NURCAN ÇALIŞKAN 

İstanbul Valiliği, dün (20 Temmuz) büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri, kaymakamlıklar ve tarım ilçe müdürlüklerine sokakta yaşayan hayvanları "toplamaları" için talimat gönderdi. 

Valilik tarafından verilen talimatta 5199 nolu Hayvanları Koruma Kanunu gereğince sokakta yaşayan hayvanların rehabilitasyon merkezlerine götürülmesi istendi. Öte yandan bakımevi olmayan belediyelerin gerekli işlemleri başlatarak bakımevlerini aktif hale getirmeleri talimatı da verildi.

thumbs_b_c_85c6d4acd15f681a535526a0f1252a92

Talimata göre; bu hayvanlar kısırlaştırılarak tedavi edildikten sonra gözlemlenecek ve hayvanların sağlığına kavuştuğu tespit edildikten sonra ise alındıkları yerlere bırakılacak. 

Sokak hayvanları konusu uzun zamandır ülke gündemindeki yerini korurken, böyle bir talimatın verilmesi, hayvan severler tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Diğer yandan ise sokak hayvanlarının "başıboş" şekilde sokaklarda gezmesinden endişe duyan vatandaşlar ise uygulamanın yerinde olduğu görüşünde. 

HAD

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Hayvanlara Adalet Derneği (HAD) Başkanı avukat Hülya Yalçın, İstanbul Valiliğince verilen sokak hayvanlarının "toplatılması" ve tedavi edilmesine yönelik verilen talimatı hayvanların korunması açısından değerlendi. 

"KÖPEKLERE KARŞI 'DÜŞMANLIK' ETME MODASI VAR"

İstanbul Valiliği'nin köpeklerin toplatılması talimatını toplumda karmaşaya yol açan bir adım olarak değerlendiren Hayvanlara Adalet Derneği (HAD) Başkanı avukat Hülya Yalçın, "Yıllardır, zaman zaman devlet yetkililerinden bu tür açıklamalar gelmekte, yoğun dirençle karşılaşmakta ve bir şekilde yüzlerce köpeğin bu karmaşada haksızca ölümünü takiben unutulup gitmektedir" diye konuştu.

Son zamanlarda köpek düşmanlığının kamuoyunda abartıldığına dikkat çeken Yalçın, "Bazı kişiler varlıklarını adeta bu duyguya bağlayarak tüm güçleriyle köpeklerin toplanmasını istiyor. Böylece bütün sorunların çözüleceğini sanıyor. Köpeklere karşı bu günlerde adeta bir virüs gibi 'düşmanlık' etme modası var" dedi. 

thumbs_b_c_0458a175aa4820bc2fee2c25ae980273

"ONLAR ATIK YA DA ÇÖP DEĞİL" 

Valilik talimatındaki kullandığı “köpeklerin toplatılarak” ifadesini doğru bulmayan Yalçın eleştirilerini şöyle sıraladı: 

"Onlar atık ya da çöp değil. Bizler gibi yaşayan, sosyalleşen hatta insanlarla hayatı paylaşma becerisine sahip özel canlılar olması nedeniyle korunmalarını insani ve hukuki görev bilirken; ötekiler 'derhal toplatılıp yok edilmesini' şiddette savunuyor.  Bu çağda böyle bir zihniyet elbette acınası. Ancak Valilik gibi en üst düzey yetkiye sahip konumlarda toplumun bu tür sinir uçlarının da dikkate alınması ve yasal terminolojiyle bir talimat verilirken de buna göre cümleler kurulmalıdır."

"VALİLİK VAHŞİ SÜREK İSTEYENLERİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜYOR"

Yalçın söz konusu talimatta yer alan “köpeklerin toplatılarak” ifadesi yerine ise kullanılabilecek dili ve üslübu şöyle özetledi:

"'Yerel yönetimlere 5199 Sayılı Kanuna uygun olarak kısırlaştırma görevinin, gönüllülerle eşgüdümlü olarak...' gibi ifadeler kullanılması doğru olurdu. Kısırlaştırma talimatının mutlaka denetimli ve zamana yayılarak, hiçbir hayvana zarar verilmediğinden emin olunarak özel ekiplerce ve kararlı bir şekilde düzenli olarak yapılması istenebilirdi. Oysa görüyoruz ki Sayın Valilik de kanundaki lafzı 'aspirin' gibi kullanarak iyi bir işlem başlatıyor izlenimi yaratıp; vahşi sürek ve toplama isteyenlerin ekmeğine yağ süren bir ifade kullanmış maalesef."

thumbs_b_c_5dcf83f20cbd1d50a99b0f062ea79343

"KISIRLAŞTIRMA SÜRECİ ŞEFFAF YÖNETİLMELİ"

Sokak hayvanlarına yönelik önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Yalçın yanlış yapılan uygulamaları şöyle sıraladı:

"Yıllardır binlerce hayvanın kesilip biçilip sokaklara salındığı ve kötü şekillerde öldüğü günlerin tecrübesiyle diyoruz ki böyle olmamalı. Olmaz da. Bir kere bu kısırlaştırma sürecinde samimiyet varsa; şeffaf, kaçaksız göçeksiz, ilkel toplamalara girişmeden yapılacağı garanti olmalı. Çünkü biz biliyoruz ki amaç 'kısırlaştırma' değil, sürekli sızlanan köpek düşmanlarının talebini yerine getirecek 'toplama' işlemini gerçekleştirmek. Tabi arada üç beş kısırlaştırıp salma görüntüsü ve haberi yapılarak bu itirazlarımıza ön alınacağını da biliyoruz." 

NASIL BİR YOL İZLENMELİ?

Yalçın, Hayvanlara Adalet Derneği olarak sokak hayvanlarının kısırlaştırılmasıyla ilgili beklentilerini şöyle açıkladı:

"Zaten 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği çoktan başlaması gereken ve insan kaynaklı, savsaklamalar nedeniyle hiç yoktan soruna dönüştürülen bu mesele gönüllülerle birlikte çalışılarak halledilmelidir. En önemli talebimiz ise 'Valilik talimatıyla başlatılması istenen bu süreçte hiçbir hayvana en ufak zarar verilmeyecek, toplama ekipleri medeni insanlardan oluşacak, çağdışı çığlık çığlığa eziyetle hayvan alınmayacak' olmasıdır." 

thumbs_b_c_c9480f9faec2b6eceb73df31038d29ee

"KANUNA AYKIRI BİR DURUM ORTAYA ÇIKMAK ÜZERE"

Valiliğin kararının amaçtan uzaklaştırılmış ve bir kesimi memnun etmeye yönelik bir hamle olduğuna dikkat çeken Yalçın, "Niyetlerinde samimi olmayan ve köpek düşmanlığını adeta sosyal kimliği olarak belirleyen pek çok kişinin 'yaşasın köpeklerden kurtulacağız' nidalarıyla karşıladığı talimatta demek ki sosyal olarak bir dengesizlik, bir ağma vardır. Amaçtan uzaklaşmış, bir kesimi memnun etmeye yönelik ve lafzı ile kanun metnine uygun bir uygulama ile tamamen kanuna aykırı bir durum ortaya çıkmak üzeredir" dedi. 

VALİLİKTEN BEKLENTİLER 

Yalçın, sokak hayvanlarını koruma konusunda İstanbul Valiliği'nden beklentilerini şöyle aktardı: 

"On yılların hatası olan bu meselenin sorumlusu köpekler değildir, cezasını da onlar çekmemelidir. Bu nedenle Valilikten bu talimatın uygulanması genelinde; hangi bölgelerde kaç veteriner hekim ve yardımcı personel çalıştırılabileceğinin; toplama ekiplerini ve toplama şekillerinin net olarak belirlenmesinin ve öldürme yaralama durumunda mesleki ihmal vb. nedenlerle soruşturma açılabileceğinin, sürecin gönüllülerin gözlemine yardımına açık olması gerektiğinin de ek bir muhaberatla açıklanmasını bekliyoruz."

"DEVLETİN SORUMLULUĞUDUR"

"Yaşadığımız çağda hayvanlara yasal korumanın temeli sosyal korumadır. Toplum dinamiklerinden uzak talimatlar ise toplumu birbirine düşürmektedir ve düşürecektir de. Hiçbir menfaati olmadan sadece 'yaşama hakkına saygılı' kişilerin öldürmeye, işkenceye, zulme karşı duruşuna cevaben çoğu sudan sebeplerle bu hayvanların öldürülmesini isteyenlerin karşı karşıya kalmaması, devletin sorumluluğudur."

thumbs_b_c_dde269572a933fbcbf1a302d0f8a8cdf

"HAYVANLAR KORUMACI VE BİLİNÇLİ SEMTLERE AKTARILABİLİR"

"Bizim HAD olarak görüşümüz hayvanların yaşam alanı, şu an yaşadıkları yer yani sokaklarımızdır. En fazla şu yapılabilir; aşırı düşmanlık gösteren eğitim ve kültür düzeyi farklı yerlerdeki hayvanlar buralardan alınarak daha korumacı ve bilinçli semtlere aktarılabilir. Neden olmasın? Ayrıca kısırlaştırmayı takiben zaten doğal ömürleri nedeniyle sokaklarda öyle denildiği gibi milyonlarca hayvan yok. Bu büyük bir yalan. Ve yine biliyoruz ki köpekleri özellikle kışkırtan, vuran, taş atan, sesle ajite ederek koşmasını sağlayan ve 'saldırgan köpek' haberleri okuyoruz. Biz ne insanların ne köpeklerin, ne çocukların zarar görmesini istiyoruz. Toplum bu köpek barbarlığından bir an önce kurtulsun istiyoruz."

thumbs_b_c_aa4f640e4d88b99b2cf28b3295308a2a

"AVRUPA'DA BAĞLAYICI CEZALAR VAR"

Avrupa'da hayvanları korumaya yönelik ne tür tedbirler alındığını sorduğumuz Yalçın, "Avrupa ve diğer batı ülkelerinde de yasal olarak hayvanları koruyabilen bir uygulama yok. Ancak toplumsal yaşamda işkencenin insan açısından hürriyeti bağlayıcı cezaları var. Yani şiddete karşı duruşları net ve istisnasız. Yanlış besleme ile kilo sorunu olan hayvanın sahibine bile cezai yaptırım var. Ülkemizde ise araçla sürüklenen, yakılan, tecavüzle öldürülen, devlet kurumunda kürekle kafasına vurularak öldürülen, mezbaha için balyozla kafasına defalarca vurularak işkenceyle öldürülen hayvanlar var. Ceza yaptırımı hem yetersiz, hem göstermelik hem de süreç son derece bürokratik engellerle dolu" diye konuştu. 

2018_12_barinak_1

"UYGULAMANIN KANLI BİR SÜRECE EVRİLMESİ KAÇINILMAZ"

Valilik talimatının gözden geçirilerek netlik kazanması gerektiğine vurgu yapan Yalçın, "Özetle, Valilik talimatı yeniden ve altı doldurularak “alındığı yere sağlıklı şekilde bırakılacaktır” maddesinin doğru uygulanmaması halinde görevliler hakkında cezai yaptırım uygulanacağının da belirtilerek netleştirilmek zorundadır. Sosyal medya ve her yoldan herkes bunu talep etmelidir. Tek başına Vali’nin iyi niyetinden kuşkumuz yok; ancak uygulamanın yıllardır gösterdiği örneklere baktığımızda bu talimatın kanlı bir sürece evrilmesi ve toplumda kaos yaratması kaçınılmazdır" dedi. 

Fotoğraflar: AA