Seferihisar Fayı, 5.7-5.8 büyüklüğünde depremler üretti.
İzmir’deki aktif fay hatlarının her biri, büyük bir depreme neden olabilecek potansiyele sahip.

MARMARA BÖLGESİ: KUZEY ANADOLU FAYI 

Türkiye’nin en büyük ve en aktif fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAFZ), ülkenin kuzeyini baştan başa kesen büyük bir sismik bölgede yer alıyor. Uzunluğu yaklaşık 1.200 kilometreyi bulan bu fay, Türkiye’nin en büyük şehirlerinden bazılarını etkileyen ve yıkıcı sonuçlar doğuran depremlerle biliniyor.

Kuzey Anadolu Fay Hattı, Van Gölü’nden başlayarak, tüm Kuzey Anadolu’yu kesen büyük bir fay zonu olarak biliniyor. Bu fay hattı, İzmit Körfezi’nden başlayıp, kuzey ve güney kollarıyla Marmara Denizi’ni baştan sona keserek, Saros Körfezi’nden Trakya’ya kadar uzanıyor. Bu büyük fay hattı, büyük bir deprem riski taşıyan bir bölgeyi kapsamakta olup, yerleşim alanlarını tehdit etmeye devam ediyor.

İstanbul’un doğrudan altından geçmeyen ancak şehrin güneyinden geçen Kuzey Anadolu Fayı, Marmara Denizi’nin altından yaklaşık 200 kilometre boyunca uzanıyor. Marmara Bölgesi’nde sekiz parça halinde bulunan bu fay, İstanbul’a çok yakın olan Adalar ve Kumburgaz fayları ile büyük bir risk taşıyor. 20. yüzyılda: Kuzey Anadolu Fayı, 7 büyük deprem üretti.

Geçtiğimiz yüzyılda meydana gelen büyük depremler:

•    1967: Mudurnu merkezli, 7.0 büyüklüğünde deprem
•    1957: Abant merkezli, 7.0 büyüklüğünde deprem
•    1944: Gerede merkezli, 7.3 büyüklüğünde deprem
•    1943: Ladik merkezli, 7.3 büyüklüğünde deprem
•    1942: Erbaa merkezli, 7.1 büyüklüğünde deprem
•    1939: Erzincan merkezli, 7.8 büyüklüğünde deprem

DOĞU ANADOLU FAYI

Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bölgelerinden biri de Doğu Anadolu bölgesi. Bu bölge, jeolojik olarak önemli bir fay hattına sahip olup, özellikle son yıllarda meydana gelen büyük depremlerle dikkat çekiyor. Doğu Anadolu Fay Hattı, Türkiye’nin en aktif fay hatlarından biri olarak, büyük bir deprem riski taşıyor.

Doğu Anadolu Fay Hattı, Türkiye’nin güneydoğusunda yer alan ve yaklaşık 700 kilometre uzunluğunda olan önemli bir fay hattı olarak öne çıkıyor. Fay, Ölü Deniz çatlağının kuzey ucundaki Maraş Üçlü bitişmesinden başlayıp, Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleştiği Karlıova Üçlü bitişmesinde sona eriyor. Bu hat, geniş bir alanı kapsayarak, ülkenin doğusunda birçok şehri etkileyebilecek büyüklükte depremlere yol açabilecek bir potansiyele sahip.

6 ŞUBAT DEPREMİ BU FAY HATTINDAYDI

Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde, tarihi boyunca birçok büyük deprem meydana geldi. Bu depremler, bölgedeki yerleşim alanlarında büyük yıkımlara neden olmuş, binlerce can kaybına yol açtı. 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli büyük bir deprem yaşanmış ve bu sarsıntı, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen en büyük depremlerden biri oldu.

Doğu Anadolu Bölgesi’nde meydana gelen bazı depremler büyük yıkımlara, can ve mal kaybına neden oldu. Doğu Anadolu Fayı üzerinde kaydedilen büyük depremler:

•    1998: Adana - Ceyhan depremi
•    2003: Bingöl depremi
•    2010: Elazığ depremi
•    2020: Elazığ depremi
•    2023: Gaziantep - Kahramanmaraş depremleri

TÜRKİYE’NİN DEPREM GERÇEĞİYLE YÜZLEŞMESİ GEREKİYOR

Türkiye, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu fay hatları kuşağında yer alarak büyük bir deprem riski taşıyor. Uzmanlar, Türkiye’nin bu deprem riskiyle daha fazla yüzleşmesi ve gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguluyor. Geçmişte yaşanan büyük depremler, bu tehlikenin hiç de uzak olmadığını gösteriyor.