Ercan Çankaya - Haber Merkezi

Türkiye’de milyonlarca üniversite mezunu işsizken bir yandan da birçok farklı sektörden ara teknik eleman eksikliği haberleri gelmeye devam ediyor.

En son geçtiğimiz hafta birçok haber sitesinin yer verdiği bir haberde Adana'da inşaat sektöründeki eleman sıkıntısının had safhaya ulaştığı söyleniyor; bazı inşaat ustalarının rezervasyonla çalıştığı öne sürülüyordu. İnşaat ustalarının maaşlarının da 70 ile 150 bin lira arasında değiştiği belirtiliyor, buna rağmen sektörde usta sıkıntısının devam ettiği belirtiliyordu.

Samimi Haber olarak biz de bu konuyla ilgili sektör temsilcileri ve inşaatlarda çalışan mühendislerden görüş almıştık. Sektör temsilcisinden aldığımız demeçte Kahramanmaraş’taki depremler sonrası deprem bölgesinde inşaat faaliyetlerinin artmasıyla birlikte sektörün usta ihtiyacı yaşamaya başladığı belirtilmiş, usta maaşlarının çok yüksek olduğundan ‘yakınılmıştı.’ Mühendisten aldığımız demeçteyse sektörde usta sıkıntısının olduğu vurgulanmış, fakat usta yetişmemesinin sebebinin inşaatlarda vasıfsız eleman olarak nitelendirilen yeni başlayan işçilerin usta olana kadar çok uzun yıllar asgari ücretle çalıştırıldıklarının, gençlerin de bu sebeple yine asgari ücretle çalışabildikleri, fiziksel olarak kendilerini daha az yoracak işlere yöneldiklerinin altı çizilmişti.

O haberimize ulaşmak için tıklayınız.

Çoğunluk asgari ücretle çalışıyor

Bir inşaat elektriği ustası söz konusu haberle ilgili haber merkezimize ulaştı. Konunun bambaşka yönlerine dikkat çekti. Elektrik ustası, “Evet maaşlar deprem sonrası yükseldi inşaatlarda. Demirciler, kalıpçılar, elektrikçiler, tesisatçılar yüksek maaşlar alıyor. Ama herkes öyle değil, düz işçiler asgari ücret veya asgari ücretin çok az üstü maaşlara çalışıyor” diye konuştu.

Günün 3’te 2’sini şantiyede geçiriyorlar

Yüksek maaş aldıklarından şikâyet edilen ustaların çalışma koşullarının çok ağır olduğunu belirten inşaat işçisi, ustaların sabah 4’te işbaşı yaptıklarını söyledi. Yağ pasın içinde “bir dakika dinlenme” olmadan çekiç ve manila ile çalıştıklarını söyleyen usta, özellikle kalıpçıların işinin çok ağır olduğunu belirterek beton erken gelirse işlerinin öğleden sonra 4 ya da 5’te bittiğini, gelmezse gece 11’e kadar çalıştıklarını söyledi. Yani kalıpçılar, günün 3’te 2’sini şantiyede çalışarak geçiriyor.

Demir ve elektrik ustalarının da sabah 4’te işbaşı yaptıklarını belirten usta, onların işlerinin 13.00, 14.00 gibi bittiğini söyledi. Yani onlar da günde 9 ya da 10 saat mesai yapıyorlar.

Ticaret satış hacmi yıllık yüzde 3,4 azaldı Ticaret satış hacmi yıllık yüzde 3,4 azaldı

Sığınmacı işçiler iş güvenliği olmasa bile sesini çıkaramıyor

Sektörde durum böyle olunca eskisi gibi işten anlayan usta yetişmediğini söyleyen inşaat işçisi, işverenlerin eleman sıkıntısı olduğunda alanında kalifiye olmayan işçileri çalıştırmaya yöneldiğini ya da daha ucuza Afgan ya da Suriyeli çalıştırmayı tercih ettiğini söylüyor. Devletle anlaşması olan şirketlerin oturma izni olan sığınmacıları inşaatlarda çalıştırdıklarını söyleyen elektrik ustası, göçmen işçilerin “yatacak yer olsun, nasıl olursa olsun” düşüncesiyle kötü şartlarda, düşük ücretlere çalışmayı kabul ettiklerinin altını çizdi.

Göçmen işçilerin yemek kötü olsa da, kaldıkları kamp alanı kötü olsa da, inşaatta yeterli iş güvenliği önlemi alınmamışsa da sokakta kalmamak adına itiraz edemediklerini vurgulayan işçi, “Hal böyle olunca son yıllarda kamp alanları, yemekler falan kötü olmaya başladı” diye konuştu. “Böyle olunca ustalar her şantiyede çalışmamaya başladı. Şantiye seçmeye başladı. Aynı maaşla daha güzel bir şantiye varken ben niye gidip o kötü şantiyede çalışayım düşüncesine girdiler” diyen inşaat işçisi, yüksek ücretle eleman bulamadıklarını söyleyen şantiyelerin ya maaşları düzenli ödemediklerini ya da kamp alanlarının kötü olduğunu söyledi.

İlk iki ay maaş almadan çalışıyorlar

Kendisinin de her teklifi kabul etmediğini söyleyen elektrik ustası, bazı şirketlerin şantiyelerinde yatakhane denilen yerlerin zemininde beton bile olmadığını ya da betonun iyi dökülmediğini, toprak zemine yatak kurulduğunu söyledi. 4 kişi kalınması gereken koğuşlarda 6 ya da 8 kişinin bir arada yaşamaya zorlandığına dikkat çeken usta, lavabo ve tuvaletlerin de kötü olabildiğine, sıcak su bulunamadığına dikkat çekti. Öyle ki bazı koğuşlarda tahta kurusu bile olduğunu söylüyor.

Bir diğer sorunun ise maaş konusu olduğunu söyleyen usta, konunun vahametini şu sözlerle anlattı:

Şantiyelerde ilk maaş içeride kalıyor. Mesela şirket her ayın 25’inde maaşlar ödeniyor diyor. Ben 1 Ekim’de ise başladım diyelim. İlk, maaşımı 25 Kasım'da alıyorum. Ne oldu 55 gün çalışmış oldum. Şirket işte ödeme alamadık, haftaya diyor, falan filan. 2 ay çalışıyorsun, daha maaş almıyorsun. Paranı alabilmek için biraz daha bekliyorsun. Çünkü 2 aylık bir emeğin var, bırakıp gidemiyorsun. Paranı da alamıyorsun. Ondan dolayı da ustalar böyle tanımadığı şantiyelerde çalışmıyor.

Editör: Ercan Çankaya