Burçin Çelikkol/Haber Merkezi
Cumhuriyetçilerin henüz resmileşmeyen ancak güçlü adayı Donald Trump’ın dört gün önce kulağından yaralanarak atlattığı suikastin ardından, bugün de Milwaukee’deki kongrede olası bir suikastten kurtulduğu haberleri manşetlere çıktı. Ancak konumuz Trump’a yönelik suikastler değil, Trump’un seçimleri.
Trump, 2017’de başkan seçildiğinde blok halinde oylarını aldığı Evanjelikleri bu defa da ikna edecek bir yol bulmuş gibi. Bu yolun adı James David Vance. Henüz resmileşmese de Kasım’daki seçimlerde Vance, Trump’ın başkan yardımcısı adayı olarak seçmenden oy isteyecek. Trump’ın bu seçimi birçok yönden eski yardımcısı Pence’i aratmayacak bir tercih.
ABD Başkan Yardımcılığı: Başkanlığa giden alternatif yol
ABD'de başkan yardımcılığı konumu birçok yönden kritik öneme sahip. Başkanın kararlarını doğrudan etkilemesi ve işlerini birinci elden takip etmesinin yanı sıra başkanın ölümü, istifası ya da görevden alınması durumunda yerine geçerek başkan olarak görev yapabiliyor.
Demokratların tarafında, bir daha seçilme ihtimali olmayan Obama'nın başkan yardımcısı olması ve Biden çekildiğinde yerine geçmesi gibi bir plan değerlendiriliyor.
Konumuz açısından öncelikli olan Cumhuriyetçilerin başkan yardımcısı adayı da birkaç gün önce Trump tarafından Social Truth hesabından duyuruldu. Trump, Ohio Senatörü James David Vance'ı başkan yardımcısı adayı olarak “seçtiğini” açıkladı.
Vance’in kariyerinde en son basamak
Vance'in en uygun kişi olduğunu belirten Trump, başkan yardımcısı adayının çok başarılı bir kariyeri olduğunu özellikle vurgulamayı ihmal etmedi.
Geçtiğimiz yıl Ohio eyaletini temsilen ABD Senatosu’na seçilen 39 yaşındaki Vance'in kariyerinde bankacılık, ticaret, ekonomi, teknoloji sektöründe risk sermayedarlığı gibi geniş bir yelpazesi var ve şirketlerde avukat olarak çalıştığı biliniyor.
Bir ‘Hıristiyan Siyonist!’
Vance, ABD’de hem demografik hem siyasi ağırlığa sahip Hıristiyan Siyonist de denebilecek Evanjelik görüşlere sahip. Irak’ın işgal ve iç savaş yaşadığı dönemde bu ülkede Amerikan askeri olarak bulundu ve bu geçmişi onun, ABD’nin dış üsleri ve operasyonları konusundaki görüşlerini şekillendirdi.
ABD’nin Irak’ı işgalinin İran’ı güçlendirdiğini ve orada savaştan önce sayıları 1,5 milyonu bulduğunu iddia ettiği Hıristiyan toplulukların bu ülkeden kaçtığını düşünüyor Vance. “Irak’ta neredeyse hiç Hıristiyan kalmadı. Tarihin en eski Hıristiyan topluluğunun hepsinin gitmesi, Irak’taki Amerikan emeğinin meyvesidir” diyor.
Siyasi kariyeri ise, ABD'nin unutulmuş iç bölgelerindeki ekonomik ve sosyal sorunları ele alan biyografik bir kitapla ilerledi.
Vance, 2016’da çıkan kitabı Hillbilly Elegy'de Trump'ın, kendi ailesi gibi beyaz işçi sınıfı aileleri arasında neden yankı bulduğunu açıklamaya çalıştı.
Vance dış politikada ise Cumhuriyetçi Parti’nin Neo-con kanadının aksine, müdahaleci olmayarak, ABD'nin dış yardımı ve Ortadoğu'daki askeri operasyonlarını eleştirdi.
Ancak konu İsrail olduğunda, "Önce Amerika" politikasını bile esneteceğinin sinyalini verdi.
Vance, antisemitizme karşı çıkma konusunda sicili karmaşık görünse de, demeçlerinde daima İsrail'e güçlü desteğini dile getirdi.
Yahudi bakış açısıyla haberlerin yer aldığı Jewish Insider, Mayıs ayının son haftasında Vance’i manşetine, "Amerika öncelikli dünya görüşüne İsrail yanlısı bir dönüş yaptı" ifadeleri ile taşıdı.
Vance, birçok Amerikalının İsrail yanlısı olmasının sebebini dine bağlayan açıklamalarıyla da gündeme gelmişti. Katıldığı bir konferansta, Katolik inancının, İsa'nın ‘Akdeniz'deki o dar küçük toprak parçasında doğup öldüğü ve yeniden dirildiği’ anlatısını benimsediğini söylediği.. ayrıca ‘dünyanın o dilimini pek umursamayan bir Amerikan dış politikası olacağı fikrini saçma bulduğu’ da ona ilişkin kayıtlar arasında.
İsrail'e kayıtsız şartsız destek
Yahudi lobilerinin desteğini alan ve onların nazarında şimdiden başkan yardımcısı olarak görülen Vance, iki ülke arasındaki derin kültürel ve dini bağlara işaret ederek, ABD ile İsrail’in daha da ilişki içinde olması gerektiğini savunuyor. İsrail’e ve onun sorun yaşadığı ülke ve halklara yönelik tutum ve sözleri hem İsrail’in hem de Yahudi lobilerinin hoşuna gidecek türden.
2022'de The Jerusalem Post'a verdiği bir röportajda, iki ülke ilişkilerinin, ‘daha derin şeylerin, kültürel yakınlığın ve paylaşılan miras ve değerlerin bir ifadesi’ olduğunu da söylemişti.
7 Ekim sürecinden bu yana İsrail'e desteğini kesin bir dille ifade eden Vance, Mayıs ayında CNN'e verdiği bir röportajda; "Bence İsraillilere karşı tutumumuz şu olmalı: Bakın, Ortadoğu savaşlarını mikro yönetmede iyi değiliz, İsrailliler bizim müttefikimiz, bu savaşı uygun gördükleri şekilde yürütmelerine izin verin" dedi.
Vance, İsrail'in Gazze'ye yönelik askeri eylemlerini şiddetle destekliyor; buna yönelik çok sözleri var. Savaşın İsrail ile Körfez ülkeleri arasında bir normalleşme anlaşmasına varılması için gerekli olduğu gibi tuhaf bir düşünceye de sahip.
Gazze’deki sivil ölümlerinden Hamas’ı suçladı
Gazze’deki sivil ölümlerinde de Hamas’ı suçlayan Vance, bir açıklamasında; “Hamas çatışmayı başlattı ve şimdi Filistinli sivilleri kalkan olarak kullanıyor. Geçtiğimiz 40 yıldan ders çıkarmak için önceliğimiz Hamas'ı askeri bir güç olarak dağıtmak olmalı" ifadelerini kullandı.
Savaş sürerken yaptığı bir başka açıklamasında da; "Hamas'ın ideolojisini ortadan kaldıramazsınız, ancak komutanlarını ve askeri birliklerini ortadan kaldırabilirsiniz ve ben İsrail'in bunu yapabilecek güce sahip olması gerektiğine inanıyorum" dedi.
Vance’in vaadi: İbrahim Anlaşması genişleyecek
Vance’ın İsrail'e yönelik uzun vadedeki düşüncesi, Trump'ın 2020'deki başkanlığının son yılında imzalanan İbrahim Anlaşması’nı genişletmek. Bu amacını, CNN'e yaptığı; "Orta Doğu'daki hedefimiz, İsraillilerin, Suudi Arabistanlılar ve diğer Körfez Arap ülkeleriyle iyi bir yere gelmelerine izin vermek olmalı. Bu, Ortadoğu'da İranlılara yönelik bir karşı nokta oluşturmanın mükemmel yolu” sözleriyle açmıştı.
‘Gazze Dayanışma Kampları’ için yasa tasarısı
Cumhuriyetçi senatör ABD genelinde öğrencilerin üniversitelerde kurduğu ‘Gazze Dayanışma Kamplarını’ da eleştiriyor. Sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda şöyle yazmıştı: "Davanızın ne olduğu, İsrail yanlısı veya karşıtı olmanız veya başka bir şey olmanız umurumda değil. Kamusal alanlarımızı çöplüğe çeviremezsiniz. Hiçbir medeniyet bu kamplara tahammül etmemeli. Onlardan kurtulun".
Hatta Senato'ya, kampüslerdeki kampları kaldırmadıkları takdirde üniversitelerin Federal Mali Yardım almasını engelleyecek bir yasa tasarısı sunacak kadar ileri gitti.
Onun bu gayretlerini Ohio Yahudi Topluluklarının Genel Müdürü Howie Beigelman, "Her zaman Ohio'nun Yahudi topluluğuyla görüştü, her zaman İsrail yanlısı savunucularla toplantılar yaptı ve bize muhtemelen en yalın yasal gerçekleri verdi" ifadeleriyle överek ödüllendirdi.
Anlaşılan Trump, başkan seçilmesi durumunda İsrail’in ve Yahudi lobilerinin istekleri doğrultusunda hareket edip politikalar üretecek. ‘Hıristiyan’ Trump, Yahudi lobilerinin desteğini almanın forlümünü, Yahudilikle Hıristiyanlığın bir tür ortak noktası, örtüşmesi biçiminde bir dinsel/politik görüş olan Ejvanjelizm üzerinden bulmuş görünüyor.