Günümüzde teknolojinin gelişmesi, iş imkânları, uluslararası ilişkiler, göçler gibi sebeplerden dolayı yabancı dil olarak Türkçe öğretimine talep artmıştır. İnsanların, iş nedeniyle Türkiye’ye gelmesi, göçmenlerin artması veya eğitim nedeniyle Türkiye’ye gelen öğrenciler Türkçe dilini öğrenme gereği duymaktadır. Bu öğrenme yolculuğunda sınırlı zaman içerisinde en yüksek verim ve kolaylıkla dil öğrenme ve öğretme amacı taşıyan yeni yaklaşımlardan iletişimsel yaklaşım ve göreve dayalı yaklaşım incelenecektir.

İletişimsel Yaklaşım

Yaklaşımın doğuşu, öğrendikleri yabancı dili sınıfta düzgün bir şekilde kullanan öğrencilerin gerçek hayatta rahat bir şekilde iletişim kuramamalarından gerçekleşmiştir. Öğrenci, sınıfta herhangi bir konuyla alâkalı konuşma yapabilecek potansiyele sahipken yolda yürüdüğü sırada bildiği bir yerin konumunu birine tarif etmekte zorlanır. Bunun sebebi derste kullanılan materyallerin otantik yani doğal dile sahip olmayışıdır.

Yabancı dil öğretiminde ses ve video kayıtları büyük önem arz etmektedir. Öğrencinin maruz kalacağı dilin doğal bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Zira konuşma sırasında devrik cümleler kullanılabilmekte, eksiltili cümlelerle duyguları belirten ifadeler, geleneksel kültürel söyleyişlere yer verilmektedir. Bu nedenle öğretim yapılan sınıfta doğal ortamda, kültürün taşıyıcısı olan dilin doğal bir şekilde kullanıldığı materyallere yer verilmelidir. Bu yaklaşıma göre eğitim ortamı, ders yöntem ve teknikleri, öğretici ve materyaller, dersin işlenişi, iletişime uygun olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

AYM Anayasa’ya aykırı buldu… Belediyelerin kreş açması engellenecek AYM Anayasa’ya aykırı buldu… Belediyelerin kreş açması engellenecek

Yabancı Dil

Yaklaşımın Başarıdaki Rolü

Öğrencilerin kendilerini sınıfta rahatlıkla ifade edecekleri ortamı oluşturacak olan öğretmenlerdir. Yaklaşımdaki amaç dili kullanım sırasında dilin kurallarını keşfetmektir. Hedef dil yalnızca ders konusu olarak öğretilmemeli, dilin kullanıldığı her durumu sınıfta öğrencilerle hayatın minyatürü olarak canlandırılmalıdır. Bunun için hayatta karşılaşılabilecek durumları drama oyunu haline getirilerek canlandırma yöntemi faydalı olacaktır. Bu süreç içerisinde öğretmen sınıfta rehber pozisyonunda olmalı, öğrencilerin hatalarını hoşgörü ile karşılamalıdır. Yaklaşımda öğrencinin dildeki yeterliliği mutlak olarak ifade edilmez; göreceli olarak değişkenlik gösterir. Dile paralel olarak kültürün önemli yeri vardır. Kültür, öğrencilerin dili öğrenmelerinde kolaylık sağlamanın yanında topluma adapte olmalarını da kolaylaştırır.

Göreve Dayalı Yaklaşım

Yaklaşımın temelinde iletişimsel yaklaşım vardır. Yaklaşımın temsilcilerinden Branden’e göre yabancı dili öğrenenler öncelikle dile maruz kalmalılar. Dile maruz kalarak bireyin zihninde o dile dair dil şemaları oluşur. Bu nedenle yabancılara Türkçe öğretiminin gerçekleştiği sınıfta Türkçe dışında bir dilde konuşmak öğrencilere fayda yerine zarar getirecektir. Bu açıdan öğretici, öğrencinin sahip olduğu dili bilse bile derste kullanmaması gerekmektedir.

Öğrencinin farkında olmadan, dile maruz kalarak dilin sesletim özellikleri, dil bilgisi kuralları zihin tarafından tutulur ve gelecek zamanda kullanım için öğrencinin bilinçaltında depolanır. Bu depolama sürecinde basitten karmaşığa, derece derece zorlaşan etkinliklerle dil kazandırılmaya çalışılır. Yaklaşımda dilin yapısından çok anlamına odaklanma önemlidir. Öğrenciler iletişim kurarak dilin anlamına odaklanmaları sırasında dilin yapısını da kavramış olurlar. Görevler sırasında öğrencilerin kullanacağı dilin seviyesi net olarak belli değildir, süreç içerisinde şekillenir. Bu nedenle yaklaşımda üründen çok süreç önemlidir.

Editör: Haber Merkezi