ABD başkan adayı Donald Trump’ı hedef alan suikast girişiminin yankıları ve etkileri konuşulmaya devam ediyor.
ABD'nin 45. başkanı olan Donald Trump’ın, görev yaptığı 4 yıl kadar koltuğu Biden’a bırakırken ABD’de yaşananlar hafızalara kazındı.
Önümüzdeki Kasım ayında yeniden başkan adayı olan Trump’ın, Pensilvanya eyaletinde gerçekleştirdiği mitingte hedef olması pek çok yönden sansasyonel olarak görüldü ve irdelendi. Suikasti gerçekleştiren genç saldırganın, bu eylemi “tek başına mı, arkasında azmettirenler mi var?” soruları, suikast gündeminin ana başlıkları oldu.
Ülkede mevcut yönetim ve siyasetin, ABD sosyolojisini evirdiği durumun önlenemez sonucu eleştirileriyle analistler ekranlarda boy gösterdi. Seçim atmosferini daha ilgi çekici hale getirdiği için elini ovuşturan organizatörler ve komplo teorileri üretenler de sosyal medyada yerlerini aldı.
Trump’ın düşmanları listesi
ABD’de yaşayan Türk gazeteci Serra Karaçam, Trump suikastine ilişkin perde arkası gerçekleri ve “Amerikan normalleri”ni Samimi Haber’e anlattı. Tarihin öldürülen suikastçiler listesinde yerini alan Crooks’un akran zorbalığına uğramış bir deha olduğunu belirten Karaçam, Amerikan iç dengelerinin en önemli aktörü denebilecek Rothschild Ailesi’nden Soros’a, Antifa iddiasından göçmenlere kadar olası fail “adreslerini” değerlendirdi.
Trump’ın NATO karşıtı tutumundan dolayı global batı elitleriyle arasının kötü olmasının, saldırıyı azmettireni araştıranlar tarafından yanlış değerlendirildiğini belirten gazeteci Serra Karaçam, Trump’ın "Önce Amerika" politikasının, NATO karşıtlığı değil, NATO'ya daha az katkı sağlama yanlısı olduğunu ve bunun “savaş makinesini beslemeyen bir durum” olduğuna dikkat çekti.
Karaçam, seçim sürecinde kamuoyundaki ayrışmanın iyice kutuplaştığını belirterek, “Ayrıca çok komplike bir düşman aramaya gerek yok. Siyasi atmosfer, kullanıma uygun bir gencin, Trump'a düşman olmasını sağlamaya müsait. Kutuplaşma söz konusuydu. Elbette, “Trump’ı istemeyen başka çevreler böyle bir genci kullanmış olabilir mi?” sorusu tartışılıyor, ama bu ABD'nin normali. Başka başkanlara da suikastler ve suikast girişimleri oldu. Ancak şu sıralarda ülkede, AVM ve okul saldırganları daha yaygın.” ifadeleri ile ABD sosyolojisindeki çatışma noktasına gelen kutuplaşmaya dikkat çeken analistlerin “doğal sonuç” yorumlarının daha isabetli olduğunu açıkladı.
Crooks’un örgütsel bağlantısı yok ama akran zorbalığına maruz kalmış bir ‘dahi’
“Saldırganın parti üyeliği dışında herhangi bir örgüt üyeliği söz konusu mu?” sorusu da akla gelen ilk sorulardandı. Karaçam, “Cumhuriyetçi parti kayıtlı seçmeni, ancak 2021'de liberal demokrat bir gruba 15 dolar bağış yapmış.” bilgisini aktararak bunun tutarsız bir durum olduğunu belirtti.
Saldırganın her hangi bir örgüt üyeliği bağlantısının olmadığı, şimdiye kadar bunun doğrulanamadığına dikkat çeken Karaçam, okul arkadaşının ABD basınına yaptığı açıklamalara işaret ederek, “Kendisi bir dahi. Lisede matematik ödülü almış” dedi. Karaçam ayrıca, saldırganın arkadaşının, ‘Matthew Crooks’un sık sık akran zorbalığına maruz kaldığını’ ifade ettiği sözlerinin, doğrulanmayan “örgüt üyeliği iddiaları” kadar önemli olduğunu belirtti.
Trump’ın uğraştığı göçmenler hayatını kurtardı
Saldırı sonrası yaptığı ilk röportajında Trump, 'yasadışı göçmenlerle ilgili bir tabloyu okumak için başını hafifçe sağa çevirmemiş olsaydı ölmüş olabileceğini' söylerken, başkanlığı döneminde söylem ve eylemlerinin çoğunun hedefinde göçmenler vardı. Bugün saldırıyi işleyenlerin değil, kurtaran olduğu konuşulan göçmenler, suikastin olası azmettiricileri tahminleri arasında başta elbette ilk sıradaydı. Karaçam bunu, “İlk başta gözleri çekik diye Çinli denildi saldırgan için.” ifadeleriyle açıkladı.
Bu suikastin fail listesinde Müslümanlar yok
Karaçam, ABD’de ve batıda İslamofobi’nin yaygınlaştırılması için çalışan ellerin, bu tür olaylarda İslam’ı ve Müslümanları suçlamak için hemen devreye girdiği halde, bu suikastte ABD kamuoyu ya da yetkililerin açıklamalarında yer almadığını net bir şekilde ifade etti.
Güvenlik zaafiyeti, Meclis İstihbarat Komitesi’nde araştırılacak
Karaçam, görgü tanıklarının; suikast ile ilgili FBI ve yerel görevlilerin, alanda silahlı bir kişinin bulunduğu ile ilgili uyarıldığı ancak önlem ya da dikkate almadıkları açıklamalarıyla suikastin planlı olduğu iddialarını ise, “önce bir diğer çatıdaki keskin nişancıyı hedef aldığı, bu sırada fark edildiği iddia ediliyor. Meclis İstihbarat Komitesi’nin konuyu soruşturmaya başladı.” ifadeleriyle vurguladı ve ayrıca “Neden ateş açılması beklendiği?” gibi sorularla da genişletildiğini vurguladı. Karaçam, söz konusu duruma ilişkin, “Gizli Servislerin koruma arttırımı taleplerini karşılamadığı ve daha önce Gizli Servis’ten koruma arttırımı taleplerini edildiği” gibi iddiaların da gündemde olduğunu açıkladı. Karaçam sözlerinin devamında, Gizli Servis’ten yapılan ilk açıklamalarda bu iddiaların yalanlandığını da belirtti.
Suikasti azmettirenler listesinde İran, Rusya ya da Çin de yok
Karaçam, alandaki “Güvenlik zaaflarının” görüldüğü videolarda, Trump ve ABD’yi hedef alması olası ülkeler; İran, Rusya, Çin vb tarafından gerçekleştirilmiş olması ihtimaline ilişkin de, “ Zaafa ilişkin Kongre ciddi bir soruşturma yürütecek. Şu aşamada dış bağlantıyı bırakın “içeriden destek var mı?” o dahi bilinmiyor. Güvenli alanın yetersiz olduğu ve o alan dışındaki kısmın boşaltılması gerektiği söylenmekte. Suikastçi, güvenli alan dışında olduğu için metal detektörlerden geçmedi. Kullanılan silah ABD'de alınmış ve yaygın bir yarı otomatik tüfek modeli. Dış örgütlerden gelme bir silah değil.” değerlendirmesini yaptı.
Saldırganın Antifa üyesi olduğu ve Antifanın PKK bağlantısına dikkat çekerek, Türkiye-Suriye ilişkileri ve bölgede yansılamalarının olacağı yorumlarının ise erken yapılan yorumlar olduğunu belirten Karaçam, “İlk etapta sosyal medyada yayınlanan bir bilgi, saldırganın Antifa üyesi bir blogger olduğu şeklindeydi. Ancak yetkililer saldırganın daha farklı bir isim olduğunu duyurdu. Hiçbir grupla bir bağlantısı doğrulanamadı.” ifadeleriyle, suikastin ve olası azmettiricisi üzerine yapılan değerlendirmelerin, ABD’li yetkililer ve kamuoyundaki değerlendirmelerden farklı olduğu, kamuoyunda daha çok ABD’nin iç çatışması ve bunun sonucu üzerine tartışmalara yoğunlaşıldığı yönünde açıkladı.
Karaçam, bu suikast ile “iki parti adayından birinin küçük bir farkla kazanması beklenirken” şimdi Trump’ın fark atmasının beklendiğini söyledi. Joe Biden’ın kampanyasının tek odağının, politika eleştirisinden çok Trump’a saldırı olarak şekillendiğini belirten Karaçam, “Trump'ın demokrasi için bir tehdit olduğu”nu söylemişlerdi. Ancak suikastle, Trump’ın daha mağdur olduğunu belirten Karaçam, “İnsanlar sorunlarına çözüm arıyor. Bireysel saldırıyla başkan seçmek istemiyorlar.” dedi.