ABD ve Avrupa, Gazze’deki savaşta İsrail’i içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak yeni hamle olarak eski bir dosyayı gündeme getirdi. 
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan basına sızan “gizli bir rapor” küresel gündemi uzun süre meşgul eden Tahran’ın nükleer faaliyetleri tartışmalarını yeniden kamuoyuna sundu. 
Batıdan gelen bu hamle, İran’ın Haniye suikastına "kesin ve ölçülü” misilleme kararına, küreselcilerin desteği olarak değerlendirildi. 
Tahran, son yıllarda nükleer programın izlendiği gözlem cihazlarını devre dışı bırakmış, UAEA ile sorunlar yaşıyordu.

Almanya'da araçlı saldırı: Çok sayıda ölü ve yaralılar var Almanya'da araçlı saldırı: Çok sayıda ölü ve yaralılar var

Grossi-Pezeşkiyan görüşmesi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) perşembe günü basına sızan İran ile ilgili gizli raporu, küresel barış konusunda uzun süre gündemde olan "nükleer anlaşma" ile “Tahran’ın nükleer faaliyetleri” tartışmalarını yeniden tırmandırdı. 
Raporda, UAEA Başkanı Rafael Grossi, İran'a "erken bir ziyaretin" "hızla somut sonuçlara yol açacak akıcı, yapıcı bir diyaloğun kurulmasına" yardımcı olmasını umduğu ifadeleri yer aldı. 
Ayrıca temmuz ayında cumhurbaşkanı seçilen Pezeşkiyan'ın, Grossi ile "uygun zamanda" görüşeceğini belirttiği ifade edildi.  
Grossi, Tahran ile iş birliğini geliştirmek amacıyla son olarak mayıs ayında, "tamamen yetersiz" olarak nitelediği iş birliğini daha da ileri götürmek niyetiyle İran'ı ziyaret etmişti.
Ancak eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümü, İran'ın nükleer programı konusundaki çıkmazı çözmek için planlanan görüşmeleri askıya aldı.

İran atom bombası yapabilecek seviyede

UAEA’nın basına sızan raporunda, o tarihten bu yana İran'ın nükleer programını önemli ölçüde artırdığını ve artık birkaç atom bombası yapabilecek kadar malzemeye sahip olduğu bildirildi. 
AFP’nin, önümüzdeki hafta yapılacak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı yönetim kurulu toplantısı öncesinde gördüğü ayrı bir gizli raporda ise İran'ın son aylarda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını daha da artırdığı öne sürüldü. 
İran'ın elinde yaklaşık 164,7 kilogram zenginleştirilmiş nükleer madde bulunduğu ve bu miktarın, mayıs ayındaki son rapordan bu yana 22,6 kilogram arttığına dikkat çekilen raporda bunun bomba sınıfı malzemeye çok yakın olduğu belirtildi.
Rapora göre, yüzde 20'ye kadar zenginleştirilen uranyum stoğu mayıs ayında bildirilen 751,3 kilodan 813,9 kilograma yükseldi.

Yeniden anlaşma mümkün mü?

2015 yılında imzalanan ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak da bilinen tarihi anlaşma, 2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın anlaşmadan tek taraflı çekilip yaptırımları yeniden yürürlüğe koymasıyla bozuldu ve İran da buna nükleer faaliyetlerini artırarak karşılık verdi.
İran-ABD ilişkileri, 2020’nin ocak ayında Trump'ın talimatıyla İranlı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ve aynı yılın kasım ayında İranlı fizik profesörü Muhsin Fahrizade’nin öldürülmesi sonucu dönülmez noktaya ulaştı. Tahran bu arada tepki olarak uranyum üretimini yüzde 60 seviyesine yükseltti.
ABD'yi yeniden anlaşmaya dahil etmek ve İran'ı anlaşmaya uymaya ikna etmek için Avrupa ülkeleri devreye girdi. Ancak bugüne kadar AB'nin arabuluculuğunda gerçekleşen çok sayıda girişim sonuçsuz kaldı. 
Uluslararası Atom Enerji Ajansı'nın yönetim kurulu bu çıkmazın ortasında haziran ayında İran'ı eleştiren bir karar aldı.
ABD'li düşünce kuruluşu Avrasya Grubu'ndan Gregory Brew, AFP'ye yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'ın temmuz ayında seçilmesinden bu yana İran'ın ekonomisini ciddi şekilde etkileyen yaptırımlardan "kurtulmak" için Batı ile "yeniden ilişki kurma isteğini açıkça ortaya koyduğunu" söyledi.
Brew, diyaloğun yeniden başlamasının "ancak ABD seçimlerinden sonra ve bu durumda da ancak Trump'ın rakibi Demokrat aday Kamala Harris'in zaferiyle mümkün olabileceğini" söyledi.

Editör: Burçin Çelikkol